Milli Eğitim Bakanının açıkladığı 2013 eğitim vizyonunun temel amacı, şu şekilde açıklanmıştır:
*çağın ve geleceğin becerileriyle donanmış,
*bu donanımı insanlık hayrına sarf edebilen,
*bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı,
*nitelikle ve ahlâklı,
  bireyler yetiştirmektir.
Bu metni nasıl okumalıyız? Eğer bu metni yeni bir bakış açısı ile okuyabilirsek, eğitimde çok önemli farklılıkları hayata geçirebiliriz.
Bu vizyonda “öğretmen temellilik” ten de söz edilmektedir. Demek ki, “öğretmen” işin temelini oluşturmaktadır. Öyleyse öncelikle öğretmenler, bu vizyon belgesini içselleştirecek biçimde okumalı ve anlamalıdır.
Yetiştireceğimiz bireylerin günümüzün ve geleceğin becerileriyle donanık olarak yetiştirilmeleri, eğitim vizyonunun temel amacı olarak görülmektedir. Ne var ki, eğitim sistemimiz 12 yıllık zorunlu eğitim marifetiyle, herkesi akademik eğitime mahkum etmeye çalışırken, becerili bireyleri nasıl yetiştirebileceğiz? Akademik eğitimde neredeyse salt “test çözme” ile ilgilenen gençlerin, hangi beceriyi nasıl elde edeceğini bilen var mı? Fen Liselerinde bile üniversite sınavında sorulmayacak hiçbir bilgiye itibar edilmediği bir sistemde, bireylerin sınavdan başka bir şey düşünmediğini rahatlıkla söylemek mümkündür.
Edinmiş olduğu becerileri insanlığın hayrına serf edebilen birey, hayırsever bireydir. Böyle bireylerin özlemini çektiğimiz günümüzde, bu vizyon sayesinde, belki böylesi insanların yetişmesine fırsat doğabilir.
Yetiştireceğimiz bireylerin bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı olmalarını hedeflemek, ülkemiz için heyecan verici bir durumdur. Ne var ki, bu hedef de eğitim sistemimizin durumuna bakıldığında, pek gerçekçi görülmemektedir. Çünkü “test çözerek” yetişen bireylerin bilime sevdalı ve kültüre meraklı olmaları inandırıcı gelmiyor. Ders kitaplarını özetleyen test kitaplarıyla üniversiteyi geçiren bireylerin, kültüre meraklı olmalarını beklemek, gerçekçi görülmüyor. Ancak büyük hedefler koyarak bu hedeflere ulaşmaya çalışmak, eğitim sisteminin gelecekte daha işlevsel olmasına yarayabilir.
Vizyonda ahlaklı bireylerin yetiştirilmesi gerektiğinden bahsedilmesi de kayda değer bir husustur. Ancak bireylerin ahlaklı olmaları, sadece okulda vereceğimiz ahlak dersleri ile sağlanamaz. Kaldı ki, ahlaklı bireylere test çözmede bir kolaylık göstermediğiniz müddetçe, kimsenin ahlaklı olmasını beklememelisiniz. Çünkü sistem hâlâ “sınav odaklı” bir kimliğe sahiptir. Sınav odaklı bir sistemde ahlak, kültür, bilim, vb. yüce kavramların hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Bütün bunlara rağmen, bu vizyon amaçlarına bakarak, eğitim sisteminin yeniden tartışmaya açılmasının önemli bir gelişme olduğunu söylemek mümkündür. Bu vizyon sayesinde eğitim sisteminin genel amaçlarını yeniden tartışmaya açmanın gerekli olacağını da söyleyebiliriz. Bu vizyon belgesinin bütün öğretmen ve yöneticilerce içselleştirilmesi, vizyonun hedefine ulaşması için zorunluluk arz etmektedir. Çünkü vizyonun temeli öğretmene dayanmaktadır. Öğretmenin içselleştirmediği hiçbir hedefin gerçekleşme ihtimali görünmemektedir.