Türklerin Anadolu topraklarına yerleşmesini sağlayan Büyük Selçuklu Devletinin ikinci Sultanı olan Sultan Alparslan’ın tarihte kazandığı en önemli fetihlerden biri Anadolu’yu Türk vatanı yapmaktır. Bu süreçte en önemli etken Malazgirt savaşı ve bu savaşta İslam ordusunun başında bulunan ve savaşı başarıyla sonuçlandıran Sultan Alparslan'ın askeri yeteneği olmuştur.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun desteği ile Basın Mensupları Gönül Elçileri Projesi kapsamında Ahmet Külekçi Koordinatörlüğünde Muş’a giden Doğu Karadenizli Gazeteciler Muş Valisinin davetlisiydi. Bu gezide gazetemiz muhabiri Canan Kalaycı da vardı ve Muş ile ilgili izlenimlerimi sizlerle paylaştı.

Alparslan’ın Armağanı, Doğunun incisi MUŞ!

Sabah erken saatlerde sisli bir havada indik Muş’a. Aslında bu tür etkinliklerde karayolunun daha etkin olduğunu düşünüyorum. Uçak her anlamda daha konforlu ama karayolu daha sıcak ve samimi. Yukarıdan bakınca yani uçak inerken, Mardin gibi hissettim. Mardin Medeniyetler şehri, Mezopotamya’nın merkezi. Muş ise Türklere Anadolu’nun kapılarının açıldığı şehir. Ağırlığı olan bir şehir, tarih kokan, yemyeşil ovalar, bereketli topraklar, yanık buğday tenli insanlar.


Murat Köprüsünün ihtişamı…

Muş – Varto yolu üzerinde bulunan ve bir Selçuklu yapısı olan Murat Köprüsü’ne hayran kalıyoruz. 12 gözlü ve 143 metre uzunluğunda.

Tarihi Murat Köprüsü’nün hemen yanında yer alan Selçuklu parkına gidiyoruz. Bambaşka bir güzellik... Park sanırım ülkemizin en güzel parkı henüz tamamlanmamış. Bütün şehirlerin isimlerine ait küçük ahşap bungalov evler yapılmış. Şimdilik 20-25 ev var. 81 ile tamamlanacak. Tabii Trabzon yazılı evi buluyoruz heyecanla. “Ne güzel düşünülmüş” diyorum içimden, “ne kadar içten”.

Bir yemekte buluşuyoruz Muşlu kardeşlerimizle, Murat Köprüsüne bakarken çayımızı yudumluyoruz. Bu güzel toprakların yetiştirdiği bir dostumuz da eşlik ediyor bize.  2011 tarihinde Irak sınırındaki olayda 35 sivil hayatını kaybetmişti. Dönemin Şırnak Uludere Kaymakamı Naif Yavuz hayatını kaybedenlerin ailelerine taziye ziyaretinde bulunduğu sırada saldırıya uğrayıp darp edilmişti. Gümüşhane Kelkit Kaymakamlığını yürütüyordu ve şimdi istifa ederek Memleketi Muş‘tan milletvekili aday adaylığını açıkladı. Güzel sohbetlerimiz oluyor.

Muş valisinin davetlisi olarak gittiğimiz için valinin ismi hakkında biraz önyargılıyım(Aziz Yıldırım). Muhakkak kendisini seveceğim ama işte kalbimde hafif kırıklık var. Futbolda fanatiklik sanırım böyle bir şey. Hemşehrimiz diyorum içimden mutlaka bizim yöremizin deyimiyle “has” adamdır.

Muş’ta üç ayaklı saçayak!


Muş şehrinin en önemli değerleri aslında Valisi Aziz Yıldırım, Belediye Başkanı Feyat Asya ve Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat. Her zaman her konuda el ele ve birlikte. Böyle güzel bir birliktelikte şehirde tabii ki başarı olur, sevgi ve huzur olur. Bizim Muş’ta bulunduğumuz tarihler aynı zamanda Muş’un düşman işgalinden kurtuluşunun 101. Yıldönümü.Kurtuluş etkinlikleri kapsamında Muş Alparslan Üniversitesi’nde İstanbul Eyüp’ten gelen bir müzik topluluğu üniversite salonunda sahne aldı. Biz de bu konsere katıldık. Deyim yerindeyse çocuklar muhteşemdi ve profesyonellere taş çıkardı. Salona Vali, Belediye Başkanı ve Rektör birlikte girdi. Aman Allahım yer yerinden oynadı. Öğrenciler ve halk nasıl seviyor onları ve nasıl yakınlar ve samimiler. Sihirli değnek gibi gönülleri almışlar. Burası Muştur diye başlayınca solist, herkes birlikte söylüyor. (Muş’ta yokuş yol hiç görmedim, her yer dümdüz)

Alnı öpülesi devlet adamı Muş Valisi!


