Sırtlanların işgalinden Büyük Türkiye olma yolunun başında Atatürk,
Kurulacak ülkenin "Zamanı gelince ülkemizin yönetim şekli cumhuriyet olarak ilan edilecektir" demişti.
Bunun ilk meşalesi 19 mayıs 1919 tarihinde Atatürk'ün Samsun'a ayak basmasıyla yanmıştır.
 
Evet, Atatürk henüz Kurtuluş Savaşı sırasında "Kurulacak devletin şekli zamanı geldiğinde cumhuriyet olacaktır." diyordu.
İşte o günlerden günümüze kadar  aynı rotada ilerleyebilmiş,
Gelişip bu günkü devasa güce erişebilmiş isek,
Elbette bunu benimsediğimiz  Cumhuriyete  borçluyuz.
 
Ki, o Cumhuriyet pusulası her zaman doğru yolu göstermiştir.
Çünkü o pusula bu gazi millete,
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir"
Diyordu...
 
Evet,
Bu pusulaya göre "milletin kaderini milletin kendisi tayin eder " diyordu.
İşte o pusulanın adıdır Cumhuriyet.
 
Cumhuriyet, milli iradeye dayalı devlet düzenidir.
Cumhuriyet, eşit yurttaşların onurlu birliğidir.
Cumhuriyet, akılcılıktır.
Bilimciliktir.
Kimsenin dini inançlarına karışmamaktır..
Özgürlükçüdür Cumhuriyet.
 
Tabi Cumhuriyet demokrasi olmaksızın eksiktir.
Cumhuriyetin sevgi dili demokrasidir.
Cumhuriyetin vicdanı demokrasidir.
Demokrasi ve Cumhuriyet adil bir yönetimin vazgeçilmez ikilisidir.
 
Demokrasi sandıkçıdır,
Ama yeterli değildir.
Çünkü o sandığa gidilirken özgür seçimler gerekir.
 Yani demokrasinin her türlü kanalı  kusursuz ve açık olmalıdır.
 
Halka kolayca ulaşılmalı görüş ve düşünceler özgürce ifade edilebilmelidir.
Ve sonra, "Kuvvetler Ayrılığı,"
O da Hukuk Devletinin olmazsa olmazıdır.
Demokrasi,  çoğunluğun "yönetme" hakkını belirlerken,
Azınlığın da var olma hakkını titizlikle korur demokrasi.
 
Özetle, demokrasi tüm hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı bir rejimin adıdır.
Cumhuriyet ve demokrasinin çimentosu ise elbette ki insandır.
Ve insan, bu rejimin onurlu öznesidir.
Onun içindir ki,
Demokrasinin tüm değerlerini,
Sistemin her alanında uygulanması esastır.
 
İşte o zaman Cumhuriyet ve demokrasiyle onurlu  bir millet ve gelişmiş bir Türkiye bizim olacaktır.
Yaşasın cumhuriyet!
Yaşasın demokrasi!
Teşekkürler Atatürk...
 
BU GENÇLERE İYİ BAKALIM!
 
Her zaman olduğu gibi dün de Gazetemizde gençlerimize yer verdik.
Yine sorunlarına değindik.
İlgililere duyuralım istedik.
Çok dertliymişler.
 
*
 
Devlet yurtlarında kalan öğrenciler diyor ki,
"Geceleri nöbetçi memurlar sorunlarımızla ilgilenmiyor,
Vurup kafayı uyuyorlar.
 
*
 
Yiyeceklerimizden şikayetçiyiz,
Küflü peynir yiyoruz.
 
*
 
Yurtlarda temizlik yok.
Sevgi yok,
Nezaket yok.
 
*
 
Görevliler inisiyatif kullanmıyor,
Sorumluluk almıyor,
Sorun çözmüyor ve her şey müdürde biter diyorlar.
 
*
 
En önemlisi de çalışan personel müdürü sevmiyor.
 
*
 
Müdür bizi aşağılıyor, odasından kovuyor.
 
*
 
Yüksek fiyatlarla kazanılan ihaleler nedeniyle kantin fiyatları aşırı pahalı.
 
*
 
İşte bu nedenlerle zorunlu olarak, ne olduğu belirsiz başka yurtlara gitmek zorunda kalıyoruz.
 
*
 
Daha fazlasını da söylediler...
lakin tümünü yazmaya yer de zaman da ve hatta gerek de yok.
Sorun neyse, hata kimdeyse bir an önce son bulsun istiyoruz.
 
YILDIRIM AKBULUT!
 
Hakkını teslim etmek lazım.
Uzun yıllardır görmediğimiz bir lider.
En önemlisi kendisi gibi olan,
Olduğu gibi görünen bir politikacı.
 
*
 
Mesela Tayyip Beye özenip meydanlarda onun gibi uzun uzun naralar atmaya kalkmıyor.
Mesela "Eey Kılıçdaroğlu!"
Mesela "Eey Eset!" gibi nutuklar çekmiyor.
 
*
 
Sinirli hallerden uzak duruyor,
"Öfkeyi sanat" görmüyor.
Yüzü gülüyor.
Fıkra anlatıyor.
Hatta kendisiyle dalga geçebilecek kadar özgüvene sahip.
Ayrıca iyi de hatip.
 
*
 
Ak Partinin son Afyon toplantısında yaptığı espriler ve sağladığı samimi ortamda gülmekten kırdı geçirdi gazetecileri.
 
*
 
İşte bu, özlenen bu...
Beni yöneten otoritenden tırsmak istemiyorum.
Yok yere korkular dehlizinde boğulmak istemiyorum.
Azarlanmak,
Ufalanmak istemiyorum.
 
