Atalarımızın çok güzel bir tabiri vardır:
“Balık baştan kokar”
Yönetime şöyle bir bakıyorum, dörde bölünmüş.
İstanbul gurubu, Trabzon gurubu, siyaset gurubu, yemek gurubu...
Eee sen ne bekliyorsun:
“Başarı”
Nasıl olacak peki?
Hayır biri bana izah etsin.
Asbaşkanın söz sahibi olmadığı, genel sekreterin hiçe sayıldığı, futbol şube sorumlusunun olmadığı, siyasetin her yerinde olduğu bir kulüpte; suçlu teknik ekip ve futbolcular mı?
Gülerler adama...
Hem de iyi gülerler.
Mantalitesini, ruhunu, kimliğini kaybedercesine yönetimde kavgalarınız sürecek; bir iki kişinin borusu ötecek, dünyanın olmayan doğru olmayan vaatlerini vereceksiniz sonra da başarı isteyeceksin...
Hadi ordan!..
Ersun Yanal işin son damlası.
Bardağı dolduran, Başkanın aşılmaz egosu, hergün bir sonraki güne sığdırdığı mitomani hastalığı, Trabzonspor’u bu hale getiren noktadır.
Kimse öteye beriye saldırmasın.
Bu işin sorumluları delege ve siyasettir.
Ha şunu da söyleyeyim:
Siyasete de çok kabahat bulmuyorum.
Niye?
Çünkü paran yok pulun yok ama havan çok.
Çalıyorsun kapılarını bana şu kadar lazım bu kadar lazım.
Vergi borcum var, sil.
Futbolcuya borcum var, para ver.
Futbolcu alacağım, para ver.
E bu kadar bağımlı olursan onun da üç beş yaptırı mı olur.
Eşyanın tabiatını aykırı olur, karışmaması, müdahil olmaması.
Yönetim Ersun’u gönderdi.
Sorunlar çözüldü, öyle mi?
Kesinlikle, hayır.
Çünkü sorun, yönetimin ta kendisi.
Aralıkta ki yapılacak olan olağan genel kurula seçim maddesi koydurulacak; kendine güveniyorsan güven tazelersin.
Yoksa; çeker gidersin kardeşim.
Babanın malı değil Trabzonspor.
Kimsenin değil.
Nedir bu rezalet ya.
Antalya’dan 7, Kasımpaşa’dan 6, İlçe takımı Alanya’dan 3-0’dan 3-4 ve Akhisar’dan 6 yiyeceksin sorun Ersun diyeceksin.
Sorun sizsiniz siz.
Birazcık futbol adına ar duygunuz varsa; çeker gidersiniz.
Biz o kadar yazdık çizdik. Anlattık ya da anlatamadık. Bakalım taraftar ne diyor diye dert edinip akil bir taraftara sordum;
- Sizce bu durum nedir?
Buyrun bakın nasıl değerlendirdi.
 
Taraftar Görüşü Dr Oktay Çavuşoğlu:
 
“Trabzonspor ile alakalı yazmak istemiyorum ama yine yazma gereği hasıl oldu. Herkes Ersun Yanal gitti, kurtulduk gibi seviniyor. Hayır! O bu işin en kolay ayağı idi. Sorun esaslı bir şekilde taraftarda ve onların saçma, uçuk, sabırsız, gerçek dışı beklentilerinde. Sorun bu olunca zaten bizlerin seçtiği yönetimlerde hatalı oluyor. Onlarda bu beklentilerin ışığında yola, gereksiz vaadlerle çıkıyorlar. Popülist yaklaşımlar, Trabzon kenti gerçeği, kalibresi dışındaki hamleler her sene daha da gerilemeye yol açıyor.
Öncelikle Trabzonspor’un maddi sorunları var. Bunu kabul edeceksin ve buna göre hamleler yaparak devam edeceksin. Gelecek yönetim kurulu işin gerçeğini anlatacak. Şampiyonluk lafının “Ş”sini yapanın ağzına kürekle vuracak. Bu takım kendi kimliği ile 5 yıllık bir yapılanmaya, borcunu sıfırlamaya odaklanmalı ki ne siyasetin kucağına ne de bir iş adamının kucağına daha düşmesin! Bu planlamayı alt yapıya daha fazla önem vererek kurgulamalı. Her sene hakeden birkaç oyuncusunu A takıma monte etmeli. Yarışmacı kimliğinden de kopmama adına dışarıdan en fazla bir iki kişiyi makul fiyatlarla takıma kazandırmalı. Türkiye gibi vasat bir ligde bunlar zor değil. Her şey senin bünyende zaten var. Sadece adaletli ve planlı bir yönetim tarzı ile bunlar olur. Altınordu futbol kulübü başkanı Seyit Mehmet Özkan’ın kaç senede tek başına, sıfırdan yaptığı şeyleri görünce bizim gibi altyapısı olan, köklü bir kulüp neden yapamasın? Yapamasın kısmını zaten yıllardır gelen yönetimler bize fazlasıyla gösterdi. Bundan sonra daha fazla ne kaybederiz ki? En azından aldatılmayız! Herkes bu yapılanmaya buranın tozunu yutmuş kişilerle devam edilirse destek vermeli. Başka yolu yok!”
Aklın yolu bir.. Başka söze gerek yok!
Tüm bu duygularla Rıza Çalımbay hayırlı olsun. Ciddi bir insan. Başarılı olacağına inanıyorum.