Futbol tarihinde 50.yılını dolduracak olan Trabzonspor tarihinin en sıkıntılı dönemlerinden geçiyor.
Plansız yapılan ve sonu hesaplanmayan transferlerin faturası her geçen gün artıyor.
Bugün kulübün borcu 700 milyon TL olarak telafuz ediliyor.
Yılda yaklaşık 70 Milyon TL faiz ödeniyor.
Muharrem Usta yönetimi yıllık geliri 80 Milyon TL’den 120 Milyon TL’ye çıkarsa da yıllık faiz ve kur farkından gelirin artması devede kulak kalıyor!
Yine bir transfer süreci yaşanıyor.
Bu kez yönetim tabiri caizse yoğurdu üfleyerek yemek istiyor.
Bonservis bedeli ödeyip oyuncu almaktansa Beşiktaş taktiğini ulgulayıp iyi oyuncuyu kiralamak istiyor.
Ancak kiralık da olsa alınacak oyuncuya verilecek yıllık ücret çok önemli.
Başkan Muharrem Usta, düzenlenen iftar programında ‘Trabzonspor’un ekonomik sorunları bizi zorlamamış olsa birkaç tane oyuncunun ismini açıklamış olurduk’ diye bir açıklama yaptı.
Bu nedenle artık son yıllardaki transfer hatalarına düşülmemeli.
Ersun Yanal’ın da istediği her oyuncunun üzerine atılmamalı.
Transferlerin mali boyutu en ince ayrıntısana kadar hesaplanmalı.
Geride kalan sezon devre arasında yapılan takviyeler takıma güç katmıştı.
Şimdi de nokta atışı yapılmalı.
Alt yapıdan çıkan oyuncular da bir kenara atılmamalı.
Yusuf Yazıcı örneğinde olduğu gibi illa bir tesadüfün mü yaşanması gerekiyor?
Abdülkadir Ömür, Ramazan Övüç, Batuhan Artarslan gibi genç oyuncular Trabzonspor’un gelecek 10 yılına imza atacak kapasitedeler.
Her zaman söylüyoruz; ‘Trabzonspor’un kurtuluşu yetenekli ve Trabzonspor aşkı ile yanıp tutuşan gençlerdir.’
Bu gençlerin yanına tabi ki takıma seviye atlatacak kaliteli isimler alınmalı.
Ancak bu gençler de kenarda unutulmamalı.
Trabzonspor’un alt yapısında yetişen gençler, en az ‘Yeni Lewandowski’ gözüyle bakılan Polonya’nın 20 yaşındaki golcüsü Dawid Kownacki kadar yetenekli.
Yeter ki o gençlere fırsat tanıyalım.
Bakmak ile görmek arasındaki ince farkı yakalama zamanı geldi de geçiyor.
İşimizi tesadüflere bırakmayalım.
Yusuf Yazıcı bu yolu açtı.
Yeniden kapatmayalım…