Türkiye'de çok enteresan şeyler oluyor.
Adeta avantür film seyreder gibiyiz...
*
Öyle ya,
Durup dururken sen kalk seçim kararı al.
Üstelik seçimlere bir buçuk yıl daha zaman varken.
*
Alınan bu  seçim kararını konuşurken,
İyi de İyi parti ne yapacak.
Seçimlere katılabilecek mi?
Katılamayacak mı?
Sorguları dillendirilmeye başlar...
Lakin Yüksek Seçim Kurulundan ses yok;
Ağzını bıçak açmadı gayri.
*
Derken önceki gün pazar sabahı Türk medyalarında bir haber patladı.
CHP'den 15 milletvekili İyi Partiye geçti.
Ve artık İyi partinin seçime girmesi kesin.
Zira Mecliste grubu bulunan partilerin kongre muafiyetleri var.
İşte bu şok gelişme bu sefer iktidar cephesini sarstı.
*
Bu ani gelişmeyi,
CHP demokrasi hamlesi olarak görürken,
Ak Parti ve MHP ‘çirkin ittifak’ olarak değerlendirdi.
Tarihte yaşanan Güneş Motel benzetmesi yapıldı.
*
Ancak Güneş Motel olayı Hükümet kurmak için vekil sayısı yetersiz olan Bülent Ecevit'in,
Adalet Partili vekillerle Güneş Motelde buluşup,
Bakanlık vaadiyle CHP'ye geçmeleri sağlandı ve bu zatlar zamanın Ecevit Hükümetinde bakan yapıldılar.
Lakin daha sonra bu vekillerin bir kısmı yolsuzluk suçlamalarıyla mahkum edildiler.
*
Yaşanan bu son olay,
Seçime katılması engellenen bir partinin seçime katılma imkanına kavuşturulmasıdır.
*
CHP bu gibi hamleleri geçmişte de yapmıştır.
Mesela Tayyip Bey'in seçime katılmasını sağlamak için Baykal'ın Genel başkan olduğu bir zamanda,
 CHP'nin anayasa değişikliğine onay vermesi de buna benzer bir durumdur.
*
Hatta bir ara formülle Sayın Erdoğan'ın millet vekilliğinin de sağlanması da demokrasiye hizmet olmuştur.
*
Ya da MHP'nin Abdullah gülü seçtirmek için meclise girmesi de,
Ya da Tuğrul Türkeş'in Ak Partiden Bakan yapılması da.
Benzer durumlardır...
*
Ben seçimlerle,
Spor karşılaşmalarını birbirlerine çok benzetirim.
Bu maçı kaybeden gelecekteki maça hazırlanmalıdır.
Hiç bir zaman,
Her daim kazanan ne bir spor takım ne de bir parti vardır.
Türkiye bunu bilmelidir.
Ama  önemli olan demokrasi ve seçimlerin sağlıklı ve ‘şikesiz ve kedisiz’ yapılmasıdır.

SEN HAKLISIN EKMELETTİN

Ekmelettin İhsanoğlu
Muhalefetin bir önceki cumhurbaşkanı adayı.
Hani slogan da ilginçti.
"Ekmek için Ekmelettin."
Hani MHP'nin bozkurt işareti yerine tavşan işareti yapan adayı idi.
*
Neyse seçilemedi.
Şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu.
Aradan seneler geçince o da bu koltuğu dolduramayacağını anlamış olmalı ki,
Cumhurbaşkanı adayım Erdoğan'dır demiş.
Neyse bunu idrak etmek de bir erdemdir.

ALKIŞ ALKIŞ

Bizimkiler konuşuyor.
Erken seçim yok!
Alkış kıyamet...
Yetmiyor "Türkiye seninle gurur duyuyor!"
*
Erken seçim vatana ihanettir.
Bu gayet açık ve nettir.
Yine,
Alkışlar...
Alkışlar...
Sonra,
"Erken seçim kararı aldık."
Sonra yine alkışlar.
Hem de ayakta...
Hem de gözyaşlarıyla sevinçle alkışlar...
Yahu sahi ne iş bu ya!

MEYVELİ AĞAÇ

Bizde bir özdeyiş vardır.
Meyveli ağaç taşlanır.
İşte tam bize göre bir özdeyiş.

Düşünün  siz hiç çınar ağacının taşlandığını gördünüz mü?
Siz hiç karaağaç'ın,
Söğüt ağacının taşlandığını gördünüz mü?
Tabi ki hayır.
Ama,
Armut,
Ayva ve daha niceleri  taşlanır bizde.
*
Aynı yaklaşımı  bizler insanlara da acımasızca uyarlarız.
Onlara da tahammülümüz yoktur.
Onları da yara /bere içinde koyar,
Başını gözünü yarar.
Kalbini fena halde kırarız...
*
İşte Şenol Güneşin başına gelen de budur.
*
Değil mi ki,
Bu insan Üniversite mezunu bir eğitimcidir.
Bu insan efendiliği ile,
Barışçılığı ile tanınmış kıymettir.
*
Biz onu,
Futboldaki başarısı ile,
Antrenör olarak Türkiye'ye ilk ve son defa bir dünya 3.lüğü kazandırmasıyla.
Trabzonspor'u kupalara boğmasıyla,
Beşiktaş'ı üst üste 2. kere şampiyon yapmasıyla tanırız.
*
O halde o,
Taşlanmayı hak etmiştir öyle mi?
Zira burası Türkiye,
Ve o  üstelik bir Trabzonlu...

