Aktif olarak sahada muhabir arkadaşlar gibi görev yapmıyorum. Fakat özellikle son beş yıldır Ak Parti’nin, Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı her mitingi, her aday tanıtım toplantısını en önde takip ettim. Yıllardır kare kare her mitingin, her salon toplantısının fotoğraflarını çektim. Kim kiminle beraber, kim kime destek verdi, kim kimi daha çok alkışladı, kim nerede bayrak salladı video ve fotoğraflarımla birlikte bilir saklarım.

15 Temmuz o hain kalkışma gecesinde fotoğraf makinemi alıp Ak Parti il binasında olayların seyrini takip edip, kare kare kimlerin ne kadar terleyip üzüldüğünü, koşuşturduğunu da çekmişim. Demokrasi nöbetlerine kimlerin katıldığını, kimlerin sabahlara kadar kaldığını da fotoğraflayıp gözlemledim.

Zaman zaman bu çektiğim fotoğraflara geriye doğru baktıkça, protokollerde sürekli kimlerin oturduğunu, sahada kimlerin koşuşturduğunu, sonra nerelerde kimlerin görev aldıklarını çok iyi biliyor ve takip ediyorum. Ak Parti’ye gönül veren tabanı, seçmeni, eskiden beri gözlemler kendimce takip ederim.

Bütün bunları şunun için yazdım. Elimde heyecan ya da samimiyet ölçer bir cihaz yok, fakat gördüğüm, gittikçe azalan ve eskisi gibi heyecanı olmayan, samimiyetten çok uzak bir ortam var Ak Parti’de. Reis de durumun farkında ki, bu seçimde her yerde özellikle “tevazu”, “samimiyet” ve “gayret”i ön planda tutup seçim kampanyasını başlattı.

Hayri Gür Spor Salonuna yine aday tanıtım toplantısını takip etmek için erkenden gittim. Gözlemlerimi aktarmadan önce şunu özellikle belirtmek isterim. Bir gün öncesi 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününde gazetecilere, basına methiyeler dizen bir partinin basın mensuplarına salonda en arkada yer ayırmalarını gerçekten yadırgadığımı ve samimiyetten uzak bulduğumu yetkililere ilgililere buradan ifade etmek isterim.

Salon içerisinde, en geride kısıtlı bir alanda bırakılıp, alan dışında da görev yapmalarının yasak olduğu durumunu gören ilgililerin samimiyetinden gerçekten şüphe duydum. En azından partide basınla ilgili sorumlu kişilerin salona gelen muhabirlerin fotoğraf çekme açısını, not alıp yazmak için kurulan masaları gözden geçirmeleri, düşünmeleri gerekirdi.
Üzerinde su bile olmayan, sandalyelerinin alçak kaldığı kokteyl masalarında zaten not almak da imkansızdı. Yerel camiayı geçtim, dışarıdan gelen misafir basın mensubu arkadaşlara su bile ikram edilmediği bir ortamda ezikliği hissettik.

Salon fevkalade güzel süslenmiş, pankartlar özenle seçilmiş ve asılmıştı. Fakat ana yoldan salon içerisine kadar organizasyonda yol gösterici, kimin nereden hangi kapıdan gireceğini söyleyen görev yapan partililere hiç rastlamadım. Geçmiş tanıtım toplantılarına göre bu defa salonun ve koltukların tam dolmaması da esas dikkat çekiciydi.

Bu salona ne zaman gelsem Cumhurbaşkanlığı korumalarıyla diğer polisler ve yetkililer arasında bir diyalog eksikliğinin farkına varıyorum. Tabi ki güvenlik her şeyden önemlidir. Salona girmeye çalışanların bir ara tesbihlerine bile el konulduğunu sonra telsizden üst yetkili birinin olaya müdahale ettiğini de gördüm.

Öyle hassas bir zamandayız ki insanlar artık en ufak bir sözden ya da davranıştan alınır oldu. Recep Tayyip Erdoğan’ın etrafında kim olursa olsun, partisini temsilinde, görevinde ya da emrinde olan herkes en az onun kadar hassas, samimi ve tevazu ehli olması gerekir.

Şunu açıkça söyleyebilirim, bu partiye gönül veren insanların çoğunluğu artık gönlünü partiden çok Reis’e çevirmiştir. Oy verme nedenlerinin en başında parti değil de lideri geliyordur.
Önümüzde daha çok zaman olduğundan dolayı adaylarla ilgili sonraki yazılarımda yorum yazacağım. Zaten benim haddime de değil, “iyi ya da kötü”, “başarılı veya başarısız” yorumunu yapmak. Artık her seçmen kimin nerde ne yaptığını ya da ne yapabileceğini biliyor ve görüyordur.

Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır sözü yerine artık, söz verip de yapamadıkları bundan sonra da yapamayacağının göstergesidir şeklinde güncellendiği, açıkça yatırımların azaldığı görüldüğü bir ekonomik devirden geçtiğimizi de kimse unutmasın.

Ne olursa olsun, hangi vaat verilirse verilsin, hangi iş yapılırsa yapılsın, kimse tevazuyu, samimiyeti, gayreti elden bırakmasın. Gerçekten de artık seçmen bunlara dikkat ediyor!  Gayret ve tevazu sizden, takdir önce Allah’tan sonra seçmendendir.

Yeniden aday gösterilen belediye başkan adaylarına, çıkmış oldukları bu yolda şimdiden başarılar diliyorum. Her seçim başka olmuştur, fakat bu seçim bambaşka olacak kanaatindeyim. Başta ekonomi, işsizlik ve toplumun refah düzeyinin çalkantılı olduğu bu dönemde seçmenin onayını almak bu dönem hiçte kolay olmayacaktır. Rabbim seçmenin de adayların da yardımcısı olsun. Selam ve dua ile.