AYNI ANDA İKİ ŞEY YAPAMAZSINIZ!

Çağımız iletişim çağı diye tanımlanmasına rağmen, maalesef insanoğlu en çok bu çağda iletişimsizlik yaşamaktadır. İletişim araçları diye icat edilen teknolojik araçlar, iletişimi kolaylaştırmak üzere icat edildikleri halde, maalesef tam tersi olmuştur. Teknolojik araçlar artıkça, insanın yalnızlığı da artmaktadır. Çağımız insanı, kalabalıklar içinde yalnızlığı yaşamaktadır. “Akıllı(!)” telefonlar, insanın daha da yalnızlaşmasını kolaylaştırmıştır. Yalnızlığın bir kader haline geldiği çağımızda, bunun en önemli sebeplerinden biri etkili iletişim kuramamamız olduğunu unutuyoruz. Çağımız insanı, kavramları ve duyguları ortak kılma eylemi olan iletişimi sadece konuşmaya dayalı bir eylem kabul ettiğinden, başarısız kalmaktadır. Oysa iletişim, hem beden dili, hem ses tonu ve sözü ihtiva eder. Bu boyutların en geniş kapsamlı ve etkilisi beden dilidir.

Söz söylerken duruşumuz, beden dilimizin söyledikleri iletişimimizin kalitesini ortaya koyar. Eğer beden dilimizi iyi kullanamazsak, iletişimin kalitesi düşer ve iletişim kuramaz duruma geliriz. İletişimde karşılıklı dinlemenin de ne kadar önemli olduğunu çok kez unutuyoruz. Bundan dolayı da anlaşamıyoruz; iletişim kazaları yaşıyoruz. “Kulağım sende, sen anlat, ben duyuyorum seni.” Çok tanıdık bir cümle, değil mi? Yani “Ben kitap okurken de seni dinleyebilirim.” demek istiyor. Acaba dinleyebilir mi? Belki dinler, ama anlamaz. Araba kullanırken müzik dinleyen biri, ya arabayı bilinçli kullanmıyor, ya da müziği doğru dürüst dinlemiyor. Her ikisini birden yapıyor olmak, psikolojik olarak mümkün değildir. Einstein diyor ki, bugüne odaklanın. Tek şey üzerine odaklanın. Karşınızdaki ile iletişim kurarken, sadece karşınızdakine odaklanın. Güzel bir kızı öperken düzgün araba kullanan birisi, öpücüğe hak ettiği dikkati vermiyor demektir. Aynı anda iki atı süremezsiniz. Birden çok işin üzerine yoğunlaştığını zanneden, kendini aldatıyor. Namaz kılarken kitap okuyabilir misiniz?

Evet, dikkatlerimizi aynı anda birkaç şeye odaklarsak, dikkatimiz hiçbir şeye odaklanmamış duruma düşer, dikkat dağınıklığı yaşamış oluruz. Öğretmeni dinlerken başka şeyle meşgul iseniz, dikkatiniz dağınık olacağından, öğretmeni duysanız bile anlamayacaksınız. Öğretmen, telefonundaki sosyal medyayı takip ederken, ders anlatabilir mi? Hadi anlattı, bu ders mi olur? İşte bunun kadar açık bir şeydir ki, insan aynı anda iki şeyi birden yapamaz. Yapsa yapmış gibi olur, başka bir şey değil.

Çağımızın en önemli hastalıklarından biri de dikkatsizlik ya da dikkat dağınıklığı. Bu durumun ortaya çıkmasında da teknolojinin payı azımsanmayacak kadar büyüktür. Dikkat dağınıklığı, öğrencilerin kabusu haline gelmiştir; bunda herkes hemfikir. Ama bunun nedenleri üzerinde ortak bir anlaşma zemini bulmuş değiliz.

Aynı anda birkaç iş yapmak, dikkat dağınıklığına sebep olduğu gibi, teknolojinin de dikkat dağınıklığını körükleyen önemli bir etken olduğunu biliyoruz. Nitekim yapılan araştırmalar, birçok teknolojik ürünü aynı anda kullanan insanların, o anda dikkat bozukluğu yaşadığını, fakat daha sonrasında çevrelerinde teknolojik ürünler yokken bile dikkat ölçen testlerden kötü puan aldıklarını gösteriyor(*).Araştırmalar ayrıca teknoloji ürünlerini çok kullananların az kullananlara göre daha dikkatsiz olduklarını ortaya koyuyor. Şimdi neredeyse toplumsal bir teknoloji bağımlılığının yaşandığı toplumumuzda, nasıl dikkat sorunu olmasın?
(Metin Hara, İyiliğin Bilim Hali, İstanbul, 2018: 46).