17 yaşındaki Erdal Eren'i,
Yaşını bir operasyonla 18'e çekerek,
Darağacına  çekip öldüren zalim darbe zihniyeti ile
Ömrünün baharında
17 yaşındaki gencecik,
Sevda türküleri söylerken,
Maçka'da,
Evinin önünde;
Dış güçlerin güdümündeki,
 Bölücü terör örgütünün
Şerefsizce katlettiği,
Eren Bülbül'üm aynı saflarda yatmaktadırlar gönlümde.
*
Bu katillerin,
Adları ve amaçları farklı olsa da günahları aynıdır kanımca.
*
Evet,
Erdal Eren sol görüşlü bir lise öğrencisiydi.
Devletinin/milletinin sömürülmesine karşı çıkıyor,
İşte bu kan emici Amerika'ya o,
38 yıl öncesinden lanetler yağdırıyordu...
*
Erdal Eren,
38 yıl önce 12 Eylül Darbe sonrası,
Oluşturulan MGK tarafından hücresinden alınarak öldürüldü.
*
İfadesinde ona atfedilen suçlamayı hiç kabul etmedi.
Ama cesurdu.
*
Annesine,
Babasına ve kardeşlerine hitap ettiği mektubunda,
Öldürüleceğini bildiğini,
Ama,
Ölümden korkmadığını haykırıyordu...
*
Darbe politikası,
Bir sağdan bir soldan idam ediyordu.
İşte bu zalim dengenin sağlanması için,
Erdal Eren öldürülmeliydi.
*
Nasıl adalet ama?!
*
Hem asmayacaklardı da besleyecek miydiler.
*
Erdal Eren Öldürüldü.
Suçu emperyalizme karşı çıkmaktı.
Sömürüye karşı çıkmaktı.
İnsanca ve hakça bir düzen istemekti suçu...
*
Bunları isteyen Eren için önce uygun bir suç isnat edildi.
Sonra tek kişilik hücrede,
En zalim,
En merhametsiz muamelelere muhatap oldu.
*
Sonra da son duruşmasında,
İdamı yüzüne okunduğunda,
O çocuk.
O 17 yaşında,
Daha sakalı bitmemiş  genç,
İdamını umursamıyordu bile.
 
Duruşmada;
Hala düzene isyanını dillendirirken,
Görevliler(!)
Onun etkisiz hale getirmeye,
Ağzını tutup susturmaya çalışıyorlardı...
*
Demem o ki,
Eren'ler ölmemeli.
Hele hele söyleyecek sözü olan,
Yürekli ve bilge insanlar,
Yaşamalı/yaşatılmalı...
Fikrinden korkularak yok edilmemeli hiç kimse.
*
Eren'lere selam olsun.
Selam olsun gönüllere erenlere...