Cat Stevens
Doğum adı,
Stephen Demetre Georgiou
21 Temmuz 1948 Londra doğumlu.
Bir dönemin dünyaca meşhur müzisyenlerinden.
Müslüman oldu,
Yusuf İslam adını aldı.
Yer yerinden oynadı...
*
Ama sonra öyle bir laf etti ki,
Her aklıma gelende,
Yerin dibine girerim tabiri caizse.

Diyor ki,
Yusuf İslam:
"Ben Kur'an'ı Kerim'i okudum,
Müslüman oldum.
İlk önce Müslümanları tanısaydım,
Asla Müslüman olmazdım.
Kusursuz olan İslam'dır.
Müslümanlar değil."
*
İşte doğruların hançerlediği gerçeğimizi gösterdi Yusuf İslam.
Müslüman'ız;
Lakin,
Ahlak sorunuz var.
Samimiyetsizliğimiz var.
Gıybet hastalığının umutsuz vakasıyız...
 
Üretmeyle,
Hasatla işimiz olmaz;
Hasediz.
 
Sapına kadar dindar görünürüz.
Ama o görüntünün içi bomboştur.
 Ve kindarız...
 
Allah "oku" diyor,
Okumuyoruz.
Dinimizi bilmiyoruz.
Hurafelerin oyuncağı olmaktayız...
*
İmanın yarısı olsa da,
Maalesef temiz değiliz.
 
Birbirimizi sevmiyoruz.
Oysa dinimiz,
Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız.
İman etmedikçe de
Cennete giremezsinize dese de.
Yine de,
Birbirimize karşı kin ve nefret doluyuz.
*
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkartsa da,
Güzel konuşmak sünnet olsa da.
Kaba ve küfürbazız.
 
HEP AYNI TERANE
 
Trabzonspor yeniden kendi küllerinden doğmaya başlayınca ,
Haliyle operasyonlar da başladı...
*
Önceki hafta Trabzonspor gol atıyor.
Hakemin 2 metre önünde pozisyon.
Ama buna rağmen hakem VAR'a gidiyor.
*
Anlaşılan,
"Ben gol değil diyemedim.
Bakarsın VAR' dan umut kesilmez.
Gol iptal edilir."
Ama cihaz bu,
Henüz şike şifreleri çözümlenemedi.
"Gol nizami" dedi.
*
Bu hafta Beşiktaş maçında,
Trabzonspor İstanbul'da,
2-0 önde.
 
Beşiktaşlı futbolcunun  vurduğu top ağlarımızda.
Hakem orasına burasına bakmadan
Büyük bir şevkle derhal gölü veriyor.
Sonra VAR'a gidiliyor.
VAR,
Allahtan "yok" diyor.
Gol değil diyor...
*
Yetmedi,
Beşiktaşlı futbolcu Trabzonsporlu futbolcuya öyle bir taban basıyor ki,
Allah korusun adamın futbol değil,
Normal hayatı,
Anormal hale gelecek vaziyette.
Bu pozisyon da hakeme 2 metre mesafede.
Lakin,
"No kırmızı kart,
No Sarı kart.
Saldırıya devam edin"
Diyor Beşiktaşlılara...
*
Bu da yetmiyor.
Trabzonsporlu futbolcu Beşiktaş kalesinin sol çaprazında,
Altı pasın içerisinde gol vuruşu yapacak ki,
Beşiktaşlı  futbolcu tutup Trabzonsporlu futbolcuyu ona borcu varmış gibi silkeleyip yere uzatıyor.
Sonuç penaltı değil,
Devam...
*
Yetmedi.
Hakem Halil Umut Meler'in,
Bu kadar kıyağı da yetmedi.
Maç 7 dakika uzatıldı.
O da yetmedi,
2 Daha ilave edildi.
Ve Trabzonspor golü yedi.
Evet,
Şimdi yetti...
*
Bunlar maçta gördüğüm sinir bozucu mevzular.
Ama beni mutlu eden,
Trabzonspor taraftarını umutlandıran,
Gelecek vaat eden oluşumlar var Trabzonspor'da.
*
Mesela,
Beşiktaş maçında Trabzonspor altyapısından tam 5 futbolcu,
Aslanlar gibi top oynadılar...
 
