Bitkilendirilmiş çatılar Milattan Önce Babil Asma Bahçelerine kadar dayanmakta. Son yıllarda bazı ülkelerde bu binaların örnekleri görülüyor.  Ondüline Avrasya A.Ş. Proje Müdürü Mimar Atila Gürses bitkilendirilmiş çatı kaplamalarla ilgili bilgi verdi. Atila Gürses çatı kaplamalarla ilgili yaptığı açıklamada şehir merkezinde yüksek yapıların ortaya çıkmasının bu alanların değerlendirilmesi gerektiğini ortaya çıkardığını ifade ederek, “Bitkilendirilmiş çatıların tarihi, M.Ö. 7. Yüzyılda yapılan Babil Asma Bahçelerine kadar dayanmaktadır. 

Sonraları daha çok İskandinav Ülkeleri ve diğer kuzey ülkelerinde münferit uygulamalar görülmüştür. Yerleşim merkezlerindeki arazilerin giderek değerlenmeleri, şehir merkezlerindeki yoğun ve yüksek yapılaşmanın sonucu olarak ortaya çıkan basamaklı bina profilleri, binalar üzerindeki kullanılabilir alanların değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu değerlendirme yöntemlerinden bir tanesi; çatı bahçeleri veya teras bahçeleri denilen kullanım şeklidir. Bu kullanım şekli hem bir estetik güzellik getirmesi hem de kent yeşil alanlarının artması açısından olumlu bir kullanım şeklidir. Çatı bahçelerinin yapılması görsel yönde bir gelişme sağlanmasının yanısıra, binaların korunması yönünde de etkili olmaktadır” şeklinde konuştu.
 
Enerji Tasarrufuna Katkı Sağlar

Gürses yaptığı açıklamada; “Çatı üzerindeki bitki örtüsü, çatı yalıtım malzemesinin güneş ışınlarından ve hızlı sıcaklık değişimlerinden korunmasını ve böylece ömrünün uzamasını sağladığı gibi, bitkilerin ısı yalıtımı özelliği binalarda, kışın sıcaklık kaybını, yazın ise fazla ısınmayı engelleyerek enerji tasarrufu sağlanmasına katkıda bulunur. Ayrıca çatı üzerindeki bitki örtüsünün gürültüyü önleme, kısa süreli su baskınlarına engel olma, tozu tutma gibi olumlu birçok etkisi daha bulunmaktadır. Türkiye’de önemli boyuttaki ilk bitkilendirilmiş çatı uygulaması, 1978 yılında Me-Sa Güneş Sitesinde yapılan uygulamadır. Ancak sistem olarak yapılmayan bu uygulamalarda zamanla ciddi problemler yaşandığını biliyoruz. Türkiye’deki ilk teknik bitkilendirilmiş çatı uygulamalarının ise,  2003 yılında Dach und Wand fuarı ziyaretimde Zinco Firması ile tanışmamız ve çalışmakta olduğum firmanın,  yeşil çatılar konusunda geniş üretim ve uygulama deneyimine sahip uzman kuruluş ZINCO Ingenieurwerkstatt + Gründach systeme ile işbirliğine gitmesinden sonra başladığını söyleyebilirim. Türkiye’de, 2003 yılında Heybeliada’da, tarafımızdan yapılan butik otel bitkilendirilmiş çatısı uygulamasından bugüne kadar, 500 bin m2’nin üzerinde uygulama gerçekleştirilmiştir”

Şehirler Nefes Alıyor

“2011 yılına kadar oldukça yavaş ilerleyen bitkilendirilmiş çatı uygulamaları, son 5 yıl içinde hız kazanmış ve birçok üretici ve uygulamacı firma Türkiye piyasasına girmiştir” şeklinde konuşan Atila Gürses, “Bitkilendirilmiş çatı uygulamalarındaki en büyük zorluk, binaların strüktürüne zarar vermeyecek hafif malzemelerle, bitkiler için gerekli sağlıklı bir ortamın oluşturulmasıdır. Binayı sudan korumak amacı ile yapılacak olan su yalıtımı bitki köklerine dayanıklı olmalı ve yapı yönetmeliklerinin öngördüğü performansları sağlamalıdır. Sistemi oluşturan tüm elemanların, erime, çürüme, kırılma, yaşlanma v.b. mekanik ve kimyasal etkilere karşı dayanıklı oldukları testlerle belirlenip, sertifikalandırılmış olmaları zorunludur. Aksi halde toprak altında kalan sistem bileşenleri birkaç yıl içinde özelliklerini kaybedip, bitkilerin ölmesine ve sistemin iflas etmesine neden olabilir” diye konuştu.
 

Editör: TE Bilisim