Biz elçiye zeval olmaz biliriz.
Bizim asaletimiz buydu.
Hatta biz düşmanımız da olsa evimizde ona dokunmayız.
Dokunmadık.
*
Ama pazartesi günü akşam saat 19 sularında bir dost ülkenin büyük elçisini öldürüyoruz.
Nerde öldürüyoruz?
Sergi salonunda.
Nasıl öldürüyoruz, alçakça;
Arkadan ateş ederek.
Büyükelçi sergi açılışı için kürsüden konuşurken.

Ve sonra sloganlar atılıyor...
Kim atıyor?
Katil.
Kimmiş bu katil?
Polis(!)
*
Polis ve de FETÖ'cü.
Yani yarım kalmış bir öfkenin figüranı.
Ve hala görevde kalabilmeyi başarmış.
*
Yaşı: 22
Beyni yıkanmış; çamurla.
Ve silahı belinde.
Ve maaş almaya devam...
*
Şimdi bu iş, kimin işine yarar?
Ya da kimlerin işine gelir?
*
Amerika
Avrupa'nın tümü
Ve Suriye'nin.
Hatta İsrail'in de fena halde işine gelir.
Hatta İran'ın da işine gelir.
*
Amerika ve Avrupa yıllardır kullandığı "uşağını(!) kaybetmek üzeredir.
Bunu hazmedemez.
Suriye de "Şam'da Cuma Namazı" sloganını unutamaz.
İsrail, bölünmüş bir coğrafyanın hayalini kurarken, Türkiye mani olma rollerinde olmasını hiç sevemez.
Ve Amerika'yla barışan,
Rusya ile kanka olan bir İran,
Mezhepsel nedenlerden ötürü Türkiye'den hoşlanmaz ve hatta fazlasıyla rahatsızken,
Rusya ile ilişkilerini düzelten Türkiye'ye," Sen de nereden çıktın?" tepkileri verebilir.
Evet, ilk akla gelen ülkeler bunlar.
*
Bize gelince;
Sokak ve meydan siyasetlerini bırakalım artık.
Ağırbaşlı, büyük devlet olmanın kurallarıyla ülkemizi yönetelim artık.
Artık öfkeli  hal ve dillerden uzak duralım.
Yoksa bu günleri de çok ararız.
 
FAKÜLTEDEN ŞİKAYET VAR
 
Yakinen tanıdığım güvenilir bir dost aradı.
KTÜ Tıp fakültesine verdi veriştirdi.
"Radyolojinin yaptıkları sağlık hizmetlerine yakışmıyor.
Hastamı getirdim.
MR çekilmesi lazım.
Bana 4 ay sonraya gün verdiler.
Parayı yatırınca bir saatte işlem tamam.
*
Şimdi birisi bana anlatsın; bu nasıl sağlık hizmetidir?
Devletin Hastanesi adeta özel muayenehaneye dönüştürüldü.
Bu kabul edilecek bir uygulama değildir.
Doktorlarımız illa da para kazanacaksa, özel muayenehane açsınlar.
Ya da devletin hastanesinde aldıkları maaşa razı gelsinler.
*
Yetkililerden rica ediyorum.
Rektörümüzden rica ediyorum.
Bu haksız kazanca ve keyfiyete dur desin.
Bu millete yazıktır günahtır.
*
Öyle ya 4 ay sonrasına gün verirken, parayı alınca nasıl anında MR çekilebiliyor?
Madem sıra yoktu, parayı verince nasıl anında MR çekildi?
Madem sıra vardı neden 4 ay sonraya gün veriliyor?
Yoksa herkes para vererek mi MR çektirsin taktikleri bunlar?
*
Evet, böyle diyor telefonun ucundaki mağdur dost."
TIP Fakültesi Başhekimine ve Rektöre duyurulur.
 
SUİKAST NEDEN YAPILDI?
 
