Maçtan sonra oyuncuların açıklamalarını dinliyorum, hepsi de ‘Golden sonra geri çekilmeseydik kazanabilirdik’ diyor.
Böylesine önemli maçlarda golü attıktan sonra geri neden geri çekilir bir takım?
Bunu anlamakta güçlük çekiyorum.
Oyuncu psikolojisi ve rakibin baskısıyla ifade edilebilir belki.
Aslına bakılırsa Trabzonspor, 1-0’dan sonra maçı koparmıştı.
Sörloth ve Nwakaeme atsa 2-0, 3-0 olabilecek müsabaka 90’da gelen golle berabere bitti.
‘Bu maçın hakkı beraberlikti’ falan demesin kimse.
Son dakikada yapılan hatanın bedeli çok ağır oldu.
Galibiyet halinde Trabzonspor adına çok daha farklı bir hikaye ortaya çıkacaktı. Ancak olmadı.
Trabzonspor’un golünden sonra Galatasaray baskı yaptı ancak Nagatomo’nun 90’da attığı gol dışında rakibin pozisyonu yok.
Bu kadar eksik, kırılgan, formsuz Galatasaray’ın ikinci yarıda %60 topla oynaması Trabzonspor’un ikramıdır.
Bunun nedenlerinden birini Hosseini’nin oyundan çıkması olarak değerlendirebiliriz.
Doğan ile Obi Mikel, stoperlerin arasına girince orta sahada üstünlük Galatasaray’a geçti.
Burada Hosseini’nin yerine Yusuf Sarı’nın dışarı alınması daha mantıklı olabilirdi.
Uzun süre sahadan uzak kalan bir oyuncuya göre Ekuban, oyuna girdikten sonra çok iyi işler yaptı.
Sosa, beklenenden uzak bir performans sergiledi. Ancak yine çok koştu, mücadele etti.
Nwakaeme’nin günü değildi!
Oysa ki maçı koparacak pozisyonlar da buldu.
Nagatomo ve Ömer Bayram savunduğu kanatta Yusuf Sarı çok etkisiz kaldı.
Bu maçtan çıkarılacak çok büyük dersler var.
Her şeyden öte bu tür maçlarda oyunu ve skoru tutmayı geri çekilerek değil, akıllı ve kontrollü bir şekilde öğrenmeli.
Bordo-Mavili ekip geçen yıl olduğu gibi bu sezon da bu tür puan kayıpları yaşadı.
Yine de kaybedilmiş çok fazla bir şey yok.
Trabzonspor, sonuna kadar yarışın içinde olacaktır.