İnsanın aklı ile kalbi arasında bir yol vardır ve bu yol nedense çoğu zaman oyunlar oynar bize...
Şöyle ki ; biri mantık diğeri duygudur...
İkisi aynı anda icraata geçebilir mi?
Çok zor ...
Ama geçer...
Yaşanılan durumlar karşısında bir olaya hem evet hem hayır dediklerimiz olur fakat bu gibi durumlarda bir tercih yapmak yada sunmak zorunda kalırız, akabinde sorgularız “ keşke böyle yapmasaydım ” diye...
Aklımız yapmadığımız tercihte kalır ve moloz yığınlığıyla beynimize oturur...
Geller gitler başlar...
Ve alsana kocaman bir boşluk... 
o boşluğun getirdiği önemsemediğimiz  kocaman psikolojik sorunlar bir müddet sonra başlar...
Biz kapattıkça ayyuka çıkan sessiz çığlıklar ve hoop “hoşgeldin tutarsızlık,kararsızlık,dengesizlik,mutsuzluk,
huzursuzluk...”
Bunların bir çoğu tefekkür etmekte sıkıntı yaşadığımızdan dolayı gerçekleşir,ben bunda netim sizde net olun ...
Mantık ve duygu...
Yaşadığımız her ne ise bilmeliyiz ki yaşanması gerektiği için başımızdadır...
Kim bilir belki de yaşayamadığımız ve o olmasını çok istediğimiz şey bizim için Şer’dir, olmaması iyi bir şeydir bizim için...
Diğer taraftan ise yine benzer belki de aynı  soru ile yine karşı karşıya kalırız ve bunun da bir cevabı vardır elbet, hemde mantıklı gelebilir; 
Biz aklımız ve kalbimizle aynı anda yola çıkmalı mıyız? Herkesin mutlak bir sözü olur buna, hemde farklı farklı belkide hepsi mantıklı gelebilir...
Bence çıkmamalıyız çünkü ikisinin alanları çok farklıdır ve aynı yolda buluşmaları imkansızdır, dolayısıyla taşı baştan koymalıyız yerine ki biraz evvel bahsettiğim tutarsızlıkları ve dengesizlikleri yaşamayalım...
Yani şimdi geldiğimiz şu noktaya bi bakalım...
Öyle de cevap var böylede...
Bu durumda ne yapmalıyız?
Çoğu uzmanın da tıkandığı noktalardır bu noktalar ama elbet çıkış mümkündür...
Nasrettin hocanın hikayelerine döndü bu durum