Muş Valisi Şalpazarlı bir hemşehrimiz. Nasıl güzel bir insan, nasıl nezaketli. Trabzonluluğu ile gurur duyuyor. Dost insan, çalışkan, güleryüzlü, samimi ve çok düşünceli. Projeyi yakından takip ediyor ve projenin ülke için çok gerekli olduğunun altını çiziyor. Ülkenin birlik ve beraberliğine katkı sağlayan herkese minnettar. Gelen tüm gazetecilere ayrı ayrı teşekkür etti, bizi plaketlerle ödüllendirdi.

Kurtuluşun 101. yıldönümü

Muş’un düşman işgalinden 101. Yıldönümü etkinliklerine de katıldık. Son derece kalabalık. Folklor ekibinin gösterisi muhteşemdi. Türk bayrağının nazlı bir gelin gibi süzülüşü beni öylesine duygulandırdı ki. Bayrak inmemeli, ezanlar susmamalı ülkemde.

Hemşehrimiz olan Valimiz bizi makamında kabul etti. Projenin koordinatörü Can arkadaşım Ahmet Külekçi “Doğu ile Batı arasındaki kardeşlik köprüsünün bir ayağını da Muş’a kurduklarını” belirterek Projeye destek veren Muş Valisi Aziz Yıldırım’a teşekkür ederek, Basın Mensupları Gönül Elçisi Projesi hakkında bilgiler verdi.

Bu gezide şunu da gözlemledim aslında. Ben bu proje kapsamında koordinatörümüz Ahmet Külekçi ile birkaçı hariç bütün gezilerde yer aldım. Sizi yaşadığınız ilde tanırlar, sokakta görse selam verirler, sohbet ederler.
Proje kapsamında sabah erken saatlerde çıkar şehri dolaşırız birkaç arkadaşla, esnafla sohbet ederiz, çocuklarla oyunlar oynarız, fotoğraf alırız, sabah güzeldir çünkü şehirler. Mardin’de, Şanlıurfa’da, Diyarbakır’da, Tunceli’de ve burada da sokakta yürürken bizi kaç kişi tanır. Bilmediğimiz daha önce belki de hiç gelmediğimiz yerler. İnanamazsınız caddede yürürken hemen herkes tanıyor Ahmet’i, “nasılsın, ne zaman geldin, bize düşen ne ve biz ne yapabiliriz” diyorlar. Kahveye giriyoruz aynı, masamıza hemen birkaç kişi geliyor “Ahmet kardeşim nasılsın” diye soruyor.


Esnafından siyasetçisine, eğitimcisinden, sporcusuna, sokaktaki vatandaşına kadar nasıl sağlamış bunu, nasıl yapmış şaşırıyoruminanın. O aslında köprüleri kurmuş biz büyütüyoruz. Sayın Soylu’nun ne kadar akıllı olduğunu ve ekibinde neden Ahmet’i tercih ettiğini anlıyorum. Çok doğru bir isim. Bu ülkede kanayan yarayı iyileştiren kardeşlik köprülerini kurduğun için sana minnettarız. Alnından öpülesi kardeşim. İyi ki seni tanımışım, iyi ki bu kardeşlik köprülerini kurarken ben de köprünün küçücük bir taşı olmuşum.

Muş’ta en erken Karadenizliler uyanıyor.

Sabahları Muş sessiz. Esnaflar hiç dükkan açmıyor. Her sabah açılan birkaç dükkan var onlarda Karadenizli imiş. Çok şaşkınım. “Karadenizliler çok çalışkan” diyorlar, “çok güvenilir. Eğer öğleden önce açık dükkan görürseniz kesin Karadenizlidir.”

Sabah saatlerinde herkes uyurken, Arak Manastırı, Alaattin Bey Hamamı, Varto KayalıdereÖren Yeri ve avlusunda yatan Şeyh Muhammed-i Mağribi tarafından yaptırılan Ulu Cami’yi ziyaret ediyorum elbet.

Bu köprüde bir taş ta sen ol!

Metin ve Çetin isimlerini taşıyan 50’li yaşlarda iki kardeşle oturup sohbet etme imkanım oldu. Çocukluklarının ve ilk gençlik yıllarının Kalaşnikoflar ve panzerler arasında geçtiğini hüzünle anlatıyorlar, “Bizim kardeşliğimize gölge düşürmek isteyenlere lütfen el birliği ile karşı çıkalım. Bizi birbirimize düşürmeye çalışan ülkeler bizim kardeşliğimizden ve birliğimizden rahatsız oluyorlar. Sayın Soylu bize devletimizi sevdirdi. Ona minnettarız. Ülkede Doğu ile Batı’nın buluşması, Güney ile Kuzey’in kardeş olmasından daha doğal ve güzel ne olabilir. Kardeşlik köprülerine hepimiz bir taş koymalıyız” diyorlar. Ne güzel söylüyorlar.

Trabzonspor sevdalıları


Hasköy ve Dağdibi daha çok Karadenizliler’in yaşadığı yerler.  Buralarda herkes Trabzonsporlu. Yıldırımspor diye bir futbol takımları var formaları Bordo mavi. Çaykaralı bir amcayla tanıştım. Trabzonluyum deyince gözleri doldu, “Ne zaman bir hemşehrimi görsem heyecanlanırım, kalbim hızlı atar” diyor. Gurbetçilik zor elbet.



