Bekir Emiroğlu'nu severim.
Birkaç gündür Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı Genelsekreter Yardımcısı Mustafa Akkaya ile ilgili olarak," görev ve yetkileri elinden alındı" şeklinde haberler yapmakta,
Bu haberler Büyük Şehir Belediyesi tarafından bir yazılı açıklamayla yalanlanmakta,
Buna mukabil Emiroğlu İnternet sitesi "Haberim Hamsi"de iddialarını tekrarlamaktadır.
 
Hatta Emiroğlu mensubu olduğu Gazeteciler Cemiyetine de sitemler ederek,
Gazetecilik yaparken yalnız kalmasından ötürü,
Taka Gazetesine ve  Cemiyet Başkanı Yusuf Turgut'a da gönül koymaktadır.
*
Evet, Bekir Emiroğlu bence de gazetecilik yapmaktadır.
Yaptığı o haber doğru olsa da olmasa da,
Gazetecilik yapmaktadır.
*
Ayrıca o haberde herhangi bir hakaret ve karalamada bulunmamaktadır.
Haberin  doğru olması gazetecilikte ebetteki esastır.
Ama haber yanlıştır diye,
Bu haber neden yapıldı diye,
Emiroğlu'na saldırmak da haksızlıktır.
*
Ancak bizde bu konuyu araştırdık.
Mustafa Akkaya Haberim Hamside yetkileri elinden alındı haberinin yapıldığı gün,
Öğrendik ki,
Encümene başkanlık etmiş.
Ki, bu  söz konusu görev doğrudan Büyük Şehir Belediye Başkanına aittir.
*
Bunla birlikte,
Mali Hizmetler,
Basın Yayın,
Zabıta,
Kültür ve sosyal işler,
Yazı İşleri,
Personel,
İşletme İstatistikleri  halen Mustafa Akkaya'ya bağlı olarak görev yapmaktadır.
*
Evet, bizim ulaştığımız doğrular böyle.
Kaldı ki, Trabzon'un daha önemli sorunları var.
Mesela,
Kavşaklar yolları düğümlemiş.
Kanuni bulvarı patinaj yapıyor.
Gülcemal dolgu safhasını aşamamış.
Yatırım adası tin tin...
Lojistik hayal.
Demir yolu umutsuz vaka.
Çevre yolu ütopya.
*
E, neymiş,
Akkaya'nın yetkileri...
Yeter artık,
Gelin biraz bu şehrin sorunlarını konuşalım...

TECRÜBE KONUŞUYOR

Tevfik amca,
Yani Tevfik Baki Trabzon Derecikten.
Niyazi Şahinbaş alt geçidinde tanıdım.
Sağ elinde bastonuyla sıcağa karşı ağır adımlarla ilerliyordu.
Selam verdim.
Ne alaka dercesine yüzüme bakarak,
"Aleykümselam" dedi.
Yani zor adamdı.
Yaşını sordum,
Sana yakın dediğini algıladım.
Ama yanlış algılamışım.
Sana yakın değil,
Doksana yakın demişti.
E, boşuna dememişler sağır duymaz uydurur.
*
Bu amcayı sevmiştim.
"Gel birlikte bir yemek yiyelim;
Sonra seni gideceğin yere ben götürürüm.
Haydi kırma  beni "dedim.
*
Sağ olsun, Tevfik ağabey beni kırmadı ve öğle yemeğini birlikte yedik.
Tabi yerken de lafladık.
*
Tevfik Amca,
Bu kadar yaşayacağımı ummuyordum.
Allaha şükürler olsun.
Eskiden doktorlara giderdik,
Konuşmaya korkardık onlarla.
Şimdi öyle değil.
Güzel konuşuyorlar.
Buna da çok memnun oluyorum...
*
Ben Atatürk'e yetişmiş birisiyim.
Mareşal Fevzi çakmak Atatürk'ü çok tutardı.
O yükseltmiştir onu.
Atatürk, iyi Müslüman'ı çok severdi.
Mesela bir Hafizoğlu vardı,
İyi Hocaydı.
Cesur adamdı.
Atatürk'le yaptığı konuşmadan sonra Atatürk onu ödüllendirmiştir.
*
Atatürk sahtelere kızardı.
İslam'a büyük hizmetler etmiştir.
Nur içinde yatsın...
*
Üzülüyorum;
Müslüman'ı çok aldatıyorlar.
Kendini iyi gösterene hemen inanıyoruz.
İsrafa çok kızarım.
Yenilsin içilsin ama hiçbir yiyeceği çöpe atmasınlar.
*
Ebakan'a 5 kişi 6 kişi abdest aldırtırdı.
Bunu hiç normal görmezdim.
Biri ibrikle su dökecek.
Biri ayaklarını yıkayacak.
Biri havlu tutacak,
Biri takunyalarını verecek;
Biri Ayakkabılarını.
Olmaz böyle şey!
*
Kılıçdaroğlu çapsız.
Kesinlikle muhtar bile olamaz.
Ben Erbakan'ı eleştirdim ama ona da oy verdim.
Her partiye oy verdim.
*
Erbakan bir temel atardı,
Ecevit arabanın arkasına alır getirirdi onu meclise.
Erbakan Ecevit'le uğraşamazdı.
*
Gençlerin öncesi yok.
Eskisi yok.
Bilmiyorlar...

