Geçmişin duygularını izah etmek zordur:
 
Kabuslu geçen,
Semalarda dolaşan gecelerime rağmen,
 Yeni umutlara gün doğumunda,
Yollarına seher vakti savrulduğum tıbbiye,
Sevgi adına, umut adına, bilim adına,
Çalıştıkça dinlenen kafam adına,
Bir gül gibi kalbimde taşıdığım,
Hümanist, bilimsel kavgam,
Tüm bilimsel çalışmalarım,
Hepsi bilim dünyasına emanet.
Hoşça kalın hastanelerim,
Hoşça kalın sevgili çalışma arkadaşlarım,
Şerefle taşıdığım bayrağım,
Yücelsin artık ellerinizde sizlerin!
Hoşça kalın uykusuz gecelerim,
 Hoşça kalın çilelerim, izdiraplarım,
Hoşça kalın ihanetçiler,
Hoşça kalın sevinçler, üzüntüler,
Hoşça kalın içime akan gözyaşları, hüzünler,
Hoşça kalın ey başarılar ve coşkular!
Mesleğimde hiç başım öne eğilmedi. Haksızlık, şarlatanlık, yalancılık, çıkarcılık hep benim düşmanım oldu. Kavgalardan, savaşlardan yılmadım. Bunların çoğundan kişisel zarar gördüm; ama mesleğimin onurunu, yüceliğini bu sayede korudum. Kavga etmek bilimsel felsefemin bir parçasıydı. Çalışmalarımın her safhasında halk ile bütünleşmeyi şiar edindim. Bu noktada Ünye’nin payı yücedir. Bundan sebep Ünye’ye şükran borcum vardır. Sağlıkla, aşkla birlikteliğimize devam edeceğiz.