Komşu ve komşuluk.
Bu gün tabiri caizse çıra yakıp aradığımız o muhteşem diyaloglardır komşu ve komşuluk.
*
Lambası yanmasa derttir,
Gece yarılarında lambası yanıyor olsa da derttir komşuya...
Öyle ya, acep ne iş?
Bir sorun mu var diyerekten yine derttir.
*
Komşunun oğlu askere gidecekse,
Komşuya hüzündür.
Komşunun kızı evlenecekse,
Komşuya sevinçtir.
*
Yani iyi günde/kötü günde komşu candır.
Candan da öte...
Sırdaş dır.
Manevi Kardeştir.
*
Çeyizlerinde, komşunun da bir parça, ,
Kanaviçesi,
Danteli,
Örgüsü/örtüsü   de bulunması esastır.
*
Komşu işte, ayrısı/gayrısı olmaksızın bizden biridir.
Büyükleri büyüklerimiz gibidir.
Çocukları çocuklarımız gibidir.
*
Yokluğumuzda/bağımızı bahçemizi gözetenimizdir komşu.
Denir ya, un/tuz  komşusudur komşu.
Külüne muhtaçtır komşunun komşu.
*
Komşu referanstır.
Kız mı alacaksınız.
Oğul mu evereceksiniz?
Kimdir?
Neyin Nesidir bu aile ve o genç?
Merak mı ediyorsunuz .
Yine varılacak yerdir komşu.
*
Malum insan ömrü fanidir.
Gün gelir musallaya uzanır insan.
Ve o zora anda sorar imam:
Onu nasıl bilirsiniz?
*
Cevap cılız bir sesle değil,
Ayıp olmasın, varsın gitsin günahlarıyla değil de;
İçten acı çekerekten ve haykırarak:
İyi bilirdik!
*
Evet, iyi bilirdik.
-Ona ahrete taalluk eden haklarınızı helal ettiniz mi?
-Helal olsun!
-Helal olsun!
-Helal olsun!
Vizeyi  veren işte yine komşu.
*
Merhameti gösteren komşu.
"Her ne olmuşsa olmuş" deyip, zor yolculuğa mahcup göndermeyen komşu.
*
Ve sonra biz biliyoruz ki,
Merhametliler merhametlisi olan yüce Allah, kulun merhamet ettiğine kendisi de merhamet edecektir.
*
Yani komşunun Allah katında müfettişi komşu.
Komşunun notlarını dolduran,o büyük sınavda sınıf geçirten komşu.
*
O halde ne mutlu, komşularıyla iyi geçinen komşulara.
Ne mutlu,
Kırmadan/üzmeden kendisinden emin olunanlara...