En son ne zaman bir kitabı okudunuz?
Fiyatı ucuz diye özellikle almak istediğiniz bir kitap var mı?
Ya da şöyle sorayım… Fiyatı ucuzladı diye kitap okuma sayınızda her hangi bir artış oldu mu?
 
Havaalanı ya da terminallerde uğradığım yerlerin başında gelir kitap satış noktaları.
Dün terminalde şöyle bir dolaşayım dedim…
Kitap 9.90 tl
Sigara 10,50 tl
Uyduruktan iki çay bardağı 35 tl…
 
Ayıptır!
Milletin okuyacağını sanıp kitabı yok pahasına ucuza satmak fikre, emeğe hakarettir!
 
Kitabın neredeyse beleşe ama bir kahve falının 50 tl’ye gittiği ülkemizde yaşayan, topluma hakarettir!
 
Ülkede herşeyin fiyatı artarken hatta patatesin bile fiyatı 6 tl olmuşken fiyatı düşen tek şeyin kitap olması insanın kendisine hakarettir!
………..
 
Elimde yine bir haber…
“Bodrum da aç kaldığı için şehre inen anne domuz ve yavru domuzları gören halk büyük bir şaşkınlık içinde hemen yetkilileri arayıp durumu bildirerek yardım istedi.”
 
Dayanamayıp yine söylenmeye başladım!
 
“Ne yapsın garipler?
Ohhh ne ala… Yetkilileri arayıp çıkın işin içinden! Siz onların yaşam alanlarını keyfinizden dolayı bir bir yok ederken, onları aç, susuz bırakırken onların arayacağı bir yetkili yoktu ama! “
 
Yaşlanıyor muyum yoksa evde ve sokakta bakıp beslediğim hayvanlarla aramızda ki derin bağdan ötürü mü bilmiyorum ama artık yılana bile zarar verene çok sinirleniyorum!
 
Dünyanın tek hakimiymişiz, yaşam hakkı sadece biz insanlara münhasır bir özellikmiş gibi davranılması beni çileden çıkarıyor!
 
Hele kendi vicdansızlıklarını, sapıklıklarını, acımasız duygularını masum hayvanlar üzerinde deneyerek onları katleden, tecavüz eden, şiddet gösteren insan denilen cani haberlerini duydukça büsbütün çileden çıkıyorum!
 
Vay efendim eskiden böyle şeyler olmazmış, şimdi artmışmış diyenler yok mu?
Onlara büsbütün deli oluyorum!
 
Küçük bir çocukken dikkatimi çekmişti haberin fotoğrafı. Pek tabi içeriğinin ne olduğunu anlamayarak…
O zamanlar Nokta dergisi vardı. Belki hatırlayanlar olabilir.
Derginin kapağında bir eşek resmi! Eşeğin başında bir duvak! Ve bir başlık…
EŞO GELİN…
 
Yani anlayacağınız o zamanlar da vardı bu tür vakalar… Ama sosyal medya yoktu.
 
O yüzden bu seçim propagandalarında sadece bu konuda ki söylemlere dikkat ettim.
Ne beni zerre ilgilendirmeyen, kişinin tamamen kendi ruhani dünyasıyla ilişikli olan namaz pozlarına, ne el açılarak çekilen “çaktırmadan çek” adlı dua fotoğraflarına, ne tülbentli resimlere, ne de bol keseden atmalara…
 
Bir tek- Çocuk Hakları ve Hayvan Hakları- ile ilgili söylemlere baktım.
Biliyorum ki; çocuklar bizim geleceğimizdir.
Biliyorum ki; çocukları mutlu olan ülkeler, varmak istedikleri noktalara erişmiştir.
Biliyorum ki; mutlu çocuklar vicdanlı olur.
Ve vicdanı olan çocuklar hayvanların canını acıtmazlar.