Çünkü her iki ülke Suriye operasyonunda "Kazan Kazan" formülünde anlaşmıştır.
Türkiye ve Rusya "Kazan kazan" için bazı kayıpları da göze almış olmalılar.
*
Mesela Şam'ın tahliye edilmesi kimin işine yaramaktadır?
Rusya'nın.
Evet, bu Rusya'nın kazanımı.
*
Beki el-Bab'ın alınması kimin işine yarar,
Türkiye'nin.
Türkiye böylece Kürt kuşatmasını engellemiştir.
İşte bu da  Türkiye'nin işine gelen husustur.
*
İşte Türkiye ve Rusya'nın arasındaki bu işbirliği hangi ülkelerin asabını bozmuş olabilir;
bu suikastta onun parmağı olabilir.
 
TESADÜFÜN BÖYLESİ
 
Rus Büyükelçi Andrey Karlov suikast sonucu yaşamını yitirmeden hemen önce,
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Moskova’da bir tiyatro oyununu izlemek üzere yola çıkmıştı.
Bu tiyatro oyununun yazarı, 19. yüzyılın başında Rusya’nın İran büyükelçisi olan Aleksandr Griboyedov’du.
*
1829’daki bir diplomatik kriz sırasında elçiliği basan bir grup öfkeli İranlı, Rus büyükelçiyi öldürmüştü.
*
Rus kaynaklar elçilik baskınının arkasında İngiliz ajanların olduğunu iddia etmişti.
*
Şimdi tekrar düşünmek lazım  Ankara’daki suikast Rusya, Türkiye  veya İran’a mesaj mdır?
Türkiye, Rusya ve İran’ın ittifakı çok mu rahatsız edici bir durum arz etmektedir.
 
TİLKİNİN KUYRUĞU
 
Soğuk kış günlerinin yaşandığı bu günlerde Bayburt'ta donarak ölen tilki,
haberi bildiğiniz gibi sosyal medyada büyük ilgi gördü.
*
Yaptığımız araştırmalara göre aslında olayın arkasında bir tilki cinayeti var.
Meğer o tilki doğada donmamış,
Bir boğuşma sırasında boğularak  öldürülmüş,
Daha sonra cinayeti işleyen her kimse olayı örtbas etmek için içine ot doldurmuş ve ayakta donmuş gibi göstererek asparagas bir habere imza atmıştır.
*
Şimdi Bayburt'un her yerinde bu tilkinin acımasız katli aranmaktadır.
Ne diyelim,
Bayburt, Bayburt olalı böyle bir haberle gündeme gelmemişti.
 
DAVUT ÇAKIR'DAN ŞENOL GÜNEŞ'E DESTEK
 
Önceki gün Trabzon Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Davut Çakır aradı.
*
"Yazılarınızı okuyorum bilesiniz.
Bu gün Trabzon'umuzun gururu Şenol Güneş ile ilgili yazınıza aynen katılıyorum.
Şenol Güneş, bu vefayı çok hak eden bir spor ve kültür insanıdır.
Hiç bir şekilde tartışılacak bir tarafı yoktur.
*
Ama nedense bu şehir kendi değerlerinin kıymetini bilmiyor.
O nedenle kent biz kaybediyoruz.
Hani bir söz vardır, özlü söz:
'Yerinde sayanlar yürüyenlerden daha fazla ses çıkartırlar.'
*
İşte bu günlerde yerinde sayanların gürültüsüne katlanıyor bu şehir.
Onun içindir ki sizi arama ihtiyacı duydum.
Elinize, kaleminize sağlık.
Dediğiniz gibi Komplekse ve stadyuma Şenol Güneş İsmi çok yakıştı.
Bence de hayırlı olsun!"
*
Evet, herkes tartışılır,
Eksiği ile, hatasıyla sorgulanır herkes .
Değil mi ki insandır.
Ama gerçekçi olmak gerekirse,
Şenol Güneş'in hataları başarılarının yanında çerez kalır, çerez.
 
FIKRA
 
Temel İstanbul'da bir Yahudi'ye takmış:
“Siz Hazreti İsa’yı da çarmıha germiştunuz!”
Yahudi ellerini açmış:
“İnsaf Temel, o mevzu iki bin yıl önce olmuş!”
“Olsun, haçan ben yeni duydum daa!”