Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İlhan Aydın, balık stoklarının incelenmesi ve takip edilmesiyle ilgili olarak hamsiyi de içine alan çok kapsamlı bir çalışma yaptıklarını söyledi. 

Yürütülen projenin Hamsi, İstavrit, Palamut, Lüfer ve Çaça’yı içine alan 5 balık türünü kapsadığını belirten Aydın, “Yürüttüğümüz çalışmalardan en önemlileri Hamsi’yi de içine alan Karadeniz’deki ticari öneme sahip balık stoklarının incelenmesi ve takip edilmesiyle ilgili çok kapsamlı bir proje. Bunlar 5 türü içeriyor. Hamsi, İstavrit, Palamut, Lüfer ve Çaça. Bu 5 tür arasında özellikle, Hamsi ve Çaça insan tüketiminde hem de sanayide değeri var. Dolayısıyla ciddi bir ekonomik boyutu var. Bunun haricinde İstavrit, Palamut, Lüfer de ekonomik olarak oldukça önemli balık türlerinden. 2000 yılından 2014 yılına kadar değerlendirdiğimizde 5 türün avcılığı ortalama 320 bin ton civarında. Bu da toplam avımızın yüzde 82’sini oluşturuyor. Bunların çoğunluğu Karadeniz’den elde ediliyor” dedi.

Araştırma için ciddi bir ekiple yola çıktıklarını belirten Aydın “Bu çalışmaları yürütmek için çok ciddi bir ekiple yola çıktık. Kurumumuzda çalışan değerli bilim insanları, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden, Deniz Bilimleri Enstitüsü'nden oluşan 20 kişilik çok değerli ekibimiz var. Ekibimizle birlikte 2 araştırma gemisiyle denizde, karadan da seyyar araştırma laboratuvarı kurarak bu çalışmalarımıza yön verdik. Bu balıklar pelajik dediğimiz su kolonunu kullanan balıklar. Dolayısıyla göçmen balıklar. Bu balıkları lokal çalışmalarla stoklarını izleyebilmek çok mümkün değil. Bunun için çok güçlü bir ekip kurduk, tüm Karadeniz boyunca özellikle avcılık sezonunda sürekli takip edilmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu izleme sonucunda biz de verilerin ışığında elle tutulur, gözle görülür bir sonuca ulaşalım istiyoruz" diye konuştu.

"Bütüncül ve uzun soluklu bir araştırma yapıyoruz"

Doç. Dr. İlhan Aydın, söz konusu balık türlerinin özellikleri gereği avlarında dalgalanma görüldüğüne dikkat çekerek "Bu balıklar avcılıklarında yıllara bağlı dalgalanmalar gösterirler. Bu sene palamut çok oldu, lüfer çok oldu geçmiş yıllarda az oldu. Hamsi bu sene az görüldü, daha önceki yıllarda çok oldu. Pelajik dediğimiz bu türlerin doğasında olan şeyler. Palamutun olduğu yıllar hamsi az oluyor denilebiliyor (Palamut hamsiyi yedi, hamsi avı azaldı) bunların ilişkisi var mıdır ? yok mudur ? bilimsel olarak kanıtlanabilir mi ? bununla ilgili çok kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Henüz istatiksel olarak böyle bir ilişkiden bahsedilse bile bir şey söylemek için çok erken. Bu türler yıllara bağlı olarak eko-sisteminde etkisi azalıp çoğalabiliyor. Göç yapan balıklar. Bununla ait çok uzun yıllar veriler toplamak gerekiyor, bilimsel alt yapıyı oluşturup öyle tahminlerde bulunmak gerekiyor. Dolayısıyla palamutla ilgili geçmiş verilere baktığımızda bu sene çoksa muhtemelen seneye az görülecek öyle bir eğilim olduğunu ifade edebiliriz. Geçmiş istatistiklere baktığımızda bize bunu gösteriyor" ifadelerini kullandı. 

"Bu tür araştırmalar için çok uzun soluklu kapsamlı çalışmalar yürütmek gerekiyor" diyen Aydın "Çok şükür bu konuda devletimiz bize çok ciddi imkanlar sağlıyor. Çok kapsamlı bilimsel temelleri olan çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmaları kısa süreli değil, uzun soluklu bir proje. Yani bir bölgeyi 1-2 yıl çalışıp bırakmayacağız. Bu proje uzun yıllar 10-15-20 yıl devam edecek. Geçmişte bu tür çalışmalar kısır kalmış, bir üniversite bir bölgede çalışmış, bir araştırma grubu başka bir yerde çalışmış, bütüncül bir yaklaşım olmadığı için verilerinin tamamının anlamlı bir şekilde değerlendirmesi çok mümkün olmamıştır" şeklinde konuştu.

Bir sonraki hedeflerinin uluslararası bir çalışmaya imza atmak olduğunu ifade eden Aydın "Çünkü bu balıkların bir kısmı sadece bizim kıyılarımızda av vermiyor göç etmiyor, diğer ülkelere de göç ediyor. Dolayısıyla o ülkelerle işbirliği yapmak daha sonra milli menfaatlerimiz doğrultusunda kendimize ait stoklarımızın durumunu ortaya koymak çok önemli. Bunları bizim kesinlikle bilmemiz lazım” dedi. 

Editör: TE Bilisim