Çok eski zamanlarda yerli halk zaman zaman bu bitkinin unundan ekmek yapıp tüketmişlerdir. Kahvenin tarihteki ikinci durağı Güney Etiyopya’dan sonra Yemen’dir. 1. Selim Mısır Seferi’nden sonra İstanbul’a getirmiştir. Doğu’nun Batı’ya kültür hediyesi olarak eski tarihlerde sunduğu kahve, günümüz dünya ticaretinde petrolden sonra ikinci büyük kalemdir.

Efsaneye göre 9.yy'da bir çoban, keçilere kahvenin meyvesini yedirmiş ve bir süre sonra kafeinin etkisiyle keçiler hareketlenmeye, çobanların deyimiyle dans etmeye başlamışlar. Bu olaydan sonra bir rahip kahvenin meyvesiyle kendine bir içecek hazırlamış, bütün gece uyumayınca kahvenin uyarıcı etkisi olan bir içecek olduğu keşfedilmiş ve tüketimi yayılmaya başlamış.

Dünyada tüketilen kahvenin yarısından fazlası Brezilyada üretilir. Yetiştirildiği bölgenin özelliğine göre değişik türde kahve vardır. Kahve ağacı; çiçekleri beyaz ve hoş kokuludur. Kahve meyvesi; büyüklüğü, şekli ve rengindeki benzerlikler nedeniyle kiraza benzetilmektedir. Kahve tohumları kullanılmadan önce kavrulur. Kavurma esnasında kahve tohumundaki gazlar açığa çıkar, su kaybolur, tad veren aromatik esanslar oluşur. Ortaya çıkan bu öğeler kahveye kendi özelliğini kazandırır.

Kahve Çeşitleri:

Türk kahvesi: Telvesi ile ikram edilen tek kahve çeşididir. Türk kahvesi denilmesinin nedeni hazırlama ve pişirme metodunu Türklerin keşfetmesidir. Diğerlerine göre daha yumuşak içimli, kıvamlı ve aromatiktir. Kaynatılarak içilen tek kahvedir. Kendine özgü enfes kokusu ve köpüğü ile diğer kahvelerden kolaylıkla ayrılabilir. Sağlıklıdır çünkü telvesi dibe çöktüğünden tüketilmez böylece fazla kafein alınmamış olur.

Espresso dediğimiz şey aslında tüm kahvelerin özü diye bilinir. Çünkü kahve türlerinin pek çoğunun içeriği espresso’dır. Espresso, çok ince çekilmiş, sıkıştırılmış ve koyu kavrulmuş kahvenin içinden 90 derece sıcaklıktaki yüksek basınçlı su geçirilerek kahvenin kendi tadına en yakın olan çeşididir.

Americano, espressonun biraz daha sulu hali olduğu için espressodan biraz daha hafif içimlidir. Amerikan Askerleri’nin  kahvesi olarak bilinir. 

Cappuccino : Espresso ve su buharı ile köpük haline getirilmiş süt ile hazırlanan kahve.

Filtre Kahve : Bir çeşit demleme yöntemi ile hazırlanan kahvedir. Damlalar halinde orta çekilmiş kahve çekirdeklerinden geçen su, kahvenin rengini, aromasını ve tadını alarak filtre kahveyi oluşturur. Filtre kahvenin taze tüketilmesi önemlidir. 

Eskiden çok fazla tüketilmeyen kahve günümüzde oldukca sık tüketilir. Tüm dünyada bir günde ortalama 2.5 milyar fincana yakın kahve tüketiliyor. Yani dünyada her 3 kişiden biri günde bir fincan kahve içiyor.

Kahve, kafeinin en önemli kaynağıdır. İçeceklerdeki kafein miktarı kahve çeşidine, miktarına ve kafeinli olup olmamasına göre değişmektedir. Kahvenin uyarıcı özelliği kafeinden dolayıdır.


Hangi İçecekte NeKadar Kafein Var?

*Bir fincan Türk kahvesi 60 mg
*Filtre kahve 150-200 mg
*Espresso 100 mg 
*Bir bardak çay 50 mg 
*Kolalı içecek (330 ml) 45-50 mg
*Enerji içeceği (330 ml) 150-250 mg 


Peki Kahvenin Sağlığımıza Etkileri Nelerdir?

-Kahve çekirdekleri; karbonhidrat, yağ, protein, su ve mineral içermektedir. Ayrıca kafeik asit vb. asitler de içermektedir. Kahve çekirdekleri her 100 gr üründe yaklaşık 6 gr posa içerirler; bu nedenle bağırsak sağlığına yararlıdır.

– 1 fincan kahve (yaklaşık 150 ml) 50-120 mg kafein içermektedir. Yüksek doz kafein vücutta toksik etkiye neden olabileceğinden günlük kahve tüketimi, sağlıklı ve yetişkin bireyler için 2-3 fincanı geçmemelidir.

-Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığından sonra en sık görünen nörolojik hastalıktır. Amerika’ da yapılan son araştırmalarda düzenli kahve tüketen bireylerin Parkinson ve Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin %31 daha az olduğu tespit edilmiştir. Fakat aynı çalışma sonucunda kafeinsiz kahve tüketenlerde aynı sonuç elde edilmemiştir. Dolayısıyla kahvenin içerisinde bulunan kafeinin koruyucu etki sağladığını söyleyebiliriz.

-Kahvenin kalp-damar sağlığını olumsuz yönde etkilediğine dair söylentiler olmasına ragmen henüz kanıtlanmış bir bilgi yoktur. Ancak kahvenin hazırlanış şekli kalp sağlığı ile yakından ilgilidir. Filtre edilmemiş kahvenin içerisinde diterpene adı verilen madde kolesterol seviyesini arttırabiliyor. Dolayısıyla filte kahveyi kağıt süzgeçten geçirerek diterpene maddesinden ayrıştırmalısınız.

-Yapılan son çalışmalarda spor öncesi kafein tüketiminin yağ yakımını arttırdığı gösterilmiştir. Kahve, kanda dolaşan yağ asitlerinin artmasına sebep olur ve böylece spor yapan kişinin daha uzun süre performans göstermesine yardımcı oluyor. Gün içinde tüketilen kahvelerin az kavrulmuş ve fazla sert olmaması gerekirken spor öncesi tüketilen kahvenin sert ve iyi kavrulmuş olması en iyi performansı sağlayacaktır.

-Yapılan son çalışmalarda günlük 1-2 fincan kahve tüketiminin metabolizma hızını arttırmanda etkili olacağı yönündedir. Ancak 3 fincandan fazla tükettiğiniz takdirde karaciğeri yorup yağ yakımını baskılar. Bu nedenle günde en fazla 2-3 fincan tüketmelisiniz. Dikkat etmeniz gereken başka bir nokta ise çözünebilir kahvelerin içerdiği katkı maddesini almamak adına makina veya Türk Kahvesi tüketmeniz.

-Kahve dengeli tüketiminde metabolizma hızını artırmaktadır. Mide asidi ve safra kesesi işlevlerini düzenlediği gibi bağırsakların peristaltik hareketini de hızlandırmaktadır.

-Son yapılan klinik çalışmalarda dengeli kahve tüketiminin kan basıncını artırdığı (tansiyonu yükselttiği) görüşü artık desteklenmiyor. Dolayısıyla sağlıklı yetişkinlerde ılımlı kahve tüketimi kalp sağlığına zarar vermemektedir.

-Gebe kadınlarda metabolizma hızı yavaşlayacağından vücudun atık maddeleri uzaklaştırması da belli oranda yavaşlamaktadır. Yani kahve ile vücuda alınan kafeini vücuttan uzaklaştırmak zaman alacaktır ve kafein de tıpkı alkol gibi plasenta yolu ile bebeğe geçmektedir. Bu nedenle sağlıklı gebelerde günlük 2 fincan kahve (yaklaşık 200 ml kafein) tüketimi idealdir.

-Kahvenin içerdiği antioksidan öğeler sayesinde vücudu çeşitli hastalıklardan koruyucu yararlı etkileri vardır. Yapılan çalışmalar dengeli kahve tüketiminin vücuttaki serbest radikalleri azalttığı yönünde veriler sunmaktadır. Antioksidan kapasitesi sayesinde Alzheimer hastalığına karşı koruyucudur.

-Çeşitli araştırmalarda dengeli kahve tüketiminin diyabet gibi birçok kronik hastalık riskini azalttığı yönünde veriler mevcuttur.

Fazla tüketilmesi halinde!

! Yapılan birçok çalışmada, günde 300 mg dan daha fazla kafein alımının gebe kalmayı geciktirdiğini bulunmuştur. Günde üç fincan veya daha fazla kahve içmek, kadının doğurganlık oranını azaltabiliyor. Çünkü aşırı miktarda kafein tüketimi yumurtlamayı olumsuz etkiliyor.

! Kafein, kan basıncında ani yükselmelere sebep olmaktadır. Bazı hassas bireylerde kalp aritmisini arttırır. Düzensiz kalp atışları, kalp çarpıntısına ya da taşikardi gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor.

! Çok fazla miktarda kahve tüketmek idrarla kalsiyum atımını arttırır.

! Kafein, idrara çıkışı arttırır. Fakat diüretik etki kafeinin miktarına bağlıdır. Kafein alımı arttıkça, sıvı atım miktarı da artmaktadır. Bu durum erkeklerde prostat problemleri ile ilişkili olabilir.

! Uykuya dalmayı zorlaştırır veya uyku süresini azaltabilir.

! Gerginlik, dikkat dağınıklığı, anksiyete ve asabiyete sebep olabilir

! Çocuklarda, gebelerde, tansiyon hastalarında ve ileri yaştaki bireylerde dikkatli ve kontrollü tüketilmelidir.

Unutmayın ilaç ile zehir arasındaki tek fark dozudur. Mutlu ve sağlıklı haftalar dilerim. Diyetisyen Sümeyye YAZICI
 
Editör: TE Bilisim