Şu an Dubai'deyim.
Her yer biçim biçim, garip şekilli gökdelenle dolu. Kendimi Amerika da falan sandığımdan ve hala nerede olduğumu kavrayamadığımdan olsa gerek bu sabah Arabic müzik açarak uyandırdı kızım beni. Ortama adapte olmam şart. Müziği duyunca -tamamdır- dedim.
 
Buralara dair yazacak çok şey var ama şimdilik beni en etkileyen iki şeyi yazıyorum.
 
Birincisi "din kardeşiyiz" falan deniliyor ya! Hikaye! Burada tek bir Suriyeli yok! Kapılar güvenlik gerekçesiyle kapalı. Hadi burayı geçtim, İslamiyetin simgesi Suudi Arabistan bırakın Suriyeli almayı geçen hafta 45 bin Afganistanlıyı dahi ülkesinden aynı gerekçeden dolayı çıkartmış durumda. Bizde ki her geçen gün üreyerek çoğalan 3,5 milyon Suriyeli'yi ve imkanlarımızı gördükçe bir kez daha hayranlıkla " Biz çok büyük bir devlet ve muhteşem bir halkız " dedim...
 
İkinci dikkatimi çeken şey emirlikler birbirinden ayıran köprü ötesi durum. Malum; Birleşik Arap Emirlikleri 7 ailenin yönettiği federasyonlardan oluşan bir krallık sistemi. Kısacası her eyaletin bir kralı var. Gelir gelmez " Bulunduğunuz eyalette yani emirlikte kral aleyhine mazallah asla kötü konuşamazsınız, konuşursanız cezası var " diye sıkı sıkı tembihlediler beni! Aleyhte konuşmanın cezası çok büyükmüş. Tembihi duyduğum an büyük bir sevgiyle - Canım Kralım -dedim. Sanırım yırttım!
 
Mesela şu an ;Dubai'de dilediğiniz gibi giyinerek dolaşın suçu yok, ama köprüyü geçtikten sonra  şak kırbacı yiyorsunuz! Dubai'de içki serbest, isterseniz zom olun düşün bayılın, polis sizi otelinize kadar götürüyor ama köprünün ötesinde içkili yakalandığınızda kırbaç serbest!
 
Anlayacağınız bir ton tezatlık var!
 
Yanıbaşlarında komşu ülkelerde yabancı şerhlerin ortalığı karıştırması sonucunda kan gövdeyi götürerek Müslüman Müslümanı yiyor. Ve o Müslümana kapılar kapalı!
Ama  o yabancı şerhlerin, en baba markaları her yanı bir bir kaplarken, o ülkelerin vatandaşlarına keyifle dolaşmak serbest!
 
Yeminle ben bu dünyanın düzeninden hiç bir şey anlamadım.
Anlayan varsa beri gelsin...