“Bu kardeşlik sık sık güncellenmeli. Birbirimizin kapı komşusu gibi davranmalıyız. Bu hepimizin omuzunda bir yüktür, bir sorumluluktur ve misyondur. Bu kardeşliği çocuklarımıza, gençlerimize anlatmalıyız ve mutlaka yaşatmalıyız. Vatan toprakları hepimizindir. Terör bize yoksulluk getirdi, yalnızlık getirdi. Biz sizlerle tek yumruk olmalıyız” dedi ve özetledi aslında kardeşliğin ne kadar önemli olduğunu.

Laleler şehri Muş!

Bir de bütün ekip Muş’un Korkut ilçesinde Lale Festivali’ne katıldık. Bu yıl bahar tüm yurtta erken geldiği için laleler solmuştu ama lale bakışlı çocuklar bizi festivalde hiç yalnız bırakmadı. Herkesle kucaklaştık herkes bizi sevgiyle selamladı. Bol bol fotoğraflar çektik.  Bu arada Muş’lu Enes’in siz değerli okurlara çok selamları var. “Büyüdüğümde Trabzon’a geleceğim ve sizleri göreceğim” dedi, buğday teni ve kapkara gözleriyle.

Şeref Öğretmenin kardeşlik aşkı.

Akşam yemekten sonra emekli bir öğretmenle tanıştık. Şeref IŞIK. Muş aslında Giresun ilimizle kardeş şehir olmuş. Muştan bir gurup Giresun’a gitmiş, bir gurupta Giresun’dan Muş’a gelmiş. Yani sağlam dostluk ve kardeşlik köprüleri kurulmuş.

Şeref öğretmen Giresun’la kardeşlik köprüleri kurulunca o kadar güzel bir kampanya başlatmış ki. Muş’ta görev yapan Karadenizli asker ve öğrencilere her hafta sonu birlikte kahvaltı programı hazırlıyorlar. “Küçük bir kibritiz ama bir ormanı yakarız” diyorlar.

Büyük gezilerin küçücük bir adımla başladığının altını çiziyorlar.

Şeref öğretmen “Bu kardeşlik size %30 lazımsa bize inanın %70 lazım. Biz 1984’ten beri yaralıyız. Sizin bize bizim size ihtiyacımız var. Birbirimizin elini tutmaya ihtiyacımız var.”

Yazımı Şeref IŞIK öğretmenin o güzel şiiri ile tamamlıyorum.
 
ADINI SEN BIRAK

Bu vatan bu bayrak hepsi benimdir
İstersen Adını Giresun bırak
Benim can kardeşim, MUŞ’ta senindir
İstersen adını Malazgirt bırak.
 
Muş’ta Kurtik dağı burda Balaban,
SeyyidVakkas ismi aklımda kalan.
Bir yumak misali iç içe olan,
Bu ruhun adını kardeşlik bırak
 
Malazgirt, Varto Vatan ocağı
Kümbet yaylasının bostanı, bağı.
Muş’ta Giresun’da ana kucağı
Ben bacı dedim, sen kardeş bırak
 
Sevemedim adam gibi olmayanları
Tarihten ders almaz utanmazları
Ay yıldıza saygı duymayanları
Ben ad bulamadım sen hain bırak
 
Anam Kurtik’in balından biraz gönderdi
Gelirken de biraz Tecen istedi
Kara lahanaya sar getir dedi
Bu tadın adını muhabbet bırak.
 

Burası Muştur’u candan söyle sen
Giresun’un içinde sokağı da, ben.
Kucaklasın bizi bizimle gelen,
Bu türkünün adını tek vücut bırak.
 
Soframda Muş köftesi, yanında Pezik
Bir yanım Tamzara bir yanım Kurtik,
Biz bu topraklara bir fidan diktik.
Sen onun adını Ay Yıldız bırak.
 
LazıylaKürdüyle bir yumak gibi
Efe’si Dadaşı tek yumruk gibi
Hepimiz bir baş bir vücut gibi
Sen bunun adını TÜRKİYE bırak!
 
Muş gezisinde alkışı alanlar…

Sayın Valimizin her etkinlikte, her an yanımızda olması, havalimanında karşılaması ve uğurlaması.
Muş Belediye Başkanı ile ekibimizden Borsadan Ömer Altuntaş’ın doğum gününün aynı pasta ile kutlanması.
1 Mayıs İşçi Bayramı ve Mübarek Berat Kandilinde Muş’ta bir arada olmamız
Muş sokaklarında herkesin Ahmet Külekçi ile selamlaşması.
Şeref öğretmenin muhteşem kardeşlik öyküsü ve şiiri
Muş’ta yaşayan Çaykara’lı amcanın Trabzon özlemi.
Kutbettin Meriç kardeşimin sıcak dostluğu
Şoförümüzün inanılmaz sabrı ve kardeşliği
Gümüşhane’den ekibimizde olan Serhat Doğan’ın bilgeliği, tarih bilgisi ve yemek aşkı.
DEVAM EDECEK.BİTLİS, TATVAN, AHLAT İZLENİMLERİ..
Canan Güven Kalaycı
Editör: TE Bilisim