Trabzon'da yayınlanan bir rakip gazete,
Nedense,
Ve ne hikmetse,
Taka Gazetesine ve onunla ilintisi olanlarla hep bir çatışma halinde olmuştur.
*
Şimdi bu gazetenin sahibi konumundaki Gazeteci/ Yazar,
Taka Gazetesinin kurucusu Ahmet Sancak ile ilgili,
Olumlu olumsuz haberler serisini başlattı...
*
Neymiş,
"Ahmet Sancak;
5 kattan ibaret binasını 52 bin liraya Sağlık Bakanlığı,
Trabzon Halk Sağlığı Müdürlüğüne kiralamıştır. "
Diyor.
Doğru ama,
Kiralama bedeli:
52 bin lira değil,
41 bin liradır.

Kullanım alanı 627 metrekare değil,
Belirtilenin tam üç katından da fazladır.
Yani 1900 metrekaredir.
*
Söz konusu edilen plaza,
5 katlı değil.
8 katlıdır.
*
Şimdi gelelim işim diğer mevzularına.
Malum,
Kiralama işlemleri ihtiyaca binaen yapılır.
Kimseyi abat etmek,
Mutlu etmek için yapılmaz.
*
Kiralı binaya ihtiyacı olan,
Trabzon İl Sağlık Müdürlüğü
Halk Sağlığı Müdürlüğüdür.
*
Kiralanacak olan binanın alanı,
Bulunduğu muhit,
Binan görsel imajı,
Kira bedeli gibi konularda anlaşmaya varılmış ve
yasal sözleşme imzalanmıştır.
*
Sevgili muhatap!
Şimdi buraya kadar anlattığım konunun neresinde bir yanlışlık,
Neresinde bir hukuksuzluk vardır?
*
Siz sırf rakip gördüğünüz bir gazeteyi ve ilintilerini karalama derdine düşerken,
Görülen o ki,
İlgili sağlık kurumunu da töhmet altına sokmaya çalışmaktasınız.
Neyse o kurum gerek duyarsa size bilgisizliğinizi giderecek cevapları verirler.
*
Biz gelelim işin daha da çirkin tarafına.
Yani belden aşağı tarafına.
Neymiş,
Ahmet Sancak Ak Partili değilmiş.
Neymiş,
Bir zamanlar iktidarı eleştirmiş.
İyi de senin İktidar aleyhine yazdığın çok çok daha fazladır...
*
Kaldı ki;
Hukukun üstünlüğü bitmiş de,
Tartışmasız iktidarcıların üstünlüğü mü başlamış?
*
Yani diğerleri bu ülkede bir roman karakteri,
Köle İsaura,
Horoz George midir?
Kunta-Kinte midir?
Onların vatandaşlıkları yok hükmünde midir?
*
Bu ayrıştırma,
Bu karalama,
Bu itibarsızlaştırma gayretleriniz,
Ahlak ölçülerinize  uygun mudur?
*
Bay Muhatap!
Şahısların ve  kurumların,
Çıkarları,
Hukuk kuralları doğrultusun korunmaktadır.
Hatta devletler;
Birbirleriyle çatışma hallerin olduklarında dahi ticari faaliyetlerine halel getirmemeye gayret ederler...
*
Hani Erdoğan İsrail'e  "One minute!" çektiğinde,
İsrail'le ticaretimizi tam gaz devam ettiği gibi...
Ya da şimdilerde;
Amerika ile,
Avrupa ile aramızda yaşanan onca gerilimlere rağmen,
Ticari performans aynen devam etmektedir.
 
Hal böyle iken,
Ahmet Sancak'a saldırmak,
Onu kendi öz vatanında vurmak kimin haddinedir?
Bu ne gözü dönmüşlük,
Bu ne zalimliktir böyle?
 
Bak muhatap!
Ahmet Sancak aydın bir iş adamının adıdır.
Ahmet Sancak,
Ayrıca gazeteci ve şairdir.
*
Geldiği yere dişiyle/tırnakları ile gelmiştir.
İmkanlarını,
Ona/buna yalvararak,
Devletten ihale alarak değil,
Alman disiplinini benimseyerek iş hayatına atılarak,
Alman rakipleri arasında sıyrılarak,
İşçi olarak gittiği Almanya'da,
İşveren konumunda saygın bir İş adamı ve değerli bir Trabzon evladıdır.
*
O parayı Avrupa'da kazanır.
Yatırımlarını,
Karadeniz'e
Anayurduna yapar.
Memleket türküleri söyler.
Hasret şiirleri yazar...
*
Onun vergi borcu yoktur.
Kanunsuz işi yoktur.
FETÖ'cü Keto'cu değildir.
Ama adam gibi adamdır;
Vesselam!
 
BAK FARUK ABİ!
 
Bu sefer fena yakalandın.
Bu sefer bu kulübün başına o gelsin,
Bu gitsin diyemezsin.
Bu sefer sen,
Evet sen,
Bu zorlukların cümlesin
 talip olacaksın.
*
Kahraman olmak insana böyle zamanlarda verdiği kararlarla nasip olur.
*
Senden bu takımı şampiyon yapmanı istemiyoruz.
Senden bizi kupalara doyurmanı da istemiyoruz.
Biz senden bu takımın hayatı gidişatını iyi istikamete çıkartmanı istiyoruz.
*
Hani hatırlarsan,
1970'li yılların başlarıydı,
Trabzonspor sağdan soldan terme çatma futbolcular transfer ediyor,
Ama beklenen fayda sağlanamıyor,
Şampiyon olamıyordu.
*
Sonra ne oldu;
Gitti Şükrü Ersoy,
Geldi alt yapıdan Ahmet Suat,
Şapkalı Ahmet Suat.
Hırdavatçı Ahmet Suat.
*
Gitti kaleci İlhanlar,
Geldi Şenol Güneşler.
*
Gitti Erkanlar geldi Turgaylar,
Necatiler.
Kadirler.
*
Geldi Cemiller,
Serdarlar.
Bekirler,
Faruklar,
Alikemaller.
Necmiler...
*
Ve geldi şampiyonluklar...
*
Evet Faruk abi!
Hani derler ya;
Tarih tekerrürden ibarettir.
Reçete budur.
Ki ,sen zaten bu reçeteyi çok yazmışsındır.
Ama uygulatamadın sanırım.
Şimdi sen yaz,
Sen uygula.
*
Kaçma,
kaçamazsın.
Kaçarsan vebalden kurtulamazsın.
İşte o kadar...
 
BENCE CENAZE NAMAZI KILMALI
 
Olağanüstü kongreye giden başkan şükür namazı kılıyormuş.
Ne şükürü ya!
Bence cenaze namazı kılmalı.
*
Dediklerinin tam tersini yaptı.
Trabzonspor'u öldürdü.
Kulübün borcu ödenemez zirvelere çıktı.
Kulübün marka değeri yerlere düştü.
Bir de şükür namazı kılıyormuş.
Neyin şükrü bu?
*
Amaçlanan bu muydu ki,
Şükrediyorsunuz...
*
Hem kim başkan olmaya zorlamış ki sizi.
Siz kendiniz geldiniz azizim.
Nice vaatlerle geldiniz.
Saysam, sayfaya sığmaz.
 
Ama hiç değilse 2'sini söylersem,
Luçesku ve Şampiyonluk.
Şampiyonluktan vazgeçtik,
Luçesku'yu bile getiremediniz de;
Bişe mi teduk.
 
Neyse olan bize,
Trabzonspora oldu.
Ama siz gene iyisiniz iyi...