Şöyle bir düşünün!
E-mail adreslerimiz ve şifreler.
Banka kartı-VISA kartı.
E-devlet, ÖSYM, okul, bilgisayara giriş, telefona giriş, internet bankacılık vs.
Kimlik, kurum kartı, ehliyet, ruhsat, tapu..
Bunlar aklımda kalanlar..
Hayatımız belgeler ve şifrelerle geçiyor
 
*
 
Bir alıntı yazıdan. Doğum belgesi bir kağıt, Aşı belgesi bir kağıt. Başarı belgesi bir kağıt.
Mezuniyet belgesi bir kağıt. Kağıtlar böylece devam edip gidiyor. Evlilik sözleşmesi bir kağıt.
Pasaport bir kağıt. Ev mülkiyet belgesi bir kağıt. İyi hal belgesi bir kağıt. Reçete bir kağıt. Davetiye bir kağıt.
 
*
 
Hayatımız kâğıtlardan ibarettir. Kağıtlar üzerinden günler geçer.  Dünya tamamen kâğıtlardan ibaret. İnsan kimi zaman bir kağıda üzülür. Kimi zaman da sevinir.
Lakin..
İnsanın göremediği tek bir kağıt vardır ki o da şudur:
Vefat belgesinin kağıdı
 
*
 
Hayatta gülünç olan üç aşama vardır:
1-Erişkinlik(gençlik) dönemi:
*Vakit + güç sahibisin.*
*Fakat paran yok.*
 
2-Çalışma dönemi:
*Para + güç sahibisin.*
*Fakat vaktin yok.*
 
3-Yaşlılık dönemi:
*Para + vakit sahibisin.*
*Fakat gücün yok.*
 
Hayat sana bir şey verdiğinde, başka bir şeyi senden alır.
Daima başkalarının hayatının bizim hayatımızdan daha iyi olduğuna inanırız.
Başkaları da bizim hayatımızın daha iyi olduğuna inanırlar.
Bu her zaman böyledir. Çünkü bizler hayatımızdaki önemli bir şeyi kaybediyoruz:
"Kanaat."
 
Eğer mutluluğun satıldığı mekanlar olsaydı, tüm insanların o mekanlara üşüştüğünü ve pahalı fiyatlarla onu satın aldığını görürdün.
 
Beyaz renk "güzel" demek değildir. Siyah renk de "çirkin" demek değildir.
İnsan, ahlakıyla insandır, dış görünüşü ile değil.
Adamlık yüksek ses ile olsaydı, HAYVANLAR adamların efendisi olurdu.
 
İnsan hayatı bir kağıt ile başlar..
Doğduğun zaman seni annenin karnından çıkaranın kim olduğunu bilmezsin.
Öldüğünde de seni kabrine koyanın kim olduğunu bilmezsin.
 
Doğduğunda yıkanır ve temizlenirsin.
Öldüğünde de yıkanır ve temizlenirsin.
 
Doğduğunda senin için kimin sevindiğini ve mutlu olduğunu bilmezsin.
Öldüğünde de senin ardından kimin ağlayıp üzüldüğünü bilmezsin.
 
Önemli olan Ahmet Şefik gibi dik yaşayıp dik ölebilmektir.
 
Trabzon basınının başı sağolsun.