BU GÜNLERDE EN ÇOK NELER KONUŞULUYOR

Sahil trafiği ve kavşaklar,
Fındıkta 25 kuruş kar marjı,
Maçka'daki terör,
Eren Bülbül,
Konuşuluyor.

ÖZAL'I KİM ÖLDÜRDÜ

Bak Ahmetciğim!
Bence Özal'ı
Ne o
Ne bu
Ne şu;
Özal'ı Azrail öldürmüştür.

SEN BOZUK MUSUN?

Bir gazeteci köşesinde yazdığı bir yazıda,
"Laiklik bizi bozar!
Bozuyor da nitekim...
Vesselâm.”
Diyor.
Ben de diyorum ki;
Hayır,
Laiklik  beni bozmuyor.
Elhamdülillah Müslüman'ım.
*
Te Pagayım bay yazar, 
Laiklik seni bozuyor mu?
Yani şimdi sen  bozuk musun?

 AK PARTİDE KAÇINILMAZ DEĞİŞİM

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan Ak Partide köklü değişimlerden söz ediyor.
Çünkü o da gördü ki,
Böyle gitmez.
Biz yazdık,
Böyle gitmez.
*
Biz çizdik,
Böyle gitmez.
*
Ama Ak Partili dostlar kızdılar bize.
"Neden sevmiyorsun,
Neden  övmüyorsun?" diye.
*
Babam da olsa, haksızı sevemem.
Çıkarcı, yalakaları sevemem.
Rantçı iş takipçisi sülükleri sevemem.
Doğruya doğru,
Kediye kedi demeyenleri sevemem.
*
İki yüzlüleri,
Tezviratçıları,
Sevemem.
*
Evet, Ak Parti FETÖ operasyonu ile birlikte bu parazitleri de temizlerse,
TC esaslarına saldıranlara müeyyide uygularsa,
*
Yani, benim vaktiyle oy verdiğim parti haline gelirse,
O zaman severim elbet...

REİS NE YAPMALI

Reis tehlikenin farkında.
Artık yüzde elliden az oy almak iktidar için yetmiyor.
Ama Reisin etrafını asalak Reis'çiler sarmış.
Anlaşılan Tayyip bey bu durumdan fena halde sıkıldı.
 
UYDURUK MÜJDELER

Gazete ve TV'ler sürekli müjdeli haberler  veriyorlar...
*
Müjde, memura yüzde 3 zam.
*
Müjde, geçen hafta litresi 25 kuruş artan Petrol fiyatları bu akşam saat 12'den itibaren litrede 1 kuruş  geriledi.
*
Müjde,Trabzon'a 2. Üniversite yapılması ihtimali devam ediyor.
*
Müjde, maaşlar bayram nedeniyle bir gün erken verilecek.
*
Müjde, Akçaabat Dağanköy mahallesine ebe atandı.
*
Müjde, hükümetimizin müdahalesi sayesinde bu gün hava sıcaklıkları normal haline geldi.
*
Müjde, Reis Tatil süresini 10 güne çıkarttı.
 
Müjde, Liseler İmam hatip Liselerine dönüştü.
*
Müjde, One Munute üniversitesi kuruldu.
*
Müjde RTE üniversite diplomasını ibraz etti.
*
Müjde, Müjde Ar'ın hamam tası gümüşten.
*
Müjde, Trabzon çevre yolu 40 yıl içinde yapılacak.
Müjde İsrail'e rest çektik.
*
Müjde İsrail'le barıştık.
*
Müjde, Karadeniz'e demir yolu yapılma ihtimali yüzde 2'ye yükseldi.
*
Müjde, bu yılda kurban bayramı hac mevsimine rastladı.
*
Müjde, 10 kasım bayram ilan edildi.

FIKRA

Yaşlı adam ölüm döşeğindeydi...
Artık son dakikalarını yaşıyordu... 
Hasta yatağında yatarken birden mutfaktan gelen kokuyu duydu,
en sevdiği çikolatalı kurabiyelerin kokusu...
Birden gözleri aralandı,
kendini ayağa kalkacak kadar güçlü hissetti...
Bu şaşılacak bir şeydi,
ölmek üzere olan adamı ayağa kaldırmaya kurabiyelerin kokusu yetmişti...
Duvara tutunarak merdivenlere kadar yürüdü...
Basamakları ağır ağır inerken sanki mutfağa değil hayata yaklaşıyor
gibi heyecanlıydı...
Nihayet mutfak kapısına kadar geldi...
İşte masanın üzerindeki tepside onlarca çikolatalı kurabiye, tam karşısında duruyordu...
Son gücüyle
masaya yaklaştı,
o kurabiyelerden bir tane ağzına atabilse sanki ömrüne ömür katılacaktı...
Bir tane almak için elini uzattı...
Ama birden karısı yetişti ve eline vurdu:
"-Çek elini bakayım...
Onlar cenaze için..."