1996, 2005 ve 2011. Hem üç kez hırsızlıkla Şenol Güneş’in şampiyonluklarını çalacaksınız hem de onu suçlu ilan edecek başını yaracaksınız. Emre Bol sana bu elbiseler bol gelir aslanım!
 
Türk Futbolu’nun en başarılı ismi Şenol Güneş’e de tahammül edemeyen bir Fenerbahçe taraftarı.
 
Şenol Hoca ne yapmış,
 
Futbolculuğunda altın harflerle tarihe geçmiş, Türkiye’yi futbolda Dünya 3. sü yapmış,
 
Trabzonspor’da çalınan şampiyonluklar yaşamış, Beşiktaş’ı üst üste 3. kez şampiyonluğa koşturuyor.
 
Ne bu şiddet bu celal.
 
Fener-Beşiktaş maçı yarıda kalıyor, Şenol Hoca’nın başına 1 değil, 2-3 değil 5 dikiş atılıyor.
 
Yaptığı ne, Tolga’yı olay mahallinde uzaklaştırmaya çalışmak.
 
Şenol Güneş, yangına benzinle gitmek istese bugüne kadar bu vakur duruşu sergileyebilir miydi? Kafasına cisip vuruyor o eliyle saçını düzenltiyor.
 
Hayatında bırakın futbol sahasına girmeyi, mahalle arasında bile topa değmemiş köşe yazarları, onu kıyafetiyle, saçıyla, tavırlarıyla tenkit ediyordu.
 
İstanbullu değildi ya veya lüks semtlerde yetişmemişti ya, başarılıydı ya, bunun karşılığı takdir değil, kin kusmak, alaya almakla karşılık buluyordu.
 
Şenol Güneş, bu yazılanlara güldü geçti, tarih onu mümtaz bir şahsiyet olarak kayda geçti, geçmeye de devam ediyor.
 
Türkiye’de İstanbul takımları arasındaki taşkınlık çekilir olmaktan çıktı.
 
Neyi paylaşamıyorlar, her 2-3 senede bir şampiyonluk aralarında taksim ediliyor. Zora girseler hakemler, kurullar emirlerinde daha ne?
 
Anadolu figüran!
 
 
3 gün konuşulur sonra unutulur anlayışı bize sürekli aynı şeyleri izlettiriyor, sonu yok bu işin.
 
Nasıl bir maç ki, Fenerbahçe avantajlı hem skor yönünden hem 11’e 10 yönünden.
 
Efendim provokasyon! Nasıl bir provokasyon tüm taraftar mı örgütlenmiş,
sahanın her tarafından bir şeyler yağıyor.
 
Soyunma odasına giderken futbolcular, yardımcılar güvenlikçiler tarafından derdest ediliyor.
 
Yaptırım yok, varsa da göstermelik.
 
3 maç kapat gerisine bakma.
 
Trabzonspor’da sahaya seyirci atladı diye hükmen mağlup, 5 maç kapat, ağır para cezaları.
 
Çifte standartları çok gördük, yarın da farklı şeyleri görmeyiz. 1998’de Fener maçında Otto Bariç paltoluyken arkasına gelen bir cisim sonrası kendini yere attı.
 
Söyledikleri arkasına bir kaya parçası geldiğiydi. Abartmada da medyayı kullanmada da pek mahirler.
 
Şike yaptıklarını söyleyemezler, hep aleyhlerinde olanı söylerler, en ufak hatada düdük astırırlar.
 
Fenerbahçeli yorumcu Emre Bol, ‘Şenol Hoca Fenerbahçe düşmanlığından bunları yaptı’ diyor.
 
Yoruma gerek var mı, bu anlayış değişir mi?
 
Avrupa’da bu işi tere yağından kıl çeker gibi çözdüler.
 
Adam sahaya müdahalede mi bulunuyor, ikaz ediliyor vazgeçmedi mi hemen alınıyor.
 
Hakem maçı tatil etmemek için önce temsilciyle görüştü, sonra yardımcılarını topladı en sonunda da soyunma odasına gitti.
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman daha itidalli konuşurken Aziz Yıldırım geriyor.
 
Türkiye’de caydırıcılık olmadıkça havanda su dövmeye devam ederiz.
 
2024’de hayal olur.
 
Trabzon Kitap Fuarı
 
Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin 4.kez düzenlediği Trabzon kitap fuarına uğradım ve Trabzonlu yazarlar platformunda çay içtim.
 
Güzel bir organizasyon. Trabzon Büyükmşehir Belediyesini ve yazarları kutluyorum.
 
Önümüzdeki günlerde Türkiye’nin ünlü yazarları da imza günü yapacaklar.
Trabzonlu sanatçılar samimi ve mütevazi. Aynı zamanda da çalışkan.
 
Onları ziyaret etmek, onlara destek olmak görevimiz.