Derin Amerika ve Avrupa’nın yarısı Tayyip Erdoğan’ı marke edemiyor.
Erdoğan yönünü belirledi. ‘Türkiye bağımsız bir ülke ve bundan taviz yok’ diyor.
Böyle deyince de sağdan soldan Avrupa’dan ‘Demokrasi yok’ sözlerini ediyorlar. Kamuoyu da yaratıyorlar. Çünkü aralarında Can Dündar gibi isimler var.
Erdoğan dönemsel olarak  ABD’nin baskılarına karşı geri adım atsa da bu ekonomimizin kırılganlığından. Orada da güçlense resti çekecek.
CHP’de Genel Başkanlığa Kemal Kılıçdaroğlu iktidar yapılacak hamlesi ile getirilmişti.
‘Gandi’ ifadesi kullanılıyordu.
Ancak 7 seçime girdi oylar yüzde 26’yı geçemedi.
Unutmayın o süreçte muhalefeti iktidara getirmek isteyenler İYİ Parti hamlesini yaptılar.
Orada da MHP, Tayyip Erdoğan’a destek vererek AK Parti’yi iktidardan indirmek isteyenlere baraj kurdu, geçit vermedi.
Şu anda görülen şu,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu üzerinde çaba var.
Almanya Başbakanı ile randevusuz görüşmesi, İngiltere daveti, Ankara’da  Büyükelçilerle buluşması, Metrolar için kredi bulması ‘Hazırlanıyor’ yorumunun ana nedenidir.
ABD’de yayınlanan bir dergide de yıla damgasını vuran etkili siyasetçi olarak seçilmiş.
Hatırlayın Erdoğan’ı da böyle hazırlamışlardı. İlk kez bir ABD Dışişleri Bakanı Medlen Olbraith Erdoğan’ı İstanbul belediye başkanlığı makamında ziyaret etmiş, 28 Şubat sürecinin ezmeye çalıştığı  isme destek vermişti.
Erdoğan,  Batı tarafından o gün ezilen muhafazakar kesimin sesi olarak desteklenmişti. İmamoğlu ise bugün batı tarzı siyaset yaparak destek alıyor.
İmamoğlu’nun sözlerini takip ediyoruz. Türkiye’yi şikayet etmiyor ama Avrupalılarla buluşmasında onlara cazip gelecek sözler de söylüyor.
İmamoğlu seçime girdi, Cumhurbaşkanı adayı olup kazandı onların dediğini mi yapacak?
Değil.
Erdoğan yaptı mı?
Erdoğan kendi STK’larını kurdu, ekibini kurda, Avrupa’nın Türkiye’ye ve Türk insanına ters gelen taleplerine resti çekti.
Samimi olmadıklarını anladı.
Görülen şu,
Batı ve ABD bir taraftan Ali Babacan diğer tarftan da Ekrem İmamoğlu üzerinde ciddi duruyor.
Ahmet Davutoğlu’nda ise 1 Kasım 2015 seçimlerinde yüksek oy almasına rağmen Başbakanlıktan indirilme ve azledilme öfkesi sürüyor. Babacan ve ekibi de birleşmeyi kabul etmeyince harekete geçti ve ön aldı, partiyi kuruyor.
Bütün bunların arasında erken seçim sıkça konuşuluyor.
Bu erken seçim konuşmaları bir yıl sarksa da sonrasında hep gerçeğe dönüşmüştür.
AK Parti ve Tayyip Erdoğan 2020 Kasım’ı içinde seçime gitmek isteyebilir.
Erken seçime gitmesi demek Ekrem İmamoğlu’nun aday olamaması demek.
CHP 1. yılında İstanbu’u bırakabilir mi? Bıraktığı anda meclisten çıkacak olan isim AK Partili bir isim olacak.
Erken seçim demek Ali Babacan’ın da hazırlıksız yakalanması demek.
Ekonomi de toparlanma var, Emekliye artış, asgari ücrete düzenleme. Sonrasında bayramlar da ikramiye. Toparlanmanın ardından erken seçim?
Mantıklı.
Erken seçim nasıl olmaz?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i izleyin. Partiyi kurdu, MHP’den alacağını aldı. Tam Kılıçdaroğlu Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı adayı yapacaktı ki, Akşener bende adayım dedi ve meydanlara çıktı.
Ne oldu, Erdoğan yeniden seçildi. AK Parti ve MHP, İYİ Partiyi de Cumhur ittifakına alabilirse seçim 2020 sonrasına ve zamanına kalabilir.