*
 
Yüzeysel bir bakışla dahi bana hoş görünen hususlar için,
Teşekkürler sayın Başbakan.
Ancaak son "Çanakkale" üzerine yaptığı esprisini sevmedim. 
 
ADLİL ÖKSÜZ'ÜN BAŞI
 
FETÖ' nün sağ kolu Adil Öksüz'ün kafasına devlet 4 milyon lira veriyor.
Şaka değil, bu miktar eski parayla 4 trilyon lira ediyor .
Bu Öküz'ün denen adamın başı o kadar para etmez azizim.
Valla etmez.
 
YUSUF TURGUT İLE FUTBOL KEYFİ
 
Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yusuf Turgut bildiğiniz gibi aynı zamanda Taka gazetesi Genel yayın koordinatörü.
Televizyonda Galatasaray Trabzonspor maç yayını var.
Maç yayını var ama bizin genel Yayın koordinatörünün çektiği eziyetlere bakınız.
Olacak gibi değil.
 
*
 
Korner mi çekiliyor.
Bizim başkan gazetenin içinde kafaya yükseliyor.
Faul mü çekiliyor.
Futbolculardan önce bizin başkan topa vuruyor.
Göl mü kaçıyor.
Turkut ortalığa saniyelik öfkeler saçıyor.
Hayıflanarak,
Olmaz böyle bir şey!
Yapma yaaaa!
Kaçar mı bu beee!
 
*
 
Valla ben 6 yıldır maç falan seyretmiyorum.
Ama maç seyreden Yusuf Turgut'u seyre bayılıyorum.
 
FORBES
 
FORBES "İş yapma ve yaşamak için en iyi kentler " arasında geçen yıl birinci sırada gösterdiği Trabzon'u bir yıl sonra tepetakla ederek 9. sıraya yuvarladı.
 
*
 
Şimdi geçen yıl birinci sırada olabilen bir şehir nasıl olur da
2. sıra değil,
3. sıra da değil,
7. sıra
8. sıra da değil
Tam 9. sıraya geriler.
 
*
 
Nasıl olur da 8 il birden Trabzon'un önüne geçer.
Bu değerlendirmelerin gerçekçi olmadığı kanaatini taşımaktayım.
 
*
 
Zira kriterlerden beşeri sermaye konusunda Trabzon ne gibi bir kayıp yaşamıştır?
Tam tersi,
Arap Turizmi Kentin ekonomik dinamosu olmuştur.
Mesela yaşanabilirlik konusunda hiç bir sorunu yoktur.
Sosyal ve kültürel hiç bir çatışma yaşanmamaktadır,
Terör hadiseleri sıfır durumundadır.
Marka becerisi bir yıla göre zıplamammış, az da olsa geri gitmemiştir.
Yenilikçilik ise Trabzon'dan başlar.
Şehrimiz,
Ticaret ve üretim becerisi çok güçlü olduğumuz anlamına gelmese de,
Yine bir yıla göre gerilemiş değildir.
Erişilebilirlik ise uygunluk yönünden yerini korumaktadır.
O zaman ne oldu da 1. sıradan 9. sıraya itildi Trabzon.
*
Sanırım  geçen yıl Trabzon onura edildi,
Bu yıl başka iller.
Gelecek yıl diğer illerden birisi olacak...
 
MURAT KÖKSAL VEDA ETTİ
 
Trabzon Emniyet müdürü neden gitti?
Gider;
Gider çünkü hiç bir makam baki değildir.
Murat Köksal da gider.
Ancak önemli hizmetlerinin yanında son zamanlarda Trabzon'da asayiş sorunları azmıştı.
Şehrin ta göbeğinde  adam yaralamalar rutin hale gelmişti.
Sık sık cinayet haberleri insanlarımızı fena halde  tedirgin etmeye başlamıştı.
*
Öte yandan trafik denetimleri Akyazı'da kontrollerle düzelmesi beklenemezdi.
kaldırımlar otomobillerin işgali altında.
kaldırımlar şehir esnafının işgali altında.
Masayı kaldırıma atan tapusunu almış gibi gerine gerine oturuyor.
Müdahale eden yok.
*
Tabi sosyal anlamda tedbirler de almak lazım.
İşsiz güçsüz gençlerin,
Önünü göremeyen,
Hayata dair umudu olmayan,
Evlenip yuva kuramayan insanların kaybedecek bir şeyi yok.
İşte onların bu şehre zararı ürkücücüdür.
*
Öte yandan zararlı alışkanlıklarda da şehrin sorunları istenilen oranda azalmadı.
Bölgemizin çocukları ve gençleri uyuşturucu baronlarının ilgi alanındadır.
Artık yeni Emniyet müdürü bütün bunlarla ilgili projeler üretmelidir.
Bilindik memuriyet anlayışıyla kemikleşmiş sorunların çözümü imkansızdır.
Heyecan ve çaba gerek.
Plan ve proje gerek.
Kararlılık gerekmektedir...
 
*
Yeni Emniyet Müdürü gençlere ulaşmalıdır.
Bu gençler ilgi sevgi istiyorlar.
Bunlar ülkesini askerini ve polisini seviyorlar.
Ama o gençleri hatta çocukları kazanmak için onlara yakın durmak lazım.
 
*
 
Onlar için sosyal ve sportif organizasyonlar gerek.
Sosyal kültürel ve sportif çabalarla yakın gelecekte umut haline dönüştürülebilirler.
yani her işin çözünü
Kelepçe,
Kodes değildir.
 
*
 
Çok daha önemli çabalar gerekmektedir.