Cumhurbaşkanı hiç lafı gevelemeden söyleyeceğini söyler. İşte "Dünya 5 den büyüktür" dediği gibi.
Bu aslında Dünyanın 5 büyük devletine laf çakmaktır ve bu güne kadar hiç bir lider bu konuda sesini yükseltememiştir.
Bunun yanısıra bildiğiniz gibi,
İsrail Cumhurbaşkanına Davos'ta "Siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz" azarı çok konuşuldu...
Sonra,
Ey Almanya!
Ey Fransa!
Ey Putin!
Ey Sisi!
Ey Eset!
Tarzında hitapları devam etti.
Ama Amerika'ya,
"Ey!" diye başlayacak cümlelerle hitap edemez görüşü vardı bende.

Şimdi onu da gördük ve duyduk.
"Ey Amerika!
"Bu nasıl dostluktur?"
Şeklinde soru cümlelerini sormaya başlamış,
"Size muhtaç değiliz!"
Sözleriyle de adeta haddinizi bilin demiştir.
*
Bu güne kadar bu köşemden Tayyip Beyi çok eleştirmişimdir.
Ama Amerika'nın "Dostum/Müttefikim" dediği Türkiye'yi vurması için,
Bizim kapımızın önünde bir uydu devlet kurması ve alenen Türkiye'den de  Kürtlere toprak temin etme gayretlerine  verdiği yürekli tepkilere bir Türk olarak,
Gönül dolusu teşekkür ediyor,
Ve bu konuda hiç tartışmasız Cumhurbaşkanını destekliyorum...

ZENGİNLİĞİN CEHALETİ

Biliyor musunuz?
Bu kahrolası zenginler dünyasında yaşayan garibanların,
Bir yılda 5 milyon küsur  çocuğu ölüyor...
Hem de önlenebilir hastalıklardan.
*
Afrika'da ölüyor...
Zatüre, sıtma  ve ishalden ölüyor...
Bu duyarsız insanlıktan yeterli hiç bir çaba yok.
Ve ne yazık ki,
İstatistikler gösteriyor ki,
Bu gidişatla yakın bir gelecekte,
Mesela 2030 yılında,
Sadece bir yılda şimdikinin 8 katı,
Yani 60 bin çocuk ölecektir...
*
Oysa dünyamızda,
Uçsuz bucaksız malikaneler.
Devasa villalar.
Gökdelenler,
Euro'lar,
Dolarlar ve altınlar havalarda uçuşuyor...
Havyarlı sofralar ve
Servetler harcanan giysiler,
Daha kirlenmeden çöpe atılıyor.
*
Ama gel gör ki;
Aynı dünyanın çocukları ve aynı Allah'ın kulları,  
Milyonlarca çocuk açlık ve bakımsızlıktan hayata veda ediyor...
*
Merhametsiz,
Paylaşımsız insanların dünyası bu.
O halde,
Gözü yaşlı annelerin Ah!'ından
Nemrutların günahından,
Batsın bu kendine mert, kibirli dünya...

GÜNNAR'LA BİR KAÇ SAAT

Andan Günnar misafirimizdi.
Taka'da tavşan kanı çaylarımızı içtik ve  kırdık sohbetin belini.

Trabzon'u konuştuk.
Trabzon'un sorunlarını konuştuk.
Türkiye'yi konuştuk.
Trabzon Erzincan Demiryolunu,
Yaylaların hunharca işgalini,
Doğaya estetiğine uygun olamayan ucube  evlerin yıkılmasının zaruretini,
Konuştuk.
*
İstifaya direnen Büyükşehir Belediye Başkanlarını konuştuk,
Yapılacak şehir Hastanesinin şehre katkısını,
Yomra Kaşüstü'ndeki Kanuni  Hastanesini ve yetersiz olan yolunu etraflıca konuştuk.
*
Kanuni Bulvarını,
Yüksek maliyetini,
Yatırım adasını,
Motorlu araçlar vergisinin yüzde 40 olarak açıklanmasının esbab-ı mucibesini ve sonra  yüzde 25'e çekilmesini,
Fındık politikasını,
Akçaabat'ı,
Ve yılların Belediye Başkanı Şefik Türkmen'in Akçaabat'a katkılarını,
Hatta ciddi sağlık sorunları yaşayan Baykal'ı,
Muhalefetin hatalarını konuştuk.
*
Türkiye'nin kuşatılmışlığını,
Ülkenin geçirmekte olduğu zor günleri,
Dost bildiğimiz düşmanları,
Konuyla ilgili muhtemel sorunları konuştuk.
*
Günnar,
Özeleştiri yapan bir siyasetçi.
Yıllarca Başhekimlik yapmış,
Bürokrasiyi iyi bilen,
Kurumlara hatırlı insanların yerleştirilmesine asla taraf olmayan,
Atamalarda,
Liyakat ve hakkaniyeti esas alan,
Ortalıklarda fazla görünmeyi maharet görmeyen bir siyasetçi.
*
"Erdoğan'ın liderliğinde,
Soylunun kaptanlığında,
Ülkemize ve devletimize hizmet etme çabamız devam etmektedir" diyor.