BİZ MİLLETİN PARTİSİYİZ

Önceki gün,
Millet Partisi Trabzon İl Başkanı ve yönetimini ağırladık.
Ne de olsa eski dostlar hepsi.

Evet,
Yahya Demeli Başkanlığındaki Millet partisi ekibi,
 Trabzon ve Türkiye gündemini değerlendirdiler.
"Bu gün Türkiye'nin iktidara en hazır partisi biziz.
Demokratların adresi biziz.
İşsizliğin fukaralığın çözümü de biziz.
Biz bir lider hareketi değil,
Biz bir kadro hareketiyiz.
Biz demokrasinin erdemini yüceltiriz.
Biz kişilerin maharetini kutsamayız.
Bizi yazmak bir vecibedir artık.
Bir görevdir.
Göreceksiniz,
Ülkenin kaderini biz belirleyeceğiz.
*
Evet,
Bu gün yaşananlar İsrail'i koruma ve kollama harekatıdır.
Batı maalesef, bu toprakları kendine antrenman merkezi kabul etti.
Silahlarını buralarda Müslümanlar üzerinde deniyor.
Güçlerini Müslümanlar üzerinden dünyaya gösteriyor.
*
Bu gün yaşananlar yılların projesidir.
Batının hedefi artık gizli saklı değil.
Bu topraklarda "22 devletin sınırları değişecektir. "
İfadesi bir Amerikan dış işleri bakanının sözüdür.
Bu demektir ki en az 22 devletten 44 devlet çıkartacaklardır.
*
Mesela Irak 3'e bölünecek.
Mesela Suriye bölünecek.
Mesela Suudi Arabistan 5'e bölünecek.
Ama Türkiye'yi bölmeye güçleri yetmeyecektir.
Çünkü bu ülke Atatürk Türkiye'sidir.
*
Ne yaparlarsa yapsınlar.
Türkiye'nin güç merkezi olmasını engelleyemeyeceklerdir.
Zaten bunlar savaşamazlar.
Ancak başka ülkeleri böler, iç savaş çıkartırlar.
Ya da vekalet savaşlarıyla insanları içten kırarlar.
Türkiye artık bu tuzaklara vurmayacak kadar tecrübelidir.
*
Gittik gördük.
Doğudaki kardeşlerimiz çok mutlu.
Gece sabahlara kadar hayatın tadını çıkartıyorlar.
Olayların içinde teröre karışmış gerçek Kürt evladı yok.
Şimdiki teröristler adeta taşeron olarak eylem yapmaktadırlar.
Halkta karşılıkları yok.
*
Bu arada ülke kötü yönetiliyor.
Köylünün satıp para kazanacak bir ürünü yok artık.
Şeker Fabrikaları satıldı,
Satılıyor.
Pirinç bile ithal ediliyor.
Üstelik gümrüksüz.
*
Cumhuriyet değerleri ayaklar altında.
İşte Millet Partisi bu konuları halkının ve köylüsünün muradına uygun olarak düzeltecek ve ülke düze çıkacaktır.
*
Bakınız bir ülkede yılda 81 kere benzine zam gelir mi?
Gelirse bu zulüm olmaz mı?
Evet, dünyada kendi kendine yeten birkaç ülkeden biriyken,
Artık Samanı dahi ithal ediyoruz.
 
Eğitim kalitesi çok düşük.
Bu eğitimle Türkiye'nin bilimde başa güreşmesi imkansız.
Din fena halde istismar edilirken,
Diğer taraftan da Atatürk de sahiplenilmiş,
Onu kimseye kaptırmayan sözde "devrim yobazları" da yok değil.
Oysa Atatürk bizim,
Hepimizindir...
Millet Partisi olarak yerli ve Milli fikirlerle medeniyetin zirvesine ulaşacağız."

GÜLER MİSİN AĞLAR MISIN

Hatice Koşman ile Turgut Dinçer Güneri,
9 yıllık birlikteliklerini evlilikle taçlandırmak için önceki gün nikâh masasına otururlar.
En mutlu gününü espriyle renklendirmek isteyen gelin Koşman,
*
Memurun “Turgut Dinçer Güneri’yi eş olarak kabul ediyor musunuz?” sorusuna
“Hayır,
Demek ne mümkün,
Tabii ki evet”
Cevabını  verir.
*
Ancak görevli nikah memuru,
Hayır ifadesinden sonrasını duymaz bir türlü.
Ve nikahı gerçekleştirmez.
Sanırım dünyada bu da bir ilk olur.
*
Şimdi ben bu memura ne diyeyim.
"Helal olsun!
Ciddi adammış,
Dik durmuş" mu desem.
Ya da,
Bu tavrıyla çok acımasız olduğunu,
Hatta kargadan başka kuş tanımadığını mı demeliyiz.
Kaldı ki,
O nikah masalarında en latif,
En güzel nükte ve şakaları da yapan yine nikahı görevlileri değil miydi?
*
Yok yok!
Bu memurda kesin bir sıkıntı var.

FIKRA

Adamın biri kendine çok güçlü bir büyü yaptırmak istemiş.
Tutmuş ülkenin en ünlü büyücüsüne gidip durumunu anlatmış.
Ünlü büyücü büyüyü yaptıktan sonra adama şöyle demiş:
"Bu büyüyü ay ışığında havaya doğru salla,
Yalnız sallarken sakın aklına dişi tilkinin kuyruğunu getirme."
Adam da bunun üzerine,
"Yaktın beni büyücü!" demiş.
"Şimdi artık aklımdan hiç çıkmaz ki dişi tilkinin kuyruğu!"