Rahmetli Anaannem anlatırdı eskiden gelinlerin heyecanını ve düğün hazırlıklarını ne kadar özenle ve itinayla yaptıklarını...
Masal dinler gibi ağzından dökülen cümlelerin esiri olurduk ben ve üç beş arkadaşım...
Çünkü öyle akıcı ve temiz bir Türkçeyle aktarım yapardı ki cidden mest olurduk her birimiz...
Velhasıl birbirini seven gençler sadece birbirini severmiş, malına-mülküne-işine-gücüne bakmadan sadece kalbine bakarmışlar ve sonsuza dek saygıyı da koyarak duygularının içine sadece yaşlanmak ve sevmekmiş dertleri o zamanın gelin ve damatlarının...
İki genç birbirlerine kalplerini verdikten sonra köyün yada mahallenin büyükleri ile birlikte işi resmiyete dökmek adına kızın ailesine konuyu açıp kısa zamanda adını koymak adına talep edilirmiş...
O zamanlar da ayıp denilen bir şey varmış , iki genç birlikte görünme şansları yokmuş ama birliktelikleri duyulduğu vakit çok sürmeden başlarının bağlanmaları uygun görülürmüş büyükleri tarafından...
Tabi ki aileler uygun görürse (bu uygunluk şimdilerde ki gibi lüks ve şöhret arayışı değilmiş, adamlık ve insanlık ön planda değerlendirilirmiş) çok uzatmadan hazırlıklar başlanırmış...
Nişanlı kız çok bekletilmez modu ile en fazla iki üç ay içinde düğün yapılırmış...
Ve o yıllarda gelinler hep büyüklerin yanına yani aynı eve gelin getirilirmiş...
Bu ilginç gelirdi hep bana...
Neden diye sorduğum da anaanneme  “büyüklerin olduğu yerde muhabbet-saygı ve sorumluluk daha çok olur, bu saydıklarımın olduğu yerde de uzun süreli ve de sağlıklı evlilikler olur kızanım” derdi...
Ve eklerdi ; biz kız alırken yada kız verirken ailesinin yaşam alanında ne kadar kalabalık olduğuna bakarız öncelikli olarak çünkü kalabalık ailede büyüyen gençlerin sorumluluk duyguları daha bi gelişmiş olur kazanım diyerek de ekleme yapardı ...
Yıllar geçtikçe anaannemin bizlere masal diye anlattıklarının o zamanlarda yaşanılan ve bu zamanlarda yaşanması gerekenler olduğunu daha iyi anlıyorum...
Nasıl da güzel anlatmış bize aile olmayı, karşılıksız sevmeyi, örfü, adabı...
Şimdilerde Gelin ve damat dediklerimiz her şeyi ortalıkta yaşadıkları İçin birbirlerini çabuk tükettiklerinden ötürü kısa süren evliliklere şahidiz...
Kocaman aileler gençlerin asiliklerinden, Özgür yaşam arzularından küçüldü ve büyükler saygıyı ve sorumluluğu geçtiler ve bayramdan bayrama evlat yolu bekler oldular...
Ah ki ah...
Ne güzel olurdu keşke eskisi gibi Gelin ve Damat olabilip kocaman aile içinde sorumluluk duygusuyla yaşlanabilsek...
Biliyorum...
Biliyorum ki artık çok geç...
Yine de gençlere duyulmayacağımı bile bile sesleneyim buradan bir kez daha ;
Gerçek Gelin ve Damat olmak, daha uzun vadeli sorumluluk sahibi olmak istemez misiniz?
Eğer cevap evet ise az özünüze dönün ve mutlu olun !!!
Sevgiyle