Yıl 1945...
Günlerden 8 Mayıs.
Fransa’nın sömürgelerinden biri olan Cezayir, Nazi Almanyası tarafından işgal edilen Fransa'nın kurtuluşu için gençlerini savaşa çağıran Fransa’ya bir teklifte bulunur.
“Seninle birlikte savaşırım ama karşılığında bağımsızlığımı vereceksin!”
Bu teklife olumlu bakan Fransa teklifi kabul eder.
Hayhay der... Ve Sömürgeci Fransa Almanya'yı, Cezayirli askerlerin desteğiyle yener.

Fransa'nın bu zaferi, Cezayir'de adeta bayram sevinci yaratır. Büyük bir mutluluk içinde sokaklara dökülen halk, kendilerine verilen bağımsızlık sözünün tutulacağı umuduyla kutlama yürüyüşleri yapıldığı sırada sözünü tutmayan Fransız işgalci askerleri tarafından kurlun yağmuruna tutularak acımasızca oracıkta katledilirler. Günlerce süren katliamlar süresi boyunca masum insanlar, evlerinden alınarak kurşuna dizilerek, köyler ve şehirler bombalarla yerle bir edilerek kadın,çocuk, yaşlı 45 bin Cezayirli oracıkta öldürülerek büyük bir katliam başlar.
Tecavüz edildikten sonra
başları kesilenler, açılan çukurlara binlercesi bir arada gömülenler, köy fırınlarında cesetleri yakılarak yok edilenler... Derken katledilen 1,5 milyon masum Cezayirli!
Ve Tarihte işlediği bu cinayetleri çoktan unutmuş gibi yaparak adeta sütten çıkmış ak kaşık gibi bizi soykırımla suçlayarak 24 Nisan’ı “ anma günü “ ilan eden özgürlük ve demokrasi ülkesi bir Fransa!
O Fransa ki; Orta Afrika, Cezayir, Fas, Tunus, Yeni Kaledonya, Mali, Fil Dişi Sahili, Madagaskar, Kamerun,Haiti, Komor, Senegal, Gabon, Gana, Gine, Benin, Ruanda, Laos gibi ülkeleri iliklerine dek sömürmüş ve sadece Ruanda’da 800 bin insanı katleden bir ülkeyken...

Hayır yani ne ara unuttun bu yaptıklarını? Soran olmamış pek tabii...

Fransa’nın tarih boyunca tüm bu yaptıklarını görmezden gelerek, zeytinyağı gibi su üstüne çıkmaya alışkın parlamenterlerine ve gazetecilerine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yerine cuk gibi oturan soru ve cevaplarını duyunca ve Fransız gazetecinin salonu harala gürele terk edişini görünce resmen derin bir ohhh çektim!
Ya işte böyle ... gibi kalırsınız!
Ve kendime söz verdim...
24 Nisan da masum Cezayirlileri anacağım...
Bir de o fütursuz gazeteciyi...
****
SUÇ OLMALI!
Yiyecek lokmanız yok!
Çünkü insanoğlu yiyecek alanlarınızı yok etmiş durumda!
Su içecek yeriniz de yok!
İnsanoğlu denilen varlık ne yazık ki su içeceğiniz alanları da kurutmuş durumda!
Gidecek yeriniz de yok!
İnsanoğlu denilen zalim oraları da ele geçirmiş durumda!
Eee ne yapacaksınız?

Lütfen empati yapın...
Kedi, köpek, kuş vs olduğunuzu hayal edin.
Mecbur kalmaz mısınız insanın elinden gelecek olan ekmeğe, suya?
Kalırsınız elbet!
Bir de o ellerin sizi katletmek için yanınıza güle oynaya sokulup size zehirli yiyecekler, içecekler verdiğini hayal edin!
Gidecek bir yeriniz olmadığı için yağmurdan sırılsıklam olmuş bedeninizle bir sokak ortasında ya da bir ağacın dibinde can çeke çeke, kıvranarak, kıskıvranarak öldüğünüzü...
Ankara Batıkent’te gördük bu sahneyi....
Hem de en gerçeğinden gördük!

Artık hayvana yapılan eziyet, tecavüz ve ölüm kabahat olmaktan çıkarılıp acilen suç kapsamına alınmalı!
Affı olmamalı!
Para cezası vs!
Asla!
Cezayı işleyen cezasını mutlaka çekmeli!
Zira bu dilsizlerin ah’ı çok fena yakamıza yapışacak!