Mehmet Bekaroğlu, Çaykur’un Türkiye Varlık Fonuna Devriyle İlgili Konuştu:

Ziraat Bankası, BOTAŞ, PTT, BİST, TÜRKSAT, ETİ Maden, Çaykur ve Borsa İstanbul, Türkiye Varlık Fonu'na devredildi. Başbakanlık'tan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye Varlık Fonu'na devredilen söz konusu şirketlerin mevcut yönetimleri ve işletme politikaları ile iş planlarının, yatırım ve büyüme stratejilerine uygun olarak devam edeceği, uluslararası finans kuruluşları da dahil olmak üzere ilgili paydaşlarla sağlanan işbirliğinin sürdürüleceği belirtildi. Açıklamada, Türkiye Varlık Fonu'nun söz konusu şirketleri, Bakanlar Kurulunca onaylanacak Stratejik Yatırım Planı çerçevesinde yöneteceği kaydedildi. Başbakanlığa bağlı, ana faaliyet konusu fonların kurulması ve yönetimi olan, sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek için Türkiye Varlık Fonu ve bu fona bağlı alt fonları kurmak ve yönetmek üzere Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi kurulmuştu. Çaykur ve diğer kurumlarla ilgili alınan bu kararın, söz konusu kurumlar özelleştirmeye doğru mu gidiyor sorusunu akıllara getirdi. Rize'nin can damarı ÇAYKUR'un varlık fonuna devredilmesi üreticiler tarafından tepki ile karşılandı.

Ankara’ya Çıkmalıyız

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, ÇAYKUR’un Türkiye varlık fonuna devriyle ilgili “Bakanlar Kurulu’nun 24.01.2017 tarih ve 2017/9756 sayılı kararı ile Ziraat Bankası, Halk Bankası, TPAO, Türksat, BOTAŞ, BİST, PTT, Eti Maden gibi Türkiye’nin önemli kamu kuruluşları ile birlikte Çay İşletmeleri Kurumu (ÇAYKUR) da Türkiye Varlık Fonu’na devredilmiştir.

Türkiye Varlık Fonu Anonim Şirketi, 19.8.2016 tarih ve 6741 sayılı Kanunla kurulmuş olup özel hukuk hükümlerine tabi, “sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurtiçinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek” amacıyla kurulan bir şirkettir. Varlık Fonu’na devredilen şirketlerin yönetimi bütünüyle bu fona geçmekte, özel hukuka tabi olan bu fon, mali denetim, iş ve işçi hakları, çevre ve kentsel izinlerden muaf olmaktadır. 

Değerli Hemşerilerim; ÇAYKUR’un Türkiye Varlık Fonu’na devredilmesi en temel anlamı, ÇAYKUR’un çay müstahsilini destekleyen bir devlet kuruluşu olmaktan çıkması, artık kâr amacı ile işletilen özel hukuka bağlı bir kuruluş haline gelmesidir. ÇAYKUR bu kararla esasen özelleştirilmiştir; Varlık Fonu, bundan sonra ÇAYKUR’u kâr amacıyla yönetecek, ayrıca ÇAYKUR’un sadece geliri değil, varlıkları (binaları, arsaları, fabrikaları, stokları …) içeriden ve dışarıdan borç alınırken teminat olarak gösterilecek, rehin verilebilecektir. Bu da bir süre sonra ÇAYKUR’un bütünüyle alacaklı yabancı şirketlerin eline geçmesi demektir.

Değerli Hemşerilerim; uzun süreden beri hepimiz için endişe kaynağı olan Türk çaycılığının bitirilmesine kadar gidecek bu süreci durdurmamız gerekir. Bunu ancak iktidar muhalefet ayırımı yapmadan birlik olursak yapabiliriz. Bilindiği gibi ÇAYKUR bölge insanı için hayati önemi haiz bir kuruluştur; ÇAYKUR olmazsa çay olmaz, çay olmazsa başta Rize olmak üzere Doğu Karadeniz bölgesi olmaz, insanların burada kalmaları, geçinmeleri mümkün olmaz. 

ÇAYKUR, ne Halk Bankası, ne Ziraat Bankası, ne de TPAO ve diğerleri gibi kâr eden, para çeviren bir kuruluş değildir; ÇAYKUR, bölgede sosyal devletin gerçekleşmesini sağlayan, insanları bu bölgede tutan bir kamu iktisadi kuruluşudur. ÇAYKUR’un Varlık Fonu’na devredilmesi, bu şekilde özelleştirilmesi ve varlıklarının yağmalanması asla kabul edilemez.
 

Editör: TE Bilisim