KOLTUK MESELESİ

Makam ve mevki sahipleri,
"Koltuğundan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, altını kirletmiştir."
Bu güzel Hint Atasözünü ilk defa Kurt siyasetçi Bülent Arınç'dan duymuştum.
*
Muhatabına;
Baltadan keskin,
Balyozdan ağır bir söz.
Özellikle Türkiye'de,
Ayrıca tüm makam ve koltuk sahiplerine önemle duyurulur...

SON 4 YIL

Albert Einstein uyarmıştı.
Arılardan sonra insanlığın ömrü 4 yıl!
Evet sadece 4 yıl!
Ve kanatlı böceklerin maalesef yüzde 75' öldü gitti!
*
Hava sıcaklıklarından öldü.
Kimyasallardan öldü.
Tarım alanlarının sona ermesinden öldü.
Doğayı dölleyecek bu kanatlı canlılar da ölünce.
Görülen o ki,
İnsanlığın sonu geldi demektir.
İşte bilim böyle diyor ve bizler de bunu iyiden iyiye yaşamaktayız...
 
E, KARDEŞİM SEN DE KAŞINIYORSUN!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından istifası istenen,
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı,
AK Partili Edip Uğur;
Yaptığı konuşma alanında, 
Atatürk'ün ve Kendine ait  dev posterleri yer alırken,
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın posterinin olmadığı görüldü.
E, kardeşim sende de iyi cesaret var yani.
Ya da iyice isyanlardasın...

PTT 177 YAŞINDA

Dün PTT'nin 177. kuruluşu kutlandı.
Benim de yıllarca görev yaptığım binalarda aldığımız davet icabı bir kaç saat geçirdim.
Vaktiyle neredeyse tümünü tanıdığım personelden ancak bir kaçını tanıyabildim.
Demek ki zaman insanları sürükleyip götürüyor...

Bu arada PTT çok gelişti...
Hizmet alanlarını çoğalttı.
Neredeyse vermediği hizmet kalmadı gibi.
Oysa PTT Telekom'u bünyesinden 1995 yılında ayırdıktan sonra,
"Ne olacak şu PTT'nin hali" denilirken,
Gördük ki bu gün PTT imrenilecek bir şirket haline geldi.
*
177. yıl münasebetiyle yapılan organizasyon abartısız ve güzeldi.
Ayrıca 177. Müşterisine çeşitli hediyeler verilmesi de vatandaşla bütünleşmesine yönelik güzel bir paylaşımdı.
Başta Başmüdür Mustafa Beşli,
Başmüdür yardımcıları ve Merkez Müdürü İsmail Ergül olmak üzere her kademedeki PTT mensuplarını kutluyor,
PTT'mize nice başarılı senelere diyorum...

VOLKAN'MI?

Volkanı Bursaspor'dan beri iyi tanırım.
Trabzonspor'a transferine mutlu olmuştum.
Ama o,
Trabzonspor'a hiç katkı vermeden çekti gitti.
İnsan merak ediyor,
En iyi döneminde Trabzonspor'a hiç bir fayda sağlayamayan bu kardeşimizin,
Bu kulüpte ne işi vardı?
*
Gördük ki Volkan Antrenmansız.
Yatmış uyumuş,
Almış paracıkları,
Gelmiş çıkmış sahaya;
 
Daha ligin başında ruhunu yitirmişleri bu kulübe ne diye doldurdunuz?
Yazık değil mi paralara?
Yarık değil mi umutlara?
Yazık değil mi bu taraftara?

KARADENİZLİ NEDEN KANSER OLUYOR?

Birinci neden tabi ki,
Trabzonspor'un  bu bitmek bilmeyen yenilgileri...
İkincisi;
İşsizlik.
Üçüncüsü,Çernobil Faciası.

BOĞULUYORUZ?

Öyle yerken boğulmuyoruz.
Su içerken de boğulmuyoruz.
Denizde/derede,
Nehirde boğuluyoruz...
Hem de yılda ortalama 900 insanımızı kaybediyoruz.
Üstelik en mutlu saatleri yaşamak için girdiğimiz sularda.
*
Evet, boğuluyoruz...
Oysa üç tarafımız deniz;
Neden bu suya karşı bu eğitimsizlik.
Değil mi ki,
Ata binmek,
Ok atamak,
Yüzme bilmek peygamber öğüdüyken neden boğuluyoruz ki?
El insaf yani.
Sakın buna da "Kader" demeyelim lütfen.
 
FIKRA

Bu fıkramız Trabzonsporlu taraftarları son yıllarda fena halde üzen birilerine gelsin.
Vaktiyle bir Amerikan kasabasındaki bankaya kovboyun biri gelip çek bozdurmak istemiş.
Veznedar başlamış sormaya:
- Doğum yerin?
-Sürekli oturduğun adres?
Kimlik kartın?
-Kefil göstereceğin kişiler vs...
*
Kovboy:
- Buraya bak veznedar, demiş,
-sen daha önce bu kasabada yargıç olarak adam asarken bile,
bu kadar belge aramazdın;
ne oldu sana?
-
Veznedar:
- E, demiş,
-Burada giden bizim para;
şayet giden senin hayatın olsa yine üstünde o kadar durmazdık...