TABLO BİRDEN DEĞİŞTİ!


 
Trabzonspor geçen yılki kadroyu elinde tutmuş ve genç isimlerle birlikte takviyesini yapmış yine Mikel gibi Sturridge gibi isimleri tranfer etmiş, bir de Sörloth’u almıştı.
Ciddi, ciddi şampiyonluk konuşulurken Trabzonspor, Bankalar Birliğine verdiği taahhütlerin ilk kısmını yerine getimek için Yusuf Yazıcı’yı Lille takımına satmıştı.
Obi Mikel de boşalan bölgeyi kapatamayınca orta saha şöyle bir kırıldı. Son Gençlerbirliği maçında gelenin geçtiği yer oldu!
Trabzonspor’da işleri iyice bozan ilk gelişme Abdulkadir Ömür’ün sakatlığı oldu.
Rıza Çalımbay’ın ‘detaylı incelenmeli bu çocukta birşeyler var’ dediği sakatlık patlak verdi. Menisküs yırtığı AEK maçlarında büyüdü de büyüdü ve Abdulkadir’i Trabzonspor’un sağ kenarından tam 6 ay süreliğine aldı, götürdü.
Abdulkadir Ömür’ün dönüş süreci yani takımı ile sahaya çıkış süreci Ocak ve Şubat ayları gibi. Alacağı kilolar maç eksiği ile birlikte ligin son 5 maçında oynar gibi. 
Yazık hem de ne kadar yazık.


Bütün bunların arasında Trabzonspor’un savunmasına yardımcı olan orta sahadan alıp rakibi delip giden Ekuban’ı da Ivanildo Fernandes sakatladı.
İdmanda yere yıkıldılar ve Ekuban en az 8 hafta yok.
Trabzonspor’un en alternatifli bölgesi stoper bölgesi idi. Teknik Patron Ünal Karaman, Gençlerbirliği maçında Ivanildo’ya görev verdi. Ancak o da sakatlandı ve 4 hafta sahalardan uzak kalacağı açıklandı ki dönüşü 8 haftayı bulur.
Rodallega’nın gidişi ile başlayan, Yusuf Yazıcı ile devam eden kırılmalar sakatlıklarla zirveye çıktı.
Artık Trabzonspor şampiyonluktan söz etmediği gibi Getafe maçıyla birlikte Avrupa’da nasıl ayakta kalacağını da düşünmeye başladı.
 

Savunmayı Bırakmadan


 
Trabzonspor bu akşam İspanya’da zorlu bir maça çıkacak. Şu an itibariyle elimizde kısıtlı bir kadro var. Uğurcan, Pereira, Hosseini, Hüseyin, Novak, Ortada Sosa, Abdulkadir Parmak, Doğan Erdoğan, Obi Mikel, Nwakeme ve Shörloth. Böyle bir kadro ile çıkıp Avdijaj ile hamle yapılırsa İspanya’dan puanla dönebiliriz. Savunma yapacağız ama korkmayacağız.
 
Fener’den Federasyonu


 
Aslında ne olduğuna dair fikir yürütebiliriz. Fenebahçe geçen sezon ligin dibine inince yayıncı kuruluş Decoder satamadı ve Fenerbahçe aboneleri de iptal etti. Hatta Beinsport Dijitürk ihalesine girmekten vazgeçti, zar zor ikna edildi. Fenerbahçe’ye göre Federasyonun yeniden şekillendirilmesinin birinci sebebi bu. Diğer sebebi ise İstanbul’da kurulan ve içinde Ersun Yanal, Rıdvan Dilmen, Acun Ilıcalı ve menajerlerin olduğu futbol lobisinin tamamına yakınının Fenerbahçe’lilerden oluşması.
Onlar siyasetçileri de kandırıyorlar. Diyorlar ki, ‘Fener iyi yerde olursa bu sandığa da ekonomiye de yansır!’ Fener yukarı çıksa Şişli’nin, Kadıköy’ün, Bakırköy’ün tercihleri değişecek mi?
Sahaya yansımadı diyen ve 2011’den beri Türk ftubolunu buralara getiren bu ekiptir. İşte federasyonun yöntimini de yapan Merkez Hakem Kurulu’nu da PFDK’yı da ve kuruları da oluşturan bunlar. Hukuk Kurulu, Etik Kurulu, Engelliler Kurulu vs. Hepsi bunlardan.
Bütün baskılara rağmen Federasyonda sert esen ve herkesin çekindiği isim olan İbrahim Usta’yı dışarda bırakan ekip de bu ekip ve onun oluşturduğu lobidir.
 
100.Yılda Büyük Buluşma



İki ay aradan sonra 100.Yıl Balık Lokantasında toplanan “Güzel İnanlar Grubu”  hararetli tartışmalara ve konuşmalara sahne oldu. İbrahim İskender’in başkanlığındaki grupta Aziz Bahadır, Sami Karaman, Ali Haydar Gedikli, Efkan Sayitoğlu, Sebahattin Alemdar, Özkan Öztürk, Dr. Seyit Hisoğlu ve Gazeteci Cevat Ocak bulunuyor.  Spordan siyasete birçok konunun konuşulduğu yemekli toplantıda önce Trabzonspor masaya yatırıldı. Ali Haydar Gedikli, Ünal hocanın oyuncu değişikliklerindeki hatalarını anlatırken, grubun diğer üyeleri de hemen hemen ona destek verdiler. Hatta, Abdulkadir Parmak değil de Obi Mikel çıkarılıp yerine Doğan Erdoğan girmiş olsaydı Trabzonspor’un maçı kazanacağı bile kesin bir dille konuşuldu. Ayrıca, Trabzonspor’un bu sezon ki transfer politikasının yanlış olduğu da dile getirildi.



