Ak Parti artık yine eskisi gibi,
"Biz" diyenlerin partisi olmalıdır.
***
Elbette Erdoğan,
Liderlik vasıfları yüksek bir siyasetçidir.
Ancak  gerek parti içinde ve gerekse ülke genelinde kendisine katkı verebilecek bir bilgeye,
Bir dosta ihtiyacı vardır.
***
Reisi  kusursuz kabul etmek,
Onu yalnız bırakmaktır.

Bu arada Ak Partide "3 dönem" meselesi parti meclisinde bir tüzük değişikliğiyle gerçekleşmesi etik olarak doğru olsa da,
Ak Partiye çok büyük katkılar veren  önemli isimleri bir çırpıda siyasetin dışına itmiş olması,
Partiyi yenilemek adına birikimli değerlerini  dışlamış oldu.
ya da onlar kendilerini dışlanmış görmüşlerdir.

Bu arada,
Partide kalanların da pek çoğu birbirini fena halde karalamakta ve hatta aday gösterilmelerini engellemeye çalışmaktadırlar...

Bunun yanı sıra ne yazık ki hiç olmadığı kadar basında da hasiyet cellatları infazlar yapmaktadırlar...
Bir kaç istisna hariç, gazeteler tarafsız yayıncılık ve özgür yorum anlayışını tümüyle terk etmişler ve maddi çıkarları, ya da korkuları nedeniyle siyasi partilerin yayın organları haline gelmişlerdir.
***
Bu arada Ak Parti'de önemli kayıplar yaşandı.
İşte kuruculardan;
Abdullatif Şener.
Mehmet Ali şahin.
Dengir Mir Mehmet Fırat.
Abdullah Gül.
Bülent Arınç.
Ali Babacan
Mehmet Şimşek.
Ve daha niceleri...
***
Oysa Partilerin başarısı ortak akılla hareket edilmesinde saklıdır.
Oysa siyasi partiler ekip çalışmasıyla başarıyı kucaklar.
Tayyip Beyi yalnızlaştırmak, onu çok ağır bir yükün altında ve zor durumda bırakmakla  eş değerdir.
***
Ak Parti yeniden ve acilen fabrika ayarlarına dönmelidir.
Buna daha önceleri de niyetlenmişti.
Ama nedense olmadı.
Dönsün elbet;
Derhal dönsün.
Tekrar ezilmişlerin partisi olsun.
Tekrar kıyılarda / köşelerde kalmışların,
Ölümüne çalışan ve karnı doymayan işçilerin,
Sadakaya muhtaç emeklilerin partisi olsun.
***
Ak Parti, fabrika ayarlarına dönerken,
Küstürülmüş  siyasi mensuplar tekrar kazanılsın.
Dün partiye gelip, sadece Tayyip Beye yaranma uğruna sözde kendini parçalayanlara değil,
Aklına,
Birikimlerine,
Kabiliyetine kıymet verilen münevver kimseler değerlendirilsin.
***
Öyle ya, bu partiye bu gün gelenler Abdullah Gül'den çok daha fazla ilgi ve itibar görüyorlarsa, Ak Parti bunu iyi sorgulamalıdır.
Görülüyor ki, Ak Parti bu vefasızlığın tuzağına fena halde düşmüştür ve bundan kurtulmalıdır.
***
Ben avukatı değilim ama,
Abdullah Bey,
Ak Parti normlarını taşıyan bir önemli şahsiyettir.
Bilgilidir,
Birikimlidir ve Türk siyasetine büyük katkı verecek kapasitededir.
Dışlanmamalı ve tekrar kazanılmalıdır.
Buna Ahmet Davutoğlu da dahildir.
***
Dedim ya,
Ak Parti tekrar eski günlerine dönmek istiyorsa,
Yeniden o mütevazi haline dönmelidir.
Lüks mekanlardan,
Parti yetkilileri aşırı zenginleşme hırsından uzaklaşmalıdır.
Halka yakın politikalara tekrar devam edilmelidir.

BAHAR VE BEN

Birkaç gündür havalar bir miktar ısındı.
O kalın paltolar,
Boyun atkıları,
Şapkalar bereler  çıkartıldı.
Yani Trabzon'da halkın yüzde doksanı,
Paltoları, gocukları çıkarttı.
***
Bazıları benim gibi montlarla,
Ceketlerle görülmeye başlandı.
Hatta bazıları da var ki,
Onlar daha ziyade gençler oluyor,
Gömlekli,
Tişörtlü vaziyetteler sokaklarda...
***
Ama dedim ya ben,
Montu çıkartıp ceket,
Ceketi çıkartıp mont giyebilmekteyim.
Yani Ne Palto,
Ne gömlek.
Orta halli takılıyorum.
Demek ki,
Hala orta yaşlardayım.

AH İSTANBUL!

Seni sevdiğimiz doğrudur.
Riyasızdır ve gerçektir sana aşkımız.
Ama gördüm ki,
Saygımız da muhteşemdir.
Türkiye'yi bir gecede saydık bitirdik.
16 gün oldu,
Bilmem daha ne kadar olsu;
Seni saymalara doyamadık.
Doyamıyoruz...

FIKRA

Karadenizliler, bir konferans düzenlerler.
Bu konferansa konuşmacı olarak ünlü bir Amerikalı bilim adamı da davet edilir.
Amerikalı konuk, bir hafta erken gelir.
Hem tatil yapar hem de Türkleri yakından tanıma fırsatı bulur.
Karadenizliler ile Amerikalı bilim adamı hemen her konuda anlaşırlar.
Uyum içinde konferans biter.
Ayrılık günü gelir.
Karadenizlileri alır bir düşünce.
Biz bu değerli bilim adamına ne alalım?
Aralarında toplanırlar,
Başkan konunun önemini vurgulamak için der ki:
'Biz bu Türk dostu,
Değerli bilim adamına nasıl bir hediye alalım ki bizi unutmasın?
Hem kullanışlı bir şey olsun,
Hem her eline aldığında bizi hatırlasın?' 
Salonda kısa bir sessizlik olur,
Arka sıralardan temel elini kaldırır:
'Sünnet ettirelim!...!