Türkiye'de siyasi liderliklerin başkenti İstanbul olmuştur.
İktidara yürüyüşün ilk adımı İstanbul'dan atılır.
İstanbul Türkiye'nin özetidir.
İstanbul'da ne değişti?
Çok şey değişti ama bu değişim ilanihaye böyle gidecek anlamına gelmiyor.
AK Parti'nin seçmenden ciddi anlamda ikaz aldığını söyleyebiliriz.
Ancak şu var.
Bakan Süleyman Soylu'nun söylediği gibi... ‘Bazen yenilgiler başarı gibi okunurken bazen de başarı yenilgi gibi okunabilir.’
AK Parti eğer ders çıkarmak istiyorsa ki aksi düşünülemez çok sayıda mesaj aldığı bir seçimi yaşadı.
Dün yapılan seçim değerlendirmesinde bunlar Erdoğan'ın önüne gelmiştir.
AK Parti'nin yeni bir söylem geliştireceği muhakkak.
Tayyip Erdoğan farklılıkları zenginlik sayarak yükseldi.
Hem de kar topu gibi.
Tepeden inmeci, şımarık, siyasetçi tiplerini önümüzdeki dönemde yanında görmeyeceğiz.
Derdini anlatmak isteyen insanların kalın duvarları aşmak durumunda kalmayacağı bir parti söylemi gelişecektir.
Duvar şu:
‘Ne olursa olsun siz Ak partiye oy verin ama bizden ne iş, ne tayin, ne terfi isteyin. Onların sahipleri var.’
17 yıl iktidarda kalmanın yıpratıcı baskıları da olduğu muhakkaktır.
Muhalefette ki, alternatifsizlik bana öyle geliyor ki AK Parti'yi atalete ve tembelliğe attı.
İstanbul partiyi uyandırmış olmalı.
Sayın Cumhurbaşkanı önümüzdeki dönemde parti kadroları yeniden dizayn edecektir.
Dün birileri istedi diye kabine değişmez dese de olası erken seçim veya 2023 veya yeni parti çalışmaları karşısında gardını alacaktır.
İstanbul'u bu sonuca hazırlayan çok sayıda sebep var.
Seçimlerin tekrarlanması İmamoğlu cephesinde "mağduriyet" psikoloji doğurdu.
Ekonomik anlamdaki sıkıntılar,
Parti içindeki dengeler,
Halka inememe,
Kürt seçmeni kazanayım derken ele ayağa bulaşan işler.
MHP seçmeninin kafa karışıklığı,
Bir çok şey Millet İttifakına hizmet etti.
Millet ittifakı doğru adayı bulurken, Binali Yıldırım'a yanlış aday diyemeyiz.
AK Parti uzunca süren iktidarına karşın, yazdığım olumsuz etkenlerle beraber İstanbul'da % 45 pay aldı.
MHP'den AK Parti'ye giden oyların sınırlı olduğunu düşündüğümüzde % 45 azımsanamayacak bir oy olmamakla birlikte konjonktürel olarak da 9 puanlık bir farkın olduğunu söyleyebiliriz.
Bu demektir ki, siyasetteki yeni arayışları dışında tuttuğumuzda AK Parti seçimi doğru okusa, yanlış hamlelerde ısrar etmese İstanbul'da en az yüzde 50 ve daha üzerine çıkabilecek bir parti potansiyelini gösterebilirdi.
Bundan sonrasına ilişkin de şunu belirtebilirim,
Tayyip Erdoğan İstanbul halkına inanılmaz hizmetler verdi.
Hem yaşam koşullarını geliştirdi hem de demokratik haklarını kullanmalarının önünü açtı.
Gözlemlerim şu, İstanbul’un özellikle Milliyetçi ve Muhafazakar seçmeni yeni dönemde kazanımlarından kaybetmedikten sonra Erdoğan’ı anlamayacaktır.
İmamoğlu’nun danışmanlarından birisinin sosyal medyadaki seçim zaferini yorumladığı konuşmasını izleyin. AK Partililerden daha muhafazakar, Vaizlerden daha vaiz ve hatip.
Onun için AK Parti’nin yeni dönem adımları ve kararları şimdiden merak uyandırıyor.