Yusuflar,
Abdulkadirler.
Uğurcanlar.
Ve diğer canlar...
*
Yok;
Öyle bir Trabzonspor geliyor ki,
Tüm entrikalara rağmen bu takımın önü kesilemez.
En az 10 yıl,
Tekrar bu ligin efendisi olmaya geliyor...
Benden söylemesi...
 
TEŞEKKÜRLER NURETTİN GEMİCİ
 
Önceki Hafta
"Züleyha"
Başlıklı köşe yazımı okuyan ve halen 
Kocaeli'nde yaşayan  Hemşerimiz Nurettin Gemici derhal aradı.

"Bu Züleyha Hanımın hesabına bir miktar para yatırmak istiyorum.
Bir katkı olur inşallah."
Diyerek,
Bu mağdur Afganlının iban adresini istedi.
*
Adresi temin edip  hayırsever dosta gönderdim.
Dün sabah Nurattin Gemici tekrar aradı.
Züleyha'nın İban adresine  bin lira yatırdığını,
Ancak yazmamamı söyledi.
Fakat, 
"Yazarsak teşvik edici olması yönünden iyi olur"
Dedim.
Ayrıca biliyorum ki,
Bu muhterem dost,
10 öğrenciye de burs vermektedir.
Altın yürekli hayırsever bu dostumuz ve
Hemşerimiz Nurettin Gemiciye
Züleyha adına  da tekrar teşekkür ediyorum...
 
FIKRA
 
Günlerden bir gün zengin bir baba oğlunu köye götürdü.
Bu yolculuğun tek amacı vardı,
İnsanların ne kadar fakir olabileceklerini oğluna göstermek.
Çok fakir bir ailenin çiftliğinde bir gece ve gün geçirdiler.
Yolculuktan döndüklerinde baba oğluna sordu:
 
-"insanların ne kadar fakir olabildiklerini gördün mü?"
-"Evet!"
-"Ne öğrendin peki?"
-"Şunu öğrendim:
Bizim evde bir köpeğimiz var.
Onlarınsa dört.
Bizim bahçenin ortasına kadar uzanan bir havuzumuz var.
Onlarınsa sonu olmayan bir dereleri.
Bizim bahçemizde ithal lambalar var.
Onlarınsa sayısız  yıldızları...
Bizim görüş alanımız ön avluya kadar,
Onlarsa bütün bir ufku görüyorlar."
 
Oğlu sözünü bitirdiğinde babası söyleyecek bir şey bulamadı.
Oğlu ekledi,
-"Teşekkür ederim baba,
Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için!"
 
TEDBİRİNİ AL TAKTİR ALLAHA KALSIN
 
Önceki hafta,
Ankara'da meydana gelen tren kazasında,
Malum 9 masum insanımız can verirken,
92 kişide yaralanmıştı.
*
Tabi bu kazanın gerçekleşmesinde,
Olmayan sinyalizasyonun  "etkisi yok" denilemez.
 
Ulaştırma Bakanı Cahit Turan,
"Sinyalizasyonun olmaması kazanın gerekçesi olamaz."
Demesi de,
Tepkilere neden olurken,
Bakan,
"Sinyalizasyonun olmamasına rağmen,
Alınması gereken başka önlemler alınmalıydı. "
Demek istiyordu.
*
"Kusurlular var" demek istiyor.
*
"Hattın müsait olup olmadığı telefon haberleşmesiyle de halledilebilirdi"
Demek istiyordu.
*
Ama yine de bu öğündüğümüz hızlı tren yollarında,
Sinyalizasyon olmaması kabul edilemez bir eksikliktir.
 *
Öte yandan,
Kars Tiflis demiryolu 700 milyona ihale edilmiş,
Ancak bu yol,
Sinyalizasyon ve
Elektrifikasyon gibi can güvenliğini etkileyen imalatları,
Tamamlanmadan teslim  alınmıştır.
*
Hatta alınan bilgiler doğru ise,
Bu demiryolları bu haliyle işletmeye açılmış.
*
Şimdi sormak lazım.
Bu nasıl bir cüret?
Nerde bu hattın  kontrol mühendisleri?
Neden bu  eksik projeye,
"Olur" veriliyor?
Niçin kabul ediliyor?
Bunların hesabı derhal sorulmalıdır.