Kültür ve sanat etkinliklerine bu denli önem veren bir ülkede özgüven tavan yapıyor otomatik olarak...
Şöyle ki; sahnede şiir yada şarkınızı icra ederken nefesler tutulmuş,dikkatli ve gülümseyen gözlerle gözgöze olduğunuzda önemsendiğinizi hissedip daha bi şevk duyuyorsunuz yaptığınız ne varsa...
Hele o yıkılırcasına yapılan alkışlar yok muydu!!!
Dedim ya Azeri kardeşlerimiz bize bizim ne kadar önemli bir iş yaptığımızı bir kez daha hatırlattılar...
Bizler orada,gönülden beyaz sayfalara döktüğümüz söz yaşımızı göz yaşımızı paylaştık...
Bakü’nün en güzel yerinde yer alan hazar’ı neredeyse kuş bakışından gören Şehitliği ziyaret ettiğimizde çok duygusal anlar yaşadık...
Burada kocaman bir Tarih vardı...
Burada ülkesi için savaşan gençler ve çocuklar vardı...
Türk şehitliğininde olduğu bu yerin tıpkı Çanakkale gibi maneviyatı çok yüksekti...
Kayıtsız kalmak mümkün değildi...
Rahmet olsun ruhlarına!!!
Kültür sanat programının içinde yer alan Milli kütüphanesini de ziyaret ettik,burada geçmişten günümüze Türk yazarlara ait kitaplarda mevcuttu ...
İlesam : yeni yazarları tanıtmak adına bu önemli Kütüphaneye Azeri kardeşlerimizin okuyabilmeleri için bizlerinde kitaplarını getirmişti...
Kendi kitaplarımı o raflarda görmek beni hem çok duygulandırdı hemde çok mutlu etti...
Yine kendimi önemli hissettim...
Azerbaycan televizyonlarının bizlere ilgiside çok büyüktü...
Dört büyük kanalda röportaj yaptık,kitaplara ve edebiyata dair bildiklerimizi paylaşmak gerçekten Ülkem adına ve ikinci Ülkem adına çok etkili oldu...
Yani demem o ki sevgili okuyucularım:
Azerbaycan mutlaka gidilip görülmesi gereken bir yer...
Hem tarihi boyutu hemde sanat platformunda ciddi yeri olan bir ülke...
Gerçekten de size kendinizi çok önemli hissettiriyorlar orada,en önemlisi TEK MİLLET İKİ DEVLET olduğumuzu daha derinden yaşıyorsunuz...
Hadi bakalım : sizden de bir gezi yazısı okumayı umud ederek sevgilerimi yolluyorum Tüm okuyucularıma...