ERSUN İLE USTA BİRLİKTE PROJE Mİ?

Sevgili okurlar; bu başlığı ilk gündeme getiren gazeteci sayın Şirin Berber’di. Şirin Berber sayın Usta’nın bir söyleşisinden hareketle ‘biz Ersun ile birlikte bir projeyiz’ demişti. Sayın Berber takımda yaşanan olayları dikkate alarak aynı yazısında başkana hitaben ‘siz Trabzonspor için görevlendirilen yıkım projesi misiniz?’ diye sormuştu. Ben de bu proje sözünden etkilenerek yaşananları takip ederek sizlerle paylaşacağımı söylemiş her yazımda olayı unutturmamak için az da olsa bu konuya değinmiştim.
               
Sevgili okurlar; halk olarak son 30-40 yıldır proje denince tüylerimiz diken diken oluyor. Örneğin PKK yıllardır başımızın belası bir proje, İŞİD bir proje Güneydoğu’nun bir bölümünü kapsayan Kürdistan başka bir proje, Kıbrıs ve Ege adaları yılların projeleri. Tarımda dünyada kendine yeten yedi ülkeden biri olan Türkiye’nin saman ve et ithal eden duruma gelmesi, fındığın tütünün tüketilmesi, stratejik bazı kurumların özelleştirilmesi diğer projeler. Hele Ordu’ya kurulan kumpaslar ve de büyük orta doğu projesi ve de Suriye’yi hatırlayınca adeta cereyan çarpmışa dönüyoruz. Tüm bunları yaşarken takımı ile onur duyan Trabzonlular olarak Trabzonsporumuzla ilgilenip nefes alalım derken bir de karşımıza Ersun-Usta projesi çıkınca hepten darmadağın olduk.
               
Sevgili okurlar; henüz gerçekliği ne derece doğru olduğunu bilemediğimiz bu projenin önünde ve arkasında nelerin ve de kimlerin olduğunu maalesef bilemiyoruz. Ancak yaşananlardan hareketle bazı soruları sorup cevaplarını almada ısrarcı olursak bir şeyleri çözeriz diye düşünüyorum. Söz gelimi sayın Başkanın divanda yaptığı konuşmalardan hareket edebiliriz. Sayın başkan o konuşmalarda devir aldığı kulübü anlatırken en çok vurgu yaptığı konunun kulüp gelirlerinin yarısının faize bankalara gittiğini, gelirleri yüzde yüz artırmış olmamıza rağmen bu devasa borca hiç fayda sağlayamadığından sitayişle hep bahsedip durdu. Soru gayet basit, camia ile birlikte bu gerçekleri bildiğin halde var olan borca asgari 200 milyon lira kendi şirketin olsa ekler miydin? Bu borcu kulübe yaptırırken amaç borcun ödenemez olmasını sağlayıp yönetime talip olacak adayları engellemek mi? Yoksa bu borç yükünün altından kimse kakamayacağı algısını sağlayıp kulübü kayyuma devredip bir yabancıya pazarlamak mı?
Söz gelimi milli maç arası takımı Katar’a getirip maç oynatmanın bu işlerle alakası var mı? vs.
               
Sevgili okurlar bu soruları her birimiz daha da çoğaltarak sorup cevaplarını arayabiliriz. Naçizane tavsiyem, kararınızı verirken size Hacıosmanoğlu gitsin de ne olursa olsun diyenlerle, gelecek yönetimin siyasetten olur alması gerekir diyenlerin, bu kulübün bu hale gelmesinde oynadığı ve de hala ısrarla yine oynayacağı rolü aklınızdan çıkarmamanızdır.
               
Sonuç olarak bunun ikili yıkım projesi mi yoksa kurtuluş projesi mi olduğu, yoksa beceremedikleri için mi bu haldeler çok yakında belli olur. Biz de ona göre daha sağlıklı karar ve önerilerimizi sunabiliriz. Ne var ki yadsıyamayacağımız bir gerçek varsa o da kulübümüz tarihinde yaşanmamış başarısızlıklar ile birlikte tüm rezillikler maalesef bu yönetimle yaşanmış olmasıdır. SAYIN BAŞKAN KİMİN YA DA KİMLERİN BU KULÜBE İHANET İÇİNDE OLDUKLARI GÜNBE GÜN ALENİLEŞİYOR NE DERSİN YANILIYOR MUYUM…!
ÖZEL NOT: Yazıyı gazeteye göndermeye hazırlanırken Ersun ile yolların ayrıldığını öğrendim. Zaten beklenen de bu idi. Zira böyle durumlarda yönetimler daima faturayı hep  teknik adama kesmişlerdir. Şimdi de öyle oldu. Asıl sorun olan bu yönetim ile gelecek adamın bu sorunları nasıl çözeceğidir?