Trabzonspor’un Keşan temalı Gri forma tanıtım filminde ki forması olmadığı için maça dahil olamayan çocuğu gördüğümde birden 35 yıl geriye sardı zaman.
Yıl 1984.
 
Trabzonspor Şampiyon olmuş, Türkiye’nin her yerinde çılgınca kutlanmış radyodan dinledim. Kadro tabanca gibi; Tuncay, Turgay, İskender ve daha niceleri. Ben kendimi hep İskender ile özdeşleştirirdim. Çizgi üzerinde oynardı, bilekleri çok iyiydi, tabiri caizse tam bir top cambazı idi.Günümüz çocuklarının rol modeli nasıl YATTARA ise, JAJA ise benim de İskender idi. Gördün mü? derseniz -Nerdeee radyodan duyduğumuz, büyüklerimizin anlattığı, geri kalan da hayal gücümüz!
 
Hepimizin ortak bir beklentisi vardı oda bir Trabzonspor forması sahibi olabilmek. Bir plastik top sahibi olmanın bile statü sayıldığı bir zaman diliminde forma sahibi olmak nasıl bir seviye siz hayal edin…
 
Bugün gibi gözümün önünde…
 
Rahmetli anam evin önünde kısa bir kütüğün üzerine oturmuş ince odun parçalarını (çalı, çırpı) sobaya girecek şekilde Orakla kesiyor (Bana göre çalışıyor ama kendisine göre dinleniyor).. Yanına geldim ‘’ben forma istiyorum’’ diye başladım isyana ( 7 çocuğun en küçüğü, tekne kazıntısı, kıymetli). Başka birisinin bende önce sahip olabilme ihtimalinin verdiği hezeyanla tabiri caizse ortalığı toza, dumana buladım.
 
-Forma istiyorum, forma istiyorum, benim neden yok?
 
Rahmetli anam oturduğu yerden doğruldu, elimden yakaladı, etrafı süpürmek te kullandığı süpürgesinin yumuşak yeri  ile çevire, çevire popomu haşladı. Haşladı dediğime bakmayın süpürgenin yumuşak yeri ile masaj yaptı desem yanlış olmaz. Kolumu bırakıp söylene söylene patika yoldan ormana doğru ilerledi..
 
Rahmetli tabiri caizse hükümet gibi bir kadındı.Sert, otoriter ama bir o kadarda anaç, bir o kadar da şefkatli..
 
Söylene söylene gitti dedim ya; bugün daha iyi anlıyorum aslında söylendiği ben değildim! Evladına bir forma alacak durumu olmamasına, makus talihine söyleniyordu o güzel kadın…
 
Takip eden gün ve devam eden 1 ay boyunca sabah güneş doğmadan kalktı, kendi işlerini yaptı, ( tarla, ahır, odun, vs..) sonra bir de komşuya Günlüğe gitti (hiç para karşılığı çalışmaya).
Bir ay sonunda aldığı üç-Beş kuruşla Nahiyeden 7-8 top orlon ip aldı ve bu kazağı ördü bana (mekanı cennet olsun) ...Takıp eden 3-5 yıl maç var dediklerinde yaz, kış fark etmeksizin koşarak bu kazağı giyer öyle oynardım.
 
Şimdi ise aradan 30 yıl geçti hiçbir forma o kadar güzel, hiçbir desen o  kadar anlamlı değil çünkü hiçbir mega firma o şefkatli terzinin tırnağı değil..
 
Bir daha öyle güzel, öyle anlamlı bir formam olmayacak biliyorum çünkü annemin ördüğü o kazak gibi anam da zamana yenik düştü.Hoş bir seda bırakıp göçüp gitti bu diyardan.Yine de her forma almaya gittiğimde içime dolan bu duygu bile onlarca forma almaya muktedir emin olun.
O zaman hayden TSCLUP’lara,
 
Yaşayan analara hürmet, ölmüşlere dua ile…...
 
Forma tanıtım klibi ile bize tekrar o günleri yaşatan Trabzonspor Sosyal medya ekibine, emeği geçenlere ayrı ayrı şükranlarımla!!