Putin ile Erdoğan barışma yolunda önemli adımlar attılar...
Yani  bu gelişmeler sadece iki cumhurbaşkanının barışması değil; aynı zamanda Türkiye ve Rusya halklarının da,  barışmasıdır.
Zira iki ülke arasında yaşanan gerginlik nedeniyle iki toplum adeta perişan oldu.
*
Karşılıklı ticaret geriledi.
Türk turizmi adeta çakıldı.
Yüz binlerce genç işsiz ve aç kaldı.
Oteller zarar etti.
*
İç barıştan umudu kestik.
Yine ölülerimiz, şehitlerimiz var...
Hiç değilse dışarıdan musibetleri içeriye taşımayalım.
*
Evet, bu arada İsrail ile de barış mevzusunda hayli mesafe alındı.
Her iki ülke için bu diyaloglar hayırlı oldu.
Özellikle İsrail bu süreçte;
Türkiye'nin bir Yemen,
Suriye,
Ürdün veya
Mısır olmadığını iyice anlamış oldu.
Biz de bu vesileyle "One minute!"  cıvıklığından kurtulmuş olduk.
 
Kargalar
 
Bir ulusal(!) gazetenin birinci sayfasında Putin ve Erdoğan toka halinde.
Görselin altında  "Putin'den teşekkür telefonu" yazmaktadır.
Oysa ortada henüz böyle bir telefon melefon yoktu.
Teşekkür de yoktu.
*
Yoktu ama bu gazetemiz, içeriden aldığı fiskoslar sayesinde her zaman olduğu gini daha olmayanı olmuş gibi verme işgüzarlığı yapmaktadır.
*
Kaldı ki, Rusya ile husumetli olduğumuz o ilk zamanlarda bu gazete Erdoğan'a
sürekli coşkulu manşetler atıyor ve adeta:
 "Vur vur inlesin Putin dinlesin...!" gibisinden gaz veriyordu.
Düşünüyorum da;  düşülen bu sıkıntılı durumlardan bu  kargaların hiç mi suçu yok!
 
Şamil'e Bak Şamil'e
 
AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar,
Hatırlarsanız, Belçika'nın Brüksel kendinde 33 kişi hayatını kaybettiği terör saldırısıyla ilgili sosyal medyadan paylaştığı mesajında , 
Olayla ilgili olarak "Brüksel'de yayın yasağı geldi, olayı karartmaya çalışıyorlar" 
Diyerek Belçika hükümetine tepki göstermişti.
*
Şimdi aynı Şamil Tayyar, katıldığı bir TV programında Atatürk Havalimanı'ndaki saldırı sonrasında Türkiye'nin yasak koymasına karşı çıkan gazeteciler için "Umarım böyle bir patlamada can verirler" dedi.
*
İnsanın kumaşını görüyor musunuz?
Özünü, sözünü, hal ve gidişini görüyor musunuz?
İşte bu gibilerin geldiği makam ve mevkileri hazmedemiyor,
saygı duyamıyorum...
 
Ey Kahpeler!
 
Ey Müslüman görünüşlü allahsız zebaniler.
Bu acımasız yüzleri kıllı, kılistan,
Kalpleri kirli  kirisitan,
Sanılmasın ki, bunlar Müslüman,
Bunlar da insan...
*
Hangi din sizi aklayacak.
Hangi  merhamet silecek günahlarınızı.
*
Ey kelimesizler...
Ey cümlesi şerefsizler.
Hangi küfrün döllerisiniz?
Yeter artık!
 
Yeni Süreç Ve Mavi Marmara
 
Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada İsrail'le ilişkilerin düzelmesine fena halde içerleyen
İnsani Yardım Vakfına çattı.
"Siz İsrail'e yardım götürürken  bana mı sordunuz?" dedi.
*
"Filistin'e sadece siz mi yardım etmektesiniz.
Biz de Filistin'e yardım ediyoruz.
Ama bunu gösterişten uzak yapmaktayız."
*
Şeklinde cevapladı.
Tabi sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği bu cevap elbette eleştiri komum değil .
Değil de, ancak o tarihlerde farklı konuşulmaktaydı.
*
İnsanı yardım vakfıyla aynı dil,
Aynı acı,
Aynı feryat yankılanmaktaydı.
Bu değişim farklılığını çözemiyorum.
Dedim söz konusu vakfa verilen cevap makulümdür.
Çünkü haklı olarak dış ilişkilerimiz bir vakfın macerasına kurban edilemez.
 
Tek Yürek Türkiye Nerde
 
Türkiye derhal Atatürk'ten özür dilemeli.
Ona hakaret eden ahlak ve irfan nasipsizlerini "paralel" kafa ile eşitleyip dışlamalı.
Türkiye iktidar/muhalefet ayrımı yapmaksızın milli davalarda bileşilmeli.
Dindarlığı basit imaj halleriyle yansıtan sözde dini oluşumlar takibe alınmalı.
Velhasıl TC fabrika ayarlarına dönmeli.
Geç olmadan dönmeli.
Yok olmadan dönmeli.
 
Oya Eldelekli Ve Bir Sürpriz!
 
Türk Telekom Yalıncak Eğitim ve meslek Geliştirme Müdür Yardımcısı olarak çalıştığım yıllarda tanımıştım Başmüdür Yardımcımız Oya Eldelekli'yi.
O her şeyden önce personelin Oya Ablasıydı.
Trabzon'da kendisini ağırladığımız bir zamanda bir portre karikatürünü çizmiştim.
Tabi aradan yıllar geçmiş,
Sevgili eşi Mustafa Eldelekliyle sosyal medyada arkadaşlığımız hızlı bir şekilde devam ederken, bir de ne göreyim;benim yıllar öncesinden eşi sevgili Oya Hanıma yaptığım karikatürü paylaşmış.
Çizim tarihine baktım 1996.
İşte söz konusu o karikatürü sizlerle paylaşmak istedim.
Teşekkürler melek yürekli Oya Abla.Teşekkürler Mustafa Ağabey.
 
Bizim Berber Çetin
 
Bizim mahallenin berberi çetin adamdır.
Bu çetin adamın, adı da ayrıca Çetin'dir.
Neden çetindir Çetin Kutlu?
Çetin muhabbettir.
Acayip kafadır.
Sohbetin kralını yapar.
Kimseye "hayır" demez ama kesin kontrol yine de ondadır.
Bazen gününde olursa senin için de bir şans var demektir.
Bakın bu çetin adam Çetin, Berberin salonunun camına korku filmlerinde olduğu gibi akan bir yazı yazmış.
Gerçekten de korku filmi gibi.
"Niye bu yazı?" dedim.
"Abi iyi bak.
Adımız şelale!
Akacak tabi"
*
Önceki gün bayram traşı için gittim önümde bir bez ortası şaffaf.
"Bu ne?" Diye merakla sordum.
"Abi çıkart cep telefonunu; ben saçını keserken  sen, feyis/ meyis kafana göre takıl işte."
İlahi Çetin alem adamsın...