Dün Taka Gazetesinde yayımlanan makalemde Obi Mikel'in hazır olmadığını, aynı oyun tarzı olan  3 oyuncunun ( Mikel, Sosa, Parmak) defansif zaaf, ofansif kısırlığa neden olduğunu ayrıca Ekuban'ın arkası dönük oynamakta zorlandığını doğru dizilişin Sörlot önde Ekuban biraz arkasında 4-4-2 olduğunu, bir üst tura çıkmak istiyorsak skoru tutmaya değil oyunu kazanmaya oynamamız gerektiğini dile getirmiştim.
 
Ünal hocam anlaşılan sesimi duymuş ki; sahaya Obi Mikel'den yoksun bir onbirle başlamış.
Hem de öyle bir başladı ki sanırsınız ilk maçı Trabzonspor 3-0 yenik tamamlamış acilen gol ve gollere ihtiyaç var.
 
Bu baskı kısa sürede meyvesini verdi. Birçok pozisyonu hoyratça harcadığımız bu devrede Sörlot klas bir gole imza attı.(1-0). Devamında Abdulkadir Ömur ile biri %100 3 gol heba olsa da fırtına soyunma odasına önde gitti.
 
Ikinci yarı da ilk yarıdan çok farklı başlamadı. Oyunun her alanında hakim olan, gol arayan Trabzonspor'du. Ta ki dakikalar 80'i gösterirken saçma sapan bir topu ağlarında girene kadar. Bu gölü takiben istemsizce panikleyen takımın gol yemesinin önüne geçme adına önce santrafor Sörlot yerini Obi Mikel'e sonra da Parmak yerini Doğan Erdoğan'ı hoca oyuna aldı.
 
Maçın son on dakikası penaltı kaçtı, göller kaçtı, oyun gitti geldi ama son noktayı yine fırtına koydu ve Buz adam Novak'ın galibiyet golü  geldi.
 
Lige moralli başlama adına önemli bir galibiyet. Uefa bir üst tura galibiyetle kalma ülke puanı acısından ayrıca kıymetli…
Başarılar fırtına çok güzelsin...