İstanbul’da Beşiktaş’la oynadığımız maçın favorisi hiç şüphesiz son haftaların formda ve en iyi futbolunu oynayan Trabzonspor’du.

Rakibimiz ise Avrupa kupası oynayan ve kupadan elenen yorgun Beşiktaş’tı. Trabzonspor’da sakat ve cezalı oyuncu bulunmazken, tek olumsuzluk ve moralleri bozan unsur TFF’nin başkana ve kulübe vermiş olduğu ceza oldu..

Biz maça geçmeden önce iki eski dosta, ikisi de bir zamanlar Trabzonspor için uğraş veren ağabey kardeş mi desek, usta ile çırak mı desek artık bunun adını siz koyun. Bana göre ise iki eski Trabzonsporlunun ligdeki rekabetine bakalım.

Derbiye çok istekli ve kazanma arzusuyla başlayan taraf Bordo-Mavililerdi. Maçın başlamasıyla rakibine basan boş alan bırakmayan ve hataya zorlayarak pozisyonlar üreten taraf yine Trabzonspor’du. Ancak ilk 25 dakikadan sonra bu güzel oyunu bırakıp rakibe oynama alanı bırakmaları, az da olsa kalemizi zorladı..

Sosa ve Yusuf’un oyuna biraz daha fazla katkı sağlaması gerek çünkü bu oyuncularımız her an maçın kaderini değiştirecek, oyun karakterine sahipler.

Nitekim Sosa’nın uzun gol pası bunlardan sadece biri. Bu oyuncularımız gerçekten üst düzey yeteneğe sahipler, biraz fazla çalıştıkları zaman neleri başaracaklarını görüyoruz.
İkinci yarıya da iyi başlayan taraf Trabzon oldu. Bu iyi başlangıcın neticesinde de ikinci golü erken bulduk.

Rahat bir konumda maçı yönlendirmeyi amaçlarken, beklenmedik bir hatayla yenen gol Beşiktaş’ı da adeta kamçılamış oldu.

Bunun yanında Sosa’nın da sakatlanıp çıkması takımın moralini iyice bozdu. Kalemizde Uğurcan güven verirken, maalesef Ünal hocanın yanlış oyuncu değişiklikleri ters tepti.
Bakın Ekuban eğer Trabzonspor’un oyuncusu olsaydı, o net golleri kaçırmazdı.
Usta ile Çırak ne yazık ki bu maçtan birer puan ile ayrılmak zorunda kaldılar..
Bu netice iki takıma da yaramadı, ben şahsen kaçan iki puana yanıyorum.