Trabzonspor ilk kez dün akşam organize bir futbol oynadı. Bunda Sosa’nın katkısı büyük.
Abdulkadir’e artık atom karınca diyeceğim.
Neler yaptı neler..
Trabzonspor’un bir topu direkten döndü. Girse maç farka gidecek.
Dün akşam özellikle ilk yarıda Burak Yılmaz’ı çok aradık. Aynı zamanda onun ne kadar büyük bir golcü olduğunu da anladık.
Baskılı oynamak ayrı.
Güzel oynamak ayrı.
Maç kazanmak ayrı.
Yöneticilik yaptığım dönemeden beri Trabzonspor hiçbir kritik maçı çeviremedi.
Tarih içinde bunun birçok örneği var.
Rıza hoca ikinci yarıda Yusuf Yazıcı ile N’Doye hamlesini yaptı.
Ama olmadı. Avrupa’nın birkaç hafta önce milyon avrolar verdiği Yusuf’u yedek bırakırsan oynatamazsın.
Rıza hocaya bir nasihatim var.
Hocam!
Trabzonspor kendi evinde oynuyor. Orta sahayı Önazi ile güçlendireceksin ve Çift forvet oynayacaksın.
Rakibin savunmasının dengesini bozmadıktan sonra gol atamazsın.
Kaleci bana 1996 yılındaki Trabzonspor-Fener maçını hatırlattı.
Rüştü, Futbol tarihimizin Turgay Şeren, Yasin ve Şenol dahil en başarılı maçını o akşam çıkarmıştı.
Hami vuruyor sağdan
Vuruyor sol köşeden çıkarıyordu.
Görüntüsü var, bakın!
Beto da öyle yaptı. Tam 9 gol pozisyonu çıkardı.
5’i net gollük pozisyon.
Ama Burak oynasaydı tık köşeye yuvarlardı.
Kupadan sonra Trabzonspor ligde de kayboldu.
Umutlanan taraftarın umutları kırıldı.
Ne diyeyim başka bir sezona.
Tek söz de hakeme: Trabzon seni haklı sevmiyor!