Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan 2018 yılı Türkiye İsraf Araştırması sonuçlandı. Araştırma raporu sonuçlarından bazıları şöyledir:
* Bitirilmeden çöpe atılan yemek miktarı geçen yıla görearttı; gıdaların %22.8’i tüketilmeden çöpe atılıyor.
*Haftada ortalama 2 ekmek çöpe atılıyor.
*Toplumun %11,7’si satın aldığı ekmeği tüketmeden çöpe atıyor.
*Gençler, ileri yaş gurubundakilere göre daha sık telefon değiştiriyor.
*Türkiye’de ortalama 3,7 yılda bir akıllı telefon değiştiriliyor.
Bu sonuçlar, Türkiye’de israf ekonomisinin geçerli olduğuna işaret ediyor. İsraf, eğitimli insanların davranış biçimi olamaz. Çünkü eğitimli insan, geliri ile gideri arasında dengeyi sağlayabilecek bir eğitim düzeyine gelmiş insandır. Eğitimin işlevlerinden biri de insanın tüketim teknolojisi becerilerini geliştirmektir. Yani eğitimli insan israfı değil, tasarruflu yaşamayı bilen ve bunu yaşam biçimi haline getiren insandır. Eğer insan, israf ekonomisi içinde yaşamını sürdürüyorsa, bu insan için “eğitimli insan” demek doğru olmaz; hangi diplomaya sahip olursa olsun, fark etmez. Toplumda görülen her toplumsal sorunun kaynağını, eğitim sisteminde aramak, sisteme haksızlık değil, gerçeği ortaya koymaktır. Kültürümüzde ekmek kutsaldır; yerde bulunmuş bir ekmek parçasını öpüp alnımıza götürmek bir yaşam tarzımız idi, eskiden. Bugün ise, üniversite kantininde çok sıradanlaşan bir davranış biçiminden söz edelim: Öğrencinin oturduğu masada, bir yudum alınmış bir kola şişesi, birkaç parça yenmiş pasta, vb. gibi durumlar, çok kanıksanan durumlar olarak bilinmektedir. Burası terbiye fakültesi ve terbiye fakültesinde bu ülkenin milli kültürüne uygun davranışların yaşanması gerekir. Yaşanmıyorsa, bu fakültenin terbiye fakültesi olmasının hiçbir espirisi yok demektir. Üniversite ortamlarında israf ekonomisi geçerli ise, toplumun diğer katmanlarında  tasarruf ekonomisinin olmasını nasıl bekleyebiliriz?
Eğitimin tasarruf ekonomisi bilinci yeterli insanlar yetiştirmesi, israf ekonomisinin tedavisine çare olabilir. Bunun dışındaki bütün tedbirler, pansuman tedbirler olmaya mahkumdur. Devletin “tasarruf edilecek” demesiyle tasarruf ekonomisi hayata geçirilemez. Bu bilinç, eğitimle insanlara kazandırılabilir. Eğitim işlevsel hale gelinceye kadar, her yıl israf raporunun acı sonuçları ile karşılaşacağımızı hatırlatmada fayda vardır.
“Allah israf edenleri sevmez!” Bundan daha önemli bir motivasyon gücü olabilir mi? Allah’ın sevmediği bir davranışı, insanların sevmesini kim bekleyebilir? Gerçi hepimiz israfın kötü bir şey olduğunu biliriz ama arabamızı 2-3 yılda bir değiştirmeden de edemeyiz? İşimiz zor!.. Dünyada ekmeksizlikten ölen milyonlarca çocuk varken, her yıl milyonlarca ekmeği çöpe atmanın hesabını kim nasıl verecek? Böyle bir dünyada rahat bir uyku nasıl uyunabilir?