Daha önce oynadığımız maçlarda da tanık olduk Basel maçında da gördük ki defans hattında her değişimin ardından basit goller yiyoruz. Şu bir gerçek ki bizler futbol adamları olarak hep söylüyoruz. Bir takım en önemli yeri bel kemiği 3 orta noktadır. Biri stoper diğeri orta alanda oyun kurucu ve de forvet…
 
Bu üç mevkiiniz kaliteliyse sorununuz az olur. Bir de Obi Mikel ve Sturridge form tutabilirse bu sorunlarımızı büyük ölçüde atlatmış oluruz.
 
Tabi bu iki futbolcularımız da kendilerini futbola vermeleri lazım. Yoksa hiçbir kulvarda başarılı olamayız. Hafta arası oynadığımız Basel maçında Ünal Hoca fazla rotasyona giderek adeta biz adeta Avrupa’yı değil de ligi düşünüyoruz der gibiydi. Aslında Basel maçına tam kadro çıksaydık, kesinlikle 3 puanı alırdık.
 
Ama hocamız ligde oynayacağımız Rizespor maçına tam kadro çıkarak bunu bize göstermiş oldu.
2 komşu Rize ve Trabzon’un takımları Rize’de karşı karşıya geldi. Hafta arasında oynadığı Avrupa kupası maçından dolayı Trabzonsporlu oyuncular maça biraz olsun haliyle yorgun olarak başladılar. Ama bu yorgunluk Basel maçında oynamayıp dinlendirilen oyuncularda daha çok görüldü.
 
Örneğin Pereira Sosa ve en kötümüz Nwakaeme’ydi.
Demek ki yorgunluk bahaneden öte bir şey değilmiş.
 
Maç yağmurlu bir havada başladı. İlk 10 dakikadaki oyun herkes gibi beni de çok memnun etti. Ancak bu dakikadan sonra oyunun tam hakimi Rizespor’du. Trabzonsporlu oyuncular ise Beşiktaş maçında kalmış gibiydiler.
 
Rize’nsin bu baskılı oyunu 23’te Melnjak’ın golüyle meyvesini attığı golle verdi.
 
Trabzonsporlu oyuncuları bu gol bile uyandıramadı. İlk yarıda forvette oynayan Sörloth ve Nwakaeme takımlarının 0 katkı sağladılar.
 
30’uncu dakikada sakatlanan Novak’ın yerine Doğan oyuna girdi. Bu değişikliğinden sonra Ünal Hoca, Kamil Ahmet’ sol bekte görev verdi. İlk yarının son dakikasında ender yakaladığımız gol pozisyonunda Nwakaeme 100’de 100’l-ükpozisyonu gole çeviremedi ve ilk yarıda Rizespor’un 1-0’klı9k üstünlüğü ile sona erimiş oldu.
 
İkinci yarının hemen başında Ünal Hoca’mın Sturridge’yi oyuna almasını beklerdim. Fakat o yine aynı kadroyla devam dedi. İkinci yarı her iki takımda çok tempolu bir şekilde başladı. Trabzonspor her ne kadar atak oynuyor olsa da pozisyon bulup gol kaçıran taraf Rizespor oluyordu.
Tabi burada Uğurcan’ın da hakkını vermek lazım. Yine yerinde kurtarışlar yaparak maça damga vurmuş oldu.
 
62’de oyuna giren İngiliz forvet 73’te güzel bir orta yaparak Sörloth’a gol attırmış oldu. Böylelikle skor 1-1’e geldi. 86’da Sturidge’nin şutu direkten auta gitti. İlk yarının son dakikasında çok net pozisyonu değerlendiremeyen Nwakaeme, ikinci yarının son dakikasında ikinci kez pozisyon buldu. Ama bu kez topu filelerle buluşturdu.
 
İşte futbol çok enteresan bir oyun kötü oynarsın ama golü attın mı her şey unutulur. Bu maçta bizim iki golü atan oyuncularımız da belki de maçın en kötüleriydi ama attıkları gollerle 3 puanı getiren oyuncularımız oldular.
Maça kısa bir özet yaparsak;
İlk yarıda yürüyen ikinci yarıda koşan bir Trabzonspor izledik. Yani iki perdelik oyun gibiydi adeta maç.