‘21 Ocak 2017 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından doğrudan atanan ilk on iki rektörden biri olan üniversitemiz rektörü Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek’in, göreve başladığı günden itibaren Üniversitemizde barış ve huzur ortamı sağlanmış, akademik ve idari bütünalanlarda önemli gelişmeler kaydedilmiştir. 

Eleştiriye Tamam

Eleştiri, en iyiye ulaşmanın hayalinin kurulduğu her alanda işin doğası gereği olmazsa olmazlardandır. Ancak konuyu kişiselleştirerek iyi niyet taşımayan birtakım düşünce ve duygularla senaryolar yazmak ve çamur at izi kalsın anlayışıyla hareket etmek kesinlikle kabul edilemez.Sayın Rektörümüz, yıpratma ve itibarsızlaştırma amacıyla uzun zamandır sürdürülen faaliyetlere şimdiye kadar cevap verme gereği duymamıştır. Fakat son olarak Cumhuriyet Gazetesi tarafından “Rektörün Krallığı: Oğlunu da Yanına Aldı” başlığı ile yapılan haber, artık bütün bunlara bir dur demenin zorunlu olduğunu göstermiştir. 
Öncelikle belirtmek gerekir ki,sözü edilen haber yanlı, yönlendirici ve manipüle edici bir içerik taşımaktadır. Göreve başladığı ilk günden itibaren hukuksuz iş yapmama konusunda üniversitemizin bütün yetkili organlarını uyaran ve bu hassasiyetini defalarca yinelemiş olan Sayın Rektörümüz ‘ünyasal alanın dışına çıkmakla suçlanması büyük bir haksızlıktır. 

Yönetmeliklere Uygun

Haber metninde sözü edilen öğretim görevlisi hocamızın atanma süreçleri tümüyle yönetmeliklere uygundur ve kendisine özel bir ayrıcalık tanınması söz konusu değildir. Üniversitemiz bünyesinde kurulması amaçlanan yeni bir bölüm için gerekli olan asgari üç öğretim elemanı ihtiyacını gidermeye yönelik başlatılan süreç şeffaf bir şekilde yürütülmüş olup geriye dönük incelemeye açıktır. Haber metninde yer alan ve ne yazık ki iftira niteliği taşıyan imalar ise gazetecilik mesleği adına son derece talihsiz ifadelerdir.  Haberde adı geçen hocamızın üniversitemiz misafirhanesinde kaldığı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. 

Dolayısıyla aleni olanın bir bilgi gibi sunulması kötü niyetten öte bir anlam taşımamaktadır. Kişiye özel uygulamanın söz konusu olamayacağı misafirhanemizden birçok kurum personelimiz aynı şartlarda yararlanmaktadır. Bir başka deyişle, misafirhanemizde kalan birçok çalışanımızın yararlandığı haktan hocamız da faydalanmaktadır. 

Asıl hukuksuzluk kendisini bu imkândan mahrum bırakmak olacaktır. Öte yandan, üzerinden algı oluşturulmaya çalışılan hocamızın 2017 Temmuz ayında Girne Amerikan Üniversitesi ile üniversitemiz arasında gerçekleştirilen işbirliğine yönelik anlaşmanın imzalanması sürecinde Kıbrıs’ta bulunmuş olması tümüyle o günkü görevi ile ilgilidir. O günlerde üniversitemizin Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü’nde çalışan hocamız,Kıbrıs ziyaretine Kurumsal İletişim Koordinatörü olan bayan hocamıza yardımcı olmak amacıyla katılmış olup hiçbir masrafı kurumumuz tarafından karşılanmamış, karşılanması talep edilmemiştir.  

Haber metnine konu olan bir diğer başlık ise Sayın Rektörümüz ’ün yasaları ihlal ederek ve yönetmeliklerin dışına çıkarak çocuğuna üniversitemizde öğrenim görmesinin yolunu açtığına yöneliktir. Oysa konuya ilişkin yüzeysel bilgisi olan herkes bilir ki ilgili yasa ve yönetmelikler ülkemiz üniversiteleri arasında özel öğrenci statüsü çerçevesinde geçişlere imkân sağlamaktadır. Bu kapsamda, 2008 yılında kurulan Üniversitemize şimdiye kadar gelen toplam öğrenci sayısı dokuz, başka üniversitelere giden öğrenci sayısı ise kırk sekizdir. 2017-2018 eğitim öğretim yılında ise üç kişi özel öğrenci statüsünde üniversitemizde öğrenim görürken, sekiz öğrencimiz aynı zeminde başka üniversitelere gitmiştir. 

Gerçekler Burada

Öte yandan, Sayın Rektörümüz ‘ün çocuğunun, babasının makam gücünü kullanarak derslerini “temizlemek”amacıyla üniversitemize geçiş yaptığı ima edilse de gerçekler bütün çıplaklığı ile ortadadır. Öğrencimizin kaç dersi hangi şartlarda başardığı denetime açık olup incelenme imkânı her zaman mevcuttur. Ancak sormak isteriz, böyle bir gücü kullandığı ima edilen Sayın Rektörümüz, çocuğunun bütün derslerden kolaylıkla geçmesini neden sağlamamıştır? Bütünleme ve yaz okulu sürecini ona neden yaşatmıştır? Öğrencimizin “hiçbir dönem astım ilacı kullanmadığını ve Gümüşhane’de doktora hiç gitmediğini ileri süren okuldaki birçok öğretim üyesi” kimlerdir? 

Sonuç olarak, söz konusu iftiralarla ilgili hukuki süreç elbette başlatılacaktır. Vicdanını ve ahlakını kaybetmiş şer odaklarına karşı mücadelemizin kararlılıkla devam edeceğini ve üniversitemizi daha ileri noktalara taşımak adına doğru bildiğimiz yolda emin adımlarla yürümekten vazgeçmeyeceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz.  
Editör: TE Bilisim