Yaz dönemi olduğundan gazetedeki çalışanların yarısı izinde diğer yarısı da iznini yapıp gelmiş. Bende iznime daha hiç elimi sürmedim. Bu yaz sıradan bir izinin bana iyi gelmeyeceğini düşünüyordum.
 
Aklımın bir köşesinde hep yurt dışı gezileri yatıyordu. Farklı ülkeleri gezip görmek en çok hayal ettiğim şeylerin başında geliyor. KTÜ’de akademisyen olan kardeşim Özlem de yurt dışında gezmeyi çok sevdiğinden onunla bu fikri paylaştım. Oda sanki bu teklifi bekler gibi nereye gitsek diye konuştuk. Fakat daha önce kötü sonuçlanan Amerika vizemde aklımın ucunda. Bana vize verirler mi diye endişeleniyordum. Daha sonra birden aklıma basın kartı mensuplarına sunulan gri pasaport geldi.
 
Biraz araştırdım, prosedürlerini öğrendim. Ve hemen başvurdum. Basın kartının ilk defa bir işe yaradığını burada gördüm. Daha önce 3 saatlik ücretsiz araç parkından ibaret olduğunu zannediyordum. Neyse ikimizin de pasaport sorunu yoktu. İtalya, İsviçre ve son olarak Almanya olarak gezimizi belirledik. İtalya’da gezilecek ve kalınacak yerin planını yaptık ve tarih kenti Başkent Roma’ya yola çıktık. Roma’da merkeze yakın yerde tuttuğumuz eve bir an önce varıp valizleri bıraktık. Hiç mola vermeden tarih kokan bu şehrin ara sokaklarına kendimizi attık.
 
Rönesans başyapıtları, modern mimari ve yapıların her birinin ahenkle dağıldığı şehrin tarih kokan daracık sokaklarında başımız hep havada gezdik. Bak bak bitmeyen bir tarih… Burası Batı medeniyetinin kalbi. Dünyaca ünlü yerlerinin dışında ara sokaklarında dolaştığınızda dahi kendinizi bir anda farklı bir dünyada bulabiliyorsunuz. Roma’ya aşık olmamak imkansız. Roma, 3000 yıllık tarihi, Ortaçağ, Barok ve Rönesans izleriyle yaşayan cıvıl cıvıl meydanları, ihtişamından ödün vermeyen dünyaca ünlü yapıları ve seyre doyum olmayan yedi tepeli manzarasıyla hem Avrupa’nın hem de dünyanın en çok ziyaret edilen kentlerinden biri.
 
Tarihi dokusuyla günlük hayatı buluşturan, turistik olmasına karşın Romalıların yaşama tutkuyla bağlı olduğu bir şehir Roma. Her baktığınız yerde bir emek görüyorsunuz. Adeta dantel gibi işlenmiş… Taşlarla, heykellerle…
 
DEV ARENA
 

Roma’daki en önemli tarihi ve turistik yapıların başında gelen devasa Kolezyum temelde bir arkeolojik kalıntı. 2 bin yaşındaki bu yapı hala ilk günkü ihtişamını koruyarak gezginlere, gözlerini kapattıklarında arenada çığlık çığlığa bağıran on binlerce izleyiciyi, yaşanan gladyatör dövüşlerini, saldıran ve öldüren yırtıcı hayvanları zihinlerinde canlandırabilme etkisini yaratabiliyor. İdamlar, tiyatro oyunları ve çeşitli gösterilerin, zaman zaman da kutlamaların yapıldığı Kolezyum günümüzde Roma’ya giden her gezginin ilk uğrak noktalarından da biri.
 
ROMA FORUMU
 

Geçmişi Milattan da öncesine dayanan Roma Forumu bugün bizlere tapınaklar, bazilikalar, zafer takları, kemerli sütunlardan oluşan bir arkeolojik kalıntı olarak görünse de aktif olarak kullanıldığı 1000 yıllık süreçte Roma‘nın siyasi, ticari ve hukusal hayatının merkeziymiş. Elbette Forum ilk yapıldığında bu kadar büyük değilmiş ancak şehir büyüdükçe Roma Forumu da yeni yapılarla büyümüş ve ilkel bir çarşıdan Roma İmparatorluğu’nun yönetim merkezine dönüşmüş.
 
AŞIKLAR ÇEŞMESİ
 

Biz Türkler tarafından Aşk Çeşmesi diye bilinen Roma’nın La Dolce Vita diye lakap takılan bölgesindeki Trevi Çeşmesi kenti ziyaret eden her turistik uğrak noktası. Yılda 10 milyona yakın kişinin ziyaret ettiği çeşmeyi bu kadar popüler yapan tek bir sebep de yok. Yapımındaki ince zanaatkarlık, nefis bir estetik kurgu, zamanla ortaya çıkan ve bu çeşmenin önündeki havuza para atmanın kişiye tekrar bir Roma seyahati vaat etmesi geleneği. Bu geleneğe çeşmeye attığım 25 kuruşla bende uydum. Bakalım ya nasip.
 
PANTHEON TAPINAĞI
 

Pantheon, Antik Roma döneminden kalan ve en iyi şekilde korunmuş olan bir tapınaktır. Günümüzdeki Pantheon aynı yerde yapılan üçüncü yapıdır. Pantheon’u bu kadar etkileyici kılan en önemli özellik hiç şüphesiz ki eşsiz mimarisidir. Romalılar mimaride kullanılan malzemelerin ağır olduğunun farkındaydı; bu nedenle kubbede daha hafif malzeme kullanmışlardır. En ağır inşa malzemesi ile taban için kullanılmıştır.
 
NAVONA MEYDANI
 

Roma ve diğer tüm İtalya şehirleri zengin bir meydan kültürüne sahip. Navona Meydanı (Piazza Navona) ise Roma’daki yüzlerce meydan arasında en güzeli, sen sevimlisi, gezmeye en doyamayacağınız, ayrılmakta en çok zorlanacağınız meydan.
 
KUTSAL MELEK KALESİ
 

Castel Sant Angelo, Roma’nın en önemli tarihi yapılarından biri. Görkemli bir kale olan yapı, adını, Papa Büyük Gregorius’un burada Melek Mikail’i gördüğü dinsel deneyimden alır. Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan burada esir tutulanlar arasında yer almış. Kale ile Vatikan arasında yer alan gizli geçiş ile papaların güvenliği sağlanmıştır.
 
VİTTORİO EMANUELE II ABİDESİ
 

Roma’nın ünlü anıtlarından olan Vittorio Emanuele II Abidesi, şehrin hareketli meydanlarından Piazza Venezia’da (Venedik Meydanı) yer alır. Altare della Patria olarak da bilinen anıt, Giuseppe Sacconi tarafından Birleşmiş İtalya Krallığı’nın ilk kralı II. Vittorio Emanuele’yi onurlandırmak için 1885-1911 yılları arasında yapılmıştır. Bu anıtın inşası için civardaki birçok yapı kaldırılmıştır. Roma’nın bu ünlü anıtı; Botticino, Brescia’dan getirilen beyaz mermer ve Corinthian sütunlarından inşa edilmiştir.
 
İSPANYOL MERDİVENLERİ
 

Gece gündüz hem Romalıların hem de turistlerin en sevdiği yerlerden biri. Meydanının bu kadar popüler olmasının nedeni meydanda yer alan şehrin ünlü merdivenleridir. İspanyol Merdivenleri’nin yapım amacı üst bölümünde yer alan Trinita dei Monti Kilisesi’ne meydandan ulaşım sağlamaktır. Bu merdivenlerde oturarak fotoğraf çekilmek yasak.
 
TERCİHİM PİZZA
 

Tabii ki pizza ve makarna. Ancak Roma’da yemekler bundan ibaret değil. Enginer kızartmasından risottoya, minestrone çorbasından her türlü deniz ürünlerine kadar binlerce farklı yemek seçeneğine sahip. 10 Euro civarında olan pizzayla bir kişi  rahat doyabiliyor.
ATAKAN TOK

Editör: TE Bilisim