Haftada bir yazınca bazen arada çok önemli olayları kaçırabiliyorum. Sonra bir istek bir heves geliyor ki uzun uzun yazmak istiyorum. Fakat çevremizdeki savaşları, uçuşan füzeleri, ölümleri duydukça, hele hele küçücük çocukların tonlarca bombalarla yataklarında öldürüldüğünü duyunca kısa cümleler kurmak geçiyor içimden. Hiçbir şeyden zevk almıyorum. Her şeyin boş olduğunu anlıyor, karmaşık duygularla boğuşuyorum.

Değişen dünya ile birlikte etrafımızda birçok şey hızla değişiyor. Günlük işlerimize odaklanırken başta sınırlarımız olmak üzere komşu ülkeleri de takip etmek zorundayız. Siyaset, küresel ekonomi, yaşam, kısaca gündem çok hızlı, günlük hatta anlık değişiyor. Doğrusu bütün bunların yanında sabah serin, öğleyin sıcak bir güneş, akşama doğru fırtınalı bir iklimin de etkisidir belki boğuştuğum duyguların.

Tam da bu karmaşık duygularla, yine de yazmaya yoğunlaşmış, notlarımı çıkarmış turizm haftası münasebetiyle turizmi, yani bacasız sanayiyi yazmaya karar verdim bu hafta. Fakat ani bir karar ile gündem erken seçime odaklandı. Hatta çok erken bir seçim var önümüzde. Memleketimiz için hayırlı olsun, hayırlısı olsun. Muhalefetin bile adayı belli değilken öyle hemen siyasete girmek istemedim doğrusu ve yine turizme yöneldim.

Her yıl 15-22 Nisan arası Dünya Turizm Haftası olarak kutlanmakta. Türkiye genelinde özellikle turizmin aktif olduğu illerde çok güzel etkinliklerle karnavalla kutlanıyor bu hafta. Trabzon’da kutlamalar ne olur, nerde olur diye önce etkinlik programına baktım. Her zamanki gibi klasik bir etkinlik programından başka bir şey göremedim doğrusu. Çelenk sunma, yürüyüş, folklor gösterisi, Karadeniz Plastik Sanatlar Derneği’nin düzenlediği sergi, falan filan.

Yıllardan beri yapılan klasik kutlamalar işte, farklı bir şey yok. Atatürk Alanında kurulan stantlara baktım Trabzon Büyükşehir, Ortahisar, Tonya, Beşikdüzü, Vakfıkebir’den stantlar vardı sadece. Fakat turizmin göz bebeği Uzungöl’den, Sümela’dan, Çaykara’dan, Maçka’dan ne bir stant ne de bir özel müteşebbis, veya dernek standı göremedim.
Uzungöl’de 5-6 tane bildiğim turizm için kurulan dernek var, onlardan belki olur dedim ama yok. Yok işte, İstanbul’da Trabzon Günlerine, Ankara’da Her yönüyle Trabzon Etkinliklerine katılan Çaykara Belediyesi’nin bile bir standı yok. Sümela’sı ile Uzungöl’ü ile turizmde öncü olan ilçe belediyelerinin stantlarının ve faaliyetlerinin olmaması bu haftaya ve turizme ne derece önem verdiğimizin alenen göstergesidir bence.

Hakkını verelim, kaliteli ve harika ışıklandırılmış fotoğrafları gelen geçenin ziyaretine açanlara emeği geçenlere teşekkür etmek gerekir. Alanda geçen haftalarda otuz beş bin kişinin ziyaret ettiği Kadıralak Yayla fotoğraflarıyla fotoğraf çekilenler de muhtemelen gidemeyenlerdir. Geçen yıl Turizm sezonunu Araklı Pazarcık’ta açan yetkililer, siyasetçiler bu yıl pek ortalıkta gözükmedi nedense.

Aslında notlarımda son 5 yılın turizm ile ilgili atılan başlıklar ve istatistikleri vardı ama böylesi vasat bir turizm haftası kutlamalarını gördükçe o konulara da girmeyi hiç düşünmedim. Turizm işte, yazın havaların ısınmasıyla yeşiliyle birlikte kendiliğinden ortaya çıkan ve kışın kimsenin aklına gelmeyen, söylemleri sözde kalan bir alan maalesef Trabzon’da.
                   
O kadar da değil, yapılan beş yıldızlı oteller, tesisler, çalışmalar, destinasyonlar, artan bir turizm potansiyeli var diyebilirsiniz. Fakat bölgede kış turizmi için bir adım bile atılmayan, Uzungöl’de bir kış boyu Kar Şenlikleri yapılmayan, sözde turizmden öteye gidilmiyor maalesef. Her yıl turizm ile ilgili rutin toplantılar planlar yapılıyor. Özellikle geçen yıl takip ettim saydım abartısız yirminin üzerinde toplantı, çalıştay, yapıldı ama icraatlarda maalesef yaz sezonundan öteye gidilmedi.
                 
 Etkinlik programında dikkatimi çeken “hafta boyunca kentte turizm algısı oluşturulacak etkinlikler ve duyurularda bulunulacak” yazması oldu. Hadi algısı tamam diyelim ama artık algıdan öteye, bütün bir yılı kapsayacak şekilde turizmi yaymak için, icraat yapmaya geçmek gerekir.
                  
Unutmadan söyleyeyim, bu yıl Çin’de 2018 Türkiye Turizm Yılı olarak ilan edildi. İnşallah çekik gözlü turistlere Arap turistler gibi davranmayız. Turistin milliyeti değil, memnuniyeti önemlidir. Turiste ihanet bir nevi vatana ihanettir bence. Turistin ve turizmcinin her yönüyle memnun olacağı bir yıl diliyorum. İyi haftalar.