Bazı maçlar vardır; silkelenip kendine gelme maçıdır. Silkelenirsen becerebilirsen yolun önü açılır. Trabzonspor dün akşam öyle bir oyun oynadı.

Virajı alamadı ama bana göre de çıkmaz sokağa girdi. Ben de diyorum ki, beceremediniz beceriksizler. Kendine evinde Kayseri’yi, yeniliyorsun, kupada Ankaragücü’ne eleniyorsun, ligin en zayıf halk takımlarından biri olan Kasımpaşa karşısında dikiş tutturamıyorsun. Bordo-Mavili futbolcular kafasında her şeyi bitirmiş gibiler.

Tükenmişlik sendromu yaşayan bir takım sahada izledik.

Bu durumda hemen aklıma şu geliyor, çocuğun biri babasına, "Para buldum baba" demiş.

Aferin evlat nerede para?

Düşürdüm.

Trabzonspor’da işi de öyle oldu.

Geçen senenin şampiyon takımı altın buldu, bu seneki futbolu ile altını tenekeye çevirdi. Kendiliğinden mi oldu? Tabii ki hayır.

Trabzonspor öyle bir ilk yarı oynadı ki, anlatılması çok zor.

Çünkü anlaşılması daha da zor. A.Kadir dışında kaleyi düşünen bir futbolcu yok, santrafor diye alınan Maxi Gomez’in ne oynadığı belli değil.

Golü sanki Gomez değil de Kasımpaşalı futbolcular kendi kalesine atacaklarmış gibi..

Her top kaybı Trabzonspor kalesinde gol pozisyonu oldu.

Ev sahibi Kasımpaşa akıllı bir futbol oynayarak galibiyeti hak etti.

Trabzonspor’un sadece isimi var ruh yok.

Sahada ruhsuz, rezil futbol oynayan bir takım vardı.

Kasımpaşa karşısında, Trabzonspor’un mağlubiyet serisini devam etti.

Her iki yarıda Kasımpaşa, Trabzonspor'a göre bir tık öndeydi. Bu da tabelaya yansıdı.

Bordo-Mavililer bundan sonra kalan maçlarını formalite icabı oynayacak ne hoca alsın ne de milyon Euro alan yabancıları oynatsın, Eren Ermalı kadar Arif’te oynar.

Artık genç Arif’e görev verilmenin zamanı geldi geçiyor.