Geçen sezon daha çok gelecek vadeden futbolcular alınmasına ve de başarılı olunmasına rağmen bu sezon Obi Mikel ve Sturidge gibi sönmek üzere olan yıldız futbolcular alınmasının hem ekonomik dengeyi, hem de kadro istikrarını bozduğu dile getirildi.
Hekimoğlu Trabzon yöneticisi Sami Karaman da Manisa’daki 6-3’lük yenilgiyi anlatırken, Manisa takımının 30 trilyonluk bütçe ile lige başladığını ve o takıma bile 3 gol atmanın başarı olduğunu söyledi. Sami Karaman ayrıca, iyi bir altyapıya sahip olan Murat İskender’in takımı Kanunispor kulübünü de  satın almaya kararlı göründü. Spordan sonra en çok konuşulan konu da siyaset oldu. Özellikle AK Parti’deki yeni yapılanmada ‘İl Başkanı kim olabilir?’ konusu masaya yatırıldı. AK Partili Dr.Seyit Hisoğlu ve Sebahattin Alemdar, yıpranmamış yeni yüzlere ihtiyaç olduğunu belirtirken, İl başkanlığına aday olabilecekleri sinyalini verdiler. Bu arada şeker hastası olan Sebahattin Alemdar, ilk kez insülin iğnesi vurulmadan toplantıyı bitirmesi de gözlerden kaçmadı. Efkan Sayitoğlu’nun da hafta sonu yapılan Yeniden Refah Partisi İl Başkanlığı kongresini yakından takip etmesi de dikkatlerden kaçmadı. Kuhla Otel sahiplerinden İbrahim İskender, Arapların bölgeden ayrılmaya başladığını belirterek, kış boyunca hafta da bir veya onbeş günde bir Arabistan’dan Trabzon’a direkt uçak seferlerinin yapılması halinde Arap turistlerin kış boyunca da gelebileceklerini söyledi. Gecenin en sakini ise Aziz Bahadır idi. Bahadır Türkiye’nin acilen üretim ekonomisine dönmesi gerektiğini söyledi. İş yapanları olumsuz etkilediğini söyledi. Gazeteci yazar Cevat Ocak da hafta sonu kızı Cansu’yu Üniversite için Yalova’ya getirdi. Kızından ayrılmanın burukluğu gözlerinden kaçmadı.

 Socrates Ve Metin

Rizespor ve TFF’de uzun yıllar görev yapmış Rizeli Av. Remzi Kazmaz, Futsol kitabında Socrates ve Metin’in hak arama ve özgürlük hikayelerini şöyle anlatıyor:
 
METİN KURT



“Galatasaray’a transfer olduktan sonra sol görüşlü olması takım içinde oyuncularla ciddi bir örgütlenme kurmasını sağladı. Galatasaray Kulübü batıya açılan kapıydı onun deyimiyle. O dönemde sözleşmeler iki yıllık tek tip sözleşmelerdi. İki yıl sonra kulüp isterse tek taraflı olarak federasyona mukavele ücretini yatırıp uzatabiliyordu. İstemezse de uzatmıyordu. Üç sene üst üste şampiyon olduktan sonra sözleşmeleri bitince çağırırlar Metin Kurt ve arkadaşlarını. Yasin Özdenak, Gökmen Özdenak ve Metin Kurt anlaşma için masadadır. Bir yönetici, “Arkadaşlar hayırlı olsun hepinize 110’ar lira veriyoruz. Buyurun imzalayın” deyince sinirlenir Metin. “Böyle transfer görüşmesi mi olur? Bana sormayacak mısınız bir emekçi olarak ne kadar istediğimi?”
diyerek koyar tepkisini. Ancak Galatasaray istemeden başka takımda oyması da imkânsızdır. Çaresizlikle kabul eder durumu. Sonrasında ise bu anti-demokratikliği ortaya çıkarmak, bunu yapanları utandırmak için yapar mücadelesini.’
 
Socrates
 
Saha içinde bir “futbolcu” olan Socrates, sahanın dışında ise özgür bir insandı! Kamp dönemlerinde bile özgürlüğünden vazgeçmedi. Maçtan bir gün önceki zorunlu kamp uygulamalarına karşı çıktı.


Socrates’e göre futbolcunun da diğer çalışanlar gibi, işe gitmeden önce evinde kalmaya, eşiyle ve çocuklarıyla zaman geçirmeye hakkı vardı. Altı ay süren mücadele sonrasında zorunlu kamp uygulaması Corinthians takımında kaldırıldı. Sezon sonunda şampiyon olan Corinthianslı futbolcular, Corinthians Demokrasisi’ni ilan edercesine Socrates’in önderliğinde sahaya sırtlarında “demokrasi” yazan formalarıyla çıktılar. Anti-profesyonellik, Socrates’in tavizsiz çabalarıyla endüstriyel futbolun disiplin uygulamalarına karşı önemli bir zafer kazanmıştı.”
 
Kartal’a Taka’yı Sevdirdi



 Hamza Satır, Trabzonlu iş adamı. Her Sabah İstanbul’da TAKA Gazetesini alır ve mutlaka okur ve Kartal ve Cevizli’de ne kadar Trabzonlu varsa ya da Türkiye’nin farklı bölgelerinden isimler yaşıyor ise onlara da TAKA Gazetesini okutur. Hemde 7’den 70’e. Teşekkürler sayın Satır, teşekkürler İstanbul’a TAKA’yı sevdiren adam.
 

GÜNÜN FOTOĞRAFI



Bu fotoğrafı Adem Akpınar kardeşim gönderdi. Bence günün fotoğrafı.