Arnavutluk ile yapmış olduğumuz Milli maçı seyrederken gördüm kravatı. -Aaaaa Şenol Hoca bordo-mavi kravat takmış, dedim. Açıkça söylemek gerekirse pek bir hoşuma gitti. Sonra “ Eyvahlar olsun! Bunlar şimdi çiğ çiğ yerler hocayı.” Dedim ve maç bitimi itibariyle yediler adamı. Hatta hoca “ sponsorlar ne verirse onu giyiyoruz. “ gibisinden bir açıklama yapmak zorunda bile kaldı.
Şenol Güneş ne ima etmek istiyormuş?
Vay efendim neden kırmızı-beyaz değilde bordo kravat takmışmış?
-Eee ne olmuş yani taktıysa? Dedim kızgın bir ses tonuyla.
Sonra -Dur, dedim. “ Hemen atarlanma İnci! Bekle, bir empati yap, diğer taraftarların yerine koy kendini.
Düşündüm. Şenol Hoca sarı lacivert, sarı kırmızı ya da siyah beyaz bir kravat taksaydı kızar mıydın?
-Yani, dedim... Kem küm ettim...
“Dürüst ol! Kızar mıydın? Dedim yine kendime.
“Ne yani Fatih Terim de iliklerimize dek Galatasaraylı olduğunu hissettirmedi mi bize? Hissettirdi.
Biz bir şey dedik mi?
Demedik!
Peki bir bardak suda fırtına kopartmak niye? Bu güruh ki, Şenol Hoca ülkeyi Dünya Kupası 3.sü yaptığında da ceketine, gömleğine laf etmedi mi?
Etti!
Eeee o zaman?”
Bekledim biraz.
Sonra...
“ Amaaaannn boşver, iyi yapmış da takmış, çok da yakışmış. Sonuçta kazanan Türkiye mi? Türkiye!”
Bitti! (İtiraf ediyorum bu defa iç sesim de taraf tuttu.)

En çok kullandığınız cümle hangisidir diye sorsam?
Peki ya hiç kullanmadığınız?
Kullanıldığında ortadaki sorunu neredeyse çözen, kızgınlıkları, kırgınlıkları, öfkeleri dindiren, gerginlikleri yumuşatan ve kişileri daha bir medeni çizgide buluşturan uzlaştırıcı sözcüklerden bazılarını yazacağım.
Haklısın.
Özür dilerim.
Bilmiyorum.
Bu konuda bilgim yok.
Affedersin.
Bravo sana.
Hata benim,çok üzgünüm.
Büyük başarı, kutlarım.
Kusura bakma
Peki siz, ülkemiz insanı tarafından neredeyse hiç kullanılmayan bu sözcüklerden kaç tanesini kullanıyorsunuz ?

Eskiden eve misafir geldiğinde insanlar en zarif, en naif, en hanımefendi halleriyle misafirlerini karşılarlardı.
Gün yapıldığında da yemek sonrası oynama saati geldiğinde müzik eşliğinde atarlardı hanımlar göbeklerini. Ki ev sahibi laf-söz olmasın diye çok oynamazdı. O zaman trend öyleydi.
“Bakalım ne kadar geliştik?” Diyerek açtım yine Zuhal Topal ile Yemekteyiz Proğramını. Orada gördü, şimdi trend değişmiş.
Diyelim ki evinize misafir geldi. Ev sahibi iseniz hoplaya zıplaya elde mendil göbek ata ata kapıyı açarak “ hoşgeldinizzzzz” diyorsunuz. Kapıda bekleşen misafirleriniz de aynı şekilde elde çanta göbek ata ata “ hoş buldukkkk “ diyorlar.
Tövbe estağfurullah! İzlerken “bir kültür daha ne kadar yozlaştırılabilir,dur bakalım daha neler neler göreceğiz? “Diyorsunuz ama bir süre sonra alışıyorsunuz. Öyle ki bu defa göbek atarak, oynamadan kapı açarlarsa “ Karşılaması hiç güzel değildi” diyerek indiriveriyorsunuz yelkenleri.
Hani olurda böyle bir duruma mahzar olursanız şaşırmayasınız diye yazdım.

Bu aralar en sık karşılaştığımız insan modeli:
Onu sevmiyorum ama olsun, şurada dursun belki bir işime lazım olur.
Bunu da sevmiyorum ama olsun, bu da burada dursun belki bir işime lazım olur. Şunu da hiç sevmiyorum ama olsun, o da orada dursun belki bir işime lazım olur. Ortak özellikleri:
Karşılarında ki insanların aptal olduğunu sanmaları...
Menfaat peşinde olmayan insanların karşınıza çıkması ümidiyle...