ÖĞRENCİ MERKEZLİ EĞİTİM ÜZERİNE

 “Öğrenci merkezli eğitim” eğitim sisteminde üzerinde en çok konuşulan konuların başında gelmektedir. Öğretmenler, öğrenci merkezli eğitim yapmanın telâşı içinde bulunurken üniversite de öğretmen yetiştiren öğretmenler de öğrenci merkezli eğitimin faziletleri üzerinde durmaktadırlar. Bütün bunlara rağmen, hâlâ öğrenci merkezli eğitimin ne olup ne olmadığına ilişkin kesin bir sonuca ulaşıldığı söylenemez.

Öğretmenlerin, öğrenci merkezli eğitimin iyi olduğuna ilişkin görüşleri olmakla birlikte, az da olsa öğrenci merkezli eğitimin zararlı olduğuna inanan öğretmenlerin de olduğunu görmek üzüntü vermektedir.

Bir seminerde, daha mesleğinin başında bulunan bir öğretmen “öğrenci merkezli eğitim mi olur? Öğrenci öğretmenden korkmalı ve ona mutlaka itaat etmeli” diye serzenişte bulunuyordu. Başka bir öğretmen de, öğrenciyi dersi anlatmak için ödevlendirdiğini, ama öğretmenin katkısı olmadan dersi anlatamadığından şikâyet ediyordu. Bir başka öğretmen de, öğrenci merkezli eğitimde hâkimiyetin öğrenciye geçeceğinden dolayı, böyle bir değişimin tehlikeli olduğunu ileri sürüyordu.

Bütün bu tepkiler, öğrenci merkezli eğitimin ne olduğuna ilişkin anlayışımızın ne derecede temelsiz olduğunu göstergesiydi. Öğrenci merkezli eğitim, dersin öğrenci tarafından yapılması anlamına gelmez. Ayrıca öğrenci merkezli eğitimde öğretmen, sadece seyirci değildir. Öğretmen, mutlak itaat edilen kişi olmadığı gibi korku timsali de değildir.

Öğrenci merkezli eğitim, eğitimin öğrenci ilgi ve ihtiyaçlarını dikkate alarak yapılmasını öngören bir yaklaşımdır. Öğretmen merkezli eğitimde, öğretmen her şeydir ve her şey öğretmen için yapılır. Öğrenci merkezli eğitimde ise, eğitimde esas öğe öğrencidir; her şey öğrenci için ve öğrenciye göre düzenlenmelidir.

Öğrenci merkezli eğitimde, öğrenci esastır. Okul kuralları, disiplin gibi unsurlar teferruattır. Öğretmen merkezli eğitimde esas olanlar, öğrenci merkezli eğitimde teferruat haline gelmiştir. Bu da bazı öğretmenleri rahatsız etmektedir. Meslekte belli bir mesafe kat etmiş, deneyimli öğretmenlerin eski alışkanlıklarını yeni yaklaşımlarla değiştirmek istememelerini anlamak mümkün, ama yeni öğretmenlerin öğretmen merkezli eğitim yaklaşımının üzerinde ısrar etmelerini anlamak gerçekten güçtür. Yeni bir öğretmenin, öğrenci merkezli eğitim okullarda olamayacağını düşünebilmesini anlamak mümkün değil!..

Öğrenci merkezli eğitimde öğretmen öncelikle şunu bilmeli: Öğrenmek istemeyene kimse bir şey öğretmez! O halde eğitimin “özne”si olan öğrencinin öncelikle öğrenmeyi istemesi gerekir. Öğrenmek istemeyene bir şey öğretemeyeceğimize göre, öğrencinin öğrenmeyi neden istemediğini anlayıp öğrenmeyi ister hale gelmesi için çaba sarf edilmesi gerekir. İşte öğrenci merkezli eğitimin zorluğu da bu noktada başlıyor. Çünkü öğretmen, karşısındaki öğrencinin derse hazır edilmesini bekliyor. Öğretmen karşısındaki öğrenciyi derse hazırlamak için göstermesi gereken çabayı, öğretmenliğin bir parçası saymamaktadır. Oysa öğretmenliğin erdemliliği buradan başlıyor. Öğretmen bu noktadan fedakârlığa başlamalıdır. Sınıfta ğrenci için bulunan öğretmenin bundan daha önemli bir işi olabilir mi?

Öğrenci merkezli eğitim, sınıfta demokrasinin tesisi için de olmazsa olmazlardandır. Öğretmen merkezli eğitim, sınıfta demokrasinin değil despotizmin yer almasının adıdır.
Öğretmen sınıfta öğrenci için bulunduğuna göre, öğrenci merkezli eğitim bir an önce hayata geçirilmelidir. Tabi ki, bu durum önce zihinlerden netleşmelidir. Zihinsel olarak böyle bir anlayışa ulaşamamış öğretmenlerin öğrenci merkezli eğitim yapmalarını beklemek boşunadır.