1. Ders sayısı azalıyor.

2. Liselere Kariyer Ofisleri geliyor.

3. 12. Sınıflarda Ders saatleri azaltılıp destek çalışmaları geliyor.

4. Her öğrenci üniversitedeki gibi kendi istediği dersleri seçebiliyor.

5. Yeni lise sistemi ilk olarak 2020-21 yılında 9.sınıflardan başlıyor. Kademeli geçiş olacak.

6. Bilgi Kuramı zorunlu ders haline geliyor.

7. Yaparak uygulayarak öğrenme ağırlık kazanıyor.

8. 12.sınıfta yenilikçi dersler geliyor. 
 
Ders saatlerinin azalması iyi gibi görünüyor. Ancak “Sınav odaklı” eğitimde bunun ne kadar anlamı var? Okul ders saatlerinin azalması, öğrencileri ek ders alma zahmetinden kurtarabilecek mi?

Liselerde kariyer ofisleri de rehberlik servislerini daha aktif hale getireceği için olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir.

12. sınıfta destek çalışmalarının anlamı, üniversiteye hazırlık çalışmaları ise, bu da olumlu bir şey değil. Gerçi şu anda da 12. Sınıf neredeyse bütünüyle “destek çalışmalarından” oluşmaktadır. Yani aslında 4 yıla çıkardığımız liseler, 3 yıl öğretim vermektedir. Destek çalışmaları yeni bir şey değil yani.

Her öğrenci üniversitedeki gibi kendi istediği dersi seçecek. Burada bir yanlışlık var: Üniversitede de öğrenci istediği dersi seçemiyor. “Zorunlu seçmeli” diye bir kavram da herhalde bize özgü bir kavramdır. Bunu üniversitede uygulayamıyoruz, lisede nasıl uygulayacaksınız? Trabzon gibi bir yerde istisnasız bütün öğrencilerin “futbolu” seçeceklerine eminim. Nasıl olacak? Bu kadar talebi hangi futbol sahası ile karşılayacaksınız? Öğrencinin her istediği dersi seçebilmesi için öncelikle her alanda yetişmiş öğretmenlerin olması gerekir. Yine sınav odaklı bir sistemde öğrenciler, sosyal aktivitelerle ilgili ders seçimini niçin yapsın ki?..

Bilgi kuramı diye bir dersin olması, bilgi çağının felsefesine uygundur. Böyle bir ders, öğrencilerin enformasyon yerine, yararlı bilgi sahibi olmalarına katkı sağlayabilir.

Yaparak uygulayarak ders işleme, öğretim yöntemleri derslerinde, üzerinde çokça durulan bir yöntemdir. Ne var ki, yaparak yaşayarak öğrenmek için derslerin ve sınıfların buna uygun olması gerekir. Kalabalık sınıflarda yaparak yaşayarak öğrenmenin gerçekleşmesi neredeyse imkânsızdır.

12. sınıfta yenilikçi derslerin programa dâhil edilmesi de güzel bir düşüncedir. Ama hayata geçirilebilir mi? Zaman gösterecektir.

Eğitimde düşünülen yeniliklerden biri de ara tatiller. Ara tatillerin pedagojik bir kazanım olup olmadığı konusunda net bir şey söylemek zordur. Bilinen bir şey var ki, öğrenciler okulu sevmiyorlar. Onun için ne kadar tatil verirseniz o kadar mutlu olurlar. Güzel de, okul tatillerini artırmakla eğitim kalitesinin gelişmesi doğrudan ilişkili değildir.

Sonuç olarak, eğitimde kaliteyi yakalamak için yeni bir şey yapmanın zorunlu olduğuna göre, bu yapılmak istenenleri bu bağlamda düşünmek gerekir. Çünkü aynı şeyi yaparak farklı sonuçlar beklemek, akıl kârı değildir.