EV ÖDEVLERİ İLE İLGİLİ BİR ARAŞTIRMA

World Economic Forum çok ilginç bir araştırmaya imza attı. “Ev ödevi olmalı mı, sınırı ne olmalı, öğrenci tek başına yapabiliyor mu, anne baba destek olmalı mı ya da hangi durumlarda öğrenciye yardım etmeli?” gibi sorulara cevap aramak üzere bir araştırma gerçekleştirdi. Ortaya çıkan sonuçlar ilginç.

Araştırma sonuçlarına göre, Hintli anne babalar, çocuklarının ev ödevlerine haftada ortalama 7 saat ayırıyor. Rekabetçi bir eğitim sistemi olan Hindistan’da aileler bunun neredeyse bir zorunluluk olduğunu düşünüyor. Vietnam, Kolombiya, Malezya gibi gelişmekte olan ülkelerde aileler çocuklarının derslerine yardım etmeye meyilli. Okuldan geldiklerinde beraber ders yapmanın bir anne baba görevi olduğunu düşünenler çoğunlukta. Bazı aileler ise çocukları ile beraber masaya oturmazlarsa, çocukların ders yapmayacağını ya da baştan savacağını düşünüyor. Bizim ülkemizde de durum buna benzemektedir. Benzemesi doğal. Çünkü gelişmekte olan ülkelerin karakteristik özellikleri birbirine benzer.

Dünyanın en iyi okullarına sahip, en başarılı öğrencilerin bulunduğu ülkelerde ise durum tam tersi. Finlandiya, Estonya, ve Japonya'daki anne ve babalar çocuklarının ödevlerine en az yardım edenler arasında görünüyor. Bu ülkelerdeki eğitim dünyada ilk 5 arasında ve sistemleri örnek olarak alınıyor. Japonya'daki anne babaların yüzde 45'i çocuklarının ödevlerine hiç yardım etmiyor. Finlandiya'daki velilerin ise sadece yüzde 5'i çocuklarının ev ödevlerine haftada 7 saat ayırıyor. Araştırma bir kere daha ev ödevlerini ve anne baba katkısını sorguluyor. Gelişmiş ülkelerde eğitimin de gelişmiş olduğunu biliyoruz. Bu ülkelerde öğrencilerin ödevlerine yardımın en az olduğu ortaya çıkmıştır. Bu sonucun da doğal olduğunu biliyoruz. Çünkü eğitimde gelişmenin temel itici gücü, özgüveni yüksek öğrenciler yetiştirmektir. Kendi kendine ödev yapamayan öğrenci, zamanla kendi kendine iş yapamaz hale geliyor. Ülkemizde de olan biten durum budur.

Ev ödevi eğitimde olmazsa olmazdır. Ev ödevi öğrencinin okulda öğrendiğinin pekiştirilmesine yönelik bir etkinlik olup, öğrenmeyi kalıcı kılar. Ev ödevi vermeden olmaz. Önemli olan verilecek ödevin işlevsel olup olmadığıdır. Çocuğun yaş ve olgunluk seviyesine uygun olmayan bir ev ödevi, eğitimde fayda yerine zarar getirir. Öğrenci yapamadığı bir çalışmayı yapamayacağından onu mutlaka ailesine havale edecektir. Bu durum çok doğal bir durumdur. Çocuğun yaş ve olgunluk seviyesine uygun ev ödevi vermek, çocuğu okuldan soğutur. Bunun çaresi, anne-babaların çocuklarının ödevlerini yapmaları değildir; öğretmenlerin ödevleri öğrencilerin yapabilecekleri seviyede olmalarına özen göstermektir. Çocuğun seviyesine uygun verilen ödevlerle ilgili anne-babaların yapmaları gereken de şu olmalıdır: Ödevler, kesinlikle öğrencilerin ürünü olmalıdır. Anne-babalar, çocuk ödev yaptığı zaman, ona sadece rehberlik etmelidirler. Öğrencinin soracağı sorulara hazır cevap vermek yerine, bu sorunun cevabını nereden, nasıl bulabileceğine ilişkin kılavuzluk yapmak, ev ödevinin işlevsel olmasına yarayabilir. Ev ödevi öğrencinin ders çalışma disiplini edinmesine katkı sağlayan önemli bir etkinlik olarak değerlendirilmelidir. Günümüzde “her şey çocuklarımızı için” diyerek çocuklarımızın ellerini soğuk sudan sıcak suya koydurmuyoruz. Çocuklarıyla oturup ödev yapan anne-baba da aynen böyle yapıyor. Böyle bir aile ortamında yetişen çocuk, yetişkinliğinde daha çok zorlanacak demektir.
Bırakın herkes işini yapsın. Öğrenci öğrenciliğini, anne-baba ebeveynliğini. Çünkü kimse, kimsenin yerine hayat yaşayamaz; herkes kendi hayatını yaşar. Siz ebeveyn olarak çocukların ev ödevlerini yaparsanız, çocuk öğrenciliğin “ödev yapma” faslını yaşayıp anlamamış olur. Çocuğu bu anı yaşamaktan mahrum etmek haksızlıktır. Korkmayın çocuklar kendi işlerini görebilirler; siz sadece kılavuzluk edin!.. Gerisini onlar hallederler…