Maçka'ya yaklaşık 32 kilometre mesafedeki Şimşirli Mahallesi sınırları içinde kalan Kuştul Manastırı, Maçka Belediye Başkanlığının Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne müracaatı üzerine anıt eser olarak tescillendi.

Bulunduğu Kuştul mevkisi ile aynı adı taşıyan manastır, ulaşılması güç kaya blokunun üzerinde vadinin tamamına hakim bölgede yer alıyor. Vadiden yüzlerce metre yüksekte inşa edildikten sonra eklenti ve restorasyonlarla geliştirildiği bilinen manastırdan günümüze ana gövde ve yıkılmış yapı duvarları ulaşabildi.

Nüfus mübadelesinin yaşandığı 1923 yılında boşaltılan manastırdan vadiye çok sayıda dehliz uzanıyor. Tek giriş kapısı bulunan 72 odalı manastıra, bölge halkı tarafından uzun yıllardır kullanılan üç patika yoldan ulaşım sağlanabiliyor.
Manastıra ulaşmak için en sık, diğer yollara göre daha kısa olan 1,5 kilometrelik patika yol kullanılıyor. Dağın yamacındaki patika yolun ormandan geçmesi dolayısıyla zaman zaman zor anlar yaşayan ziyaretçiler, beş kattan oluşan manastıra yakın bölgede kaya mezarları ve kilise kalıntıları ile çeşmeyi görebiliyor.

Sahile uzak mesafede olmasına rağmen en üst kısmından denizin görülebildiği manastıra, bir bölümünde çökme yaşanan 72 basamaklı merdiven çıkılarak ulaşılabiliyor.

İlçede üç farklı vadideki manastırlar patika yollarla birbirine bağlanıyor

Maçka Belediye Başkanı Koray Koçhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Maçka'nın geçmişte farklı inançların bir arada kardeşçe yaşadığı yerleşim yeri olduğunu söyledi.

Tarihi kayıtlar ve haritaların, Maçka'da 3'ü büyük olmak üzere 5 manastırın varlığını gösterdiğini anlatan Koçhan, Sümela, Vazelon ve Kuştul manastırlarının bilinenler olduğunu, yerleri kısmen tespit edilen iki manastıra ilişkin ise çalışmaların sürdüğünü belirtti.

Koçhan, ilçeyi üç vadi olarak değerlendirdiklerinde Sümela, Vazelon ve Kuştul manastırlarının her birinin farklı vadide olduğunu dile getirerek, birbirlerine uzak gibi görünseler de patika yollarla bağlantıları bulunduğunu aktardı.

 "Manastır bölgesinde kutsal olduğuna inanılan mağaralar yer alıyor" 

Kaynaklarda Kuştul Manastırı'nın milattan sonra 773 yılında faaliyete geçtiği bilgisinin yer aldığını ifade eden Koçhan, 400 yılı aşkın süre hizmet veren manastırın 1204 yılında Hristiyanlıktaki mezhep çatışmasından dolayı yağmalandığını ve yakıldığını kaydetti.

Koçhan, 1393 yılına kadar yaklaşık 200 yıl kapalı kalan manastırın restore edilerek yeniden faaliyete geçtiğini ve 15. yüzyılın başında eski görkemli günlerine kavuştuğunu söyledi.

Çevresinde çok sayıda kilise bulunan Kuştul Manastırı'nda 1904 yılında çıkan yangında büyük hasar oluştuğunu aktaran Koçhan, bu olayın ardından manastır olmasından vazgeçilerek bölgenin terk edildiğini dile getirdi.
Koçhan, 72 büyük odası ile şapellerin bulunduğu manastır bölgesindeki dağda, içinden ayazma diye adlandırılan suyun aktığı çok sayıda kutsal olduğuna inanılan mağaranın da yer aldığını belirtti.

Kuştul Manastırı'nın, çevre düzenlemesi ve korunması şartıyla istendiği zaman geri alınmak kaydıyla belediyeye devrinin yapıldığını ifade eden Koçhan, devir işleminin ardından, yapının orijinaline yakın halini görebilmek için çeşitli kaynaklardan edinilen bilgiler ve görseller doğrultusunda proje hazırlattıklarını aktardı.

"Orijinal hiçbir taşına dokunmadan güvenlik için korkuluk yapacağız"

Koçhan, manastırın içi ve çevresini temizleyeceklerini, korkuluk yapacakları patika yolları daha kolay ulaşılabilir hale getireceklerini anlatarak, şu değerlendirmede bulundu:

"Orijinal hiçbir taşına dokunmadan manastırda ziyaretçilerin güvenliği için gerekli yerlere korkuluk yapacağız. En altta ceviz ağaçlarının bulunduğu güzel bir bahçesi var. Oranın da etrafına korkuluk yapacağız ve buradan 5 katlı merdivenle o bahçeye inilebilecek. Tahminimize göre, yaklaşık 500 bin ile 1 milyon lira arasında maliyetle burayı hem koruyup kollayacağız hem de turistlerin ziyaretine açacağız. Çalışmayı önümüzdeki haziran, temmuza kadar gerçekleştireceğiz."

Kışa girmeden temizliği yapmayı planladıklarını vurgulayan Koçhan, sözlerini şöyle tamamladı:

"İnanıyorum ki burası turizme açtığımızda, tanıtımını iyi yaptığımızda önümüzdeki yıl önemli bir uğrak noktası olacaktır. Kuştul Manastırı seneye, ilk etapta 15-20 bin turistin gezdiği bir yer olacak. Burayı Sümela Manastırı gibi yapmaya belediyemizin 10 yıllık bütçesi yetmez ama bir adım attığınızda zamanla buranın da Sümela gibi restorasyona tabi tutulup inanç turizminde önemli bir yer olacağına inanıyorum. Maçka, adeta açık hava müzesi haline getirilerek yılın 9-10 ayında, aynı yaz sezonundaki gibi yoğunluk olabilecek bir yer. Bize düşen en önemli şey bu tarz noktaları bularak bir başlangıç yapabilmektir."

Editör